Eğer birinin zevki, ötekinin acısıyla elde ediliyorsa hiç alışveriş olmasın daha iyi. Bir tarafın kazanıp öbür tarafın kaybettiği bir alışveriş… sahtekarlıktır.
Sayfa 140 - Pegasus Yayınları
"..ıstırabım daha büyüktü, çünkü askerin sefaletinin,yoksulunkinden fazla olduğunu, sefaletin her türlüsünü içinde barındırdığını biliyordum; askerin sefaletinde ayrıca daha fazla tevekkül, daha fazla asalet vardı, savaşa dönmek üzere olan asker, itişip kakışarak bir masa kapmaya çalışan uyanıkları görünce, nefret duymadan, filozofça ' başını sallayarak, "Savaş buraya hiç uğramamış sanki," dediği için, daha da dokunaklıydı."
Reklam
Karikoca arasinda gecenleri, nasil sevistiklerini kimse bilmemeli, hic kimse.Kavgalarini oz analarindan bile saklamali, birbirlerinden sikayet ederek kimseden hakemligini istememelidirler.Her müskülü kendi aralarinda halletmeleri lazimdir. Ask kutsal bir sırdir; sevisenler arasinda ne gecerse, yabanci gozlerden saklanmalidir. Bu onun kutsalligini bir kat daha arttirir. Boyle ciftler birbirlerini daha cok sayarlar ki, saygi pek cok seyin temelidir. Ortada ask olduktan , seviserek evlendikten sonra bu sevgi nicin sönsün ?
insan kalbiyle sever öyle değil mi..
Beni öpmüş olan bütün bu dudaklar, beni sevmiş olan bu kalpler (insan kalbiyle sever öyle değil mi, yoksa başka bir şeyle mi karıştırıyorum?), ellerimle oynamış olan bu eller, beni de az kalsın kendilerine benzetecek olan bu kafalar! İnsanlar gerçekten çok tuhaf. Zavallı babam, o gün ne duruma düştüğümü, ne duruma düştüğümüzü görseydi ne çok üzülürdü, benim adıma üzülürdü demek istiyorum. Belki de dünya nimetlerine dudak büken büyük bilgeliğiyle, daha tam anlamıyla cesede dönüşmemiş oğlunun geleceğini okumuştu önceden, kimbilir. .
Sayfa 14 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İkide bir kendi kendime, “İşte yolculuğumun sonu: Sürgündeyim! Burada, bir köşecikte daha yıllarca kalmak zorundayım; hem de hiç istemediğim, hastalıklı duygular içinde... Ama kim bilir? Yıllar sonra bu köşeden ayrılırken belki de burayı arayacağım!..” diyordum; içimde yaramı boyuna kurcalayıp verdiği acıdan zevk alma ihtiyacı vardı ki, felaketimin büyüklüğünün bilincine varmak cidden zevk veriyordu. Yılların beni bu köşeyi de arayacak hale düşürmesi ihtimalinden dehşet duyuyordum; insanın, ne derece büyük olursa olsun her türlü felakete alışıverdiğini daha o zamanlar sezmeye başlamak da ürkütüyordu beni.
... kalp eğitimiyle kazanılan meziyetler veya kalbinin izini süren daha şevkatli, daha bilge , daha anlayışlı insanlar güzel atlarına binip gittiler. Sonuçta teknoloji, modernite, iletişim gibi alanlar çılgınlık derecesinde üretime girişti ama bir zamanlar bunlar olmadan yaşayan insanın mutluluğuna hiç erişilmedi. İnsanlığın trajedisi: Kalple akıl arasında aklı tercih etmek!..
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.