" İnsan yüreği umutsuzluğa ancak belli ölçüde katlanabilir. Sünger suyu emdiğinde, üzerinden deniz geçse bile bir damla su daha ekleyemez..."
Vazifen: Dikenler arasında güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak. Buna sevineceksin! Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Mûsâ'ları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler. Konuştuğun için zindana koyacaklar; sevineceksin! Çöllere sürülürsen, kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülürsen, vücut ısınla sebze yetiştireceksin. Yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar. Sen bunu sabırla seyredeceksin! Karanlık zindanlara atarlarsa, ışık; paslı vicdanları görürsen, ümit; imansız kalplere rastlarsan, Nur vereceksin. Sen verdiğin için, suç; sen getirdiğin için, ceza; sen konuştuğun için, mahkûm olacaksın. Ve buna şükredeceksin! Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur'an'a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, Mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi Nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin! Bir gün, Kur'an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen; hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.
Bir Dava Adamından Notlar
Bir Dava Adamından Notlar
Reklam
Deniz kadar derin ve ihtişamlı olsan da kendini bir damla gibi göster. Zira gülün kalbine sızmayı başarabilen çiğ damlasıdır; deniz oraya nasıl sığsın?
Sayfa 186 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Bir Mektup
Aziz Muhterem kardeşim... Mademki İslam'ın her derdine razı olduğunu bildiriyorsun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun, o halde iyi dinle: Vazifen: Dikenler arasında güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak. Buna sevineceksin! Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Musaları safına alacaksın. Aldığın için
"Sünger suyu emdiğinde, üzerinden deniz geçse bile bir damla su daha ekleyemez. "
Sayfa 415Kitabı okudu
BULAMAM
... LII Her yağmur bir gök bulur elbet kendine; her yeşil bir dal, her su bir damla, her ateş bir kül, her takvim bir yıl bulur kendine! Her yangın bir duman, her öğrenci bir okul, her artı bir eksi, her yol bir taşıt, her soru bir yanıt. Her Aragon bir Fransa, her Fransa bir Elsa… Her Karacaoğlan bir zülüf (yeter ki bakmayı bilin, her yârin bir zülfü vardır); her ressam bir tuvâl, her kış bir ayaz, her kitap bir okur, her şarap bir adam bulur kendine; (yeterki şarap, şarap olsun, içen çıkar…) LIII Her deniz bir martı, her ömür bir tufan, her rüya bir uyku, her nota bir şarkı, her mezar bir ölüm, her ağaç bir kök, her dağ bir duman, her güneş doğacak bir kuytuluk bulur ya kendine, bulur ya; ben senden başka sen bulamam... B u l a m a m !
Yılmaz Odabaşı
Yılmaz Odabaşı
Reklam
Yağmurlu bir güne..
Ben geldim geleli açmadı gökler; Ya ben bulutları anlamıyorum, Ya bulutlar benden bir şeyler bekler. Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum.. Ben geldim geleli açmadı gökler..
Tejo nehri kıyısındaki evlerini hatırlarken
Ay doğuyor ufukta ve bir damla gözyaşı gibi Canlanıyor içimde mutlu çocukluğum. Dalga dalga geri geliyor geçmişim ve o deniz çığlığı Bir kokuya, bir sese, bir şarkının yankısına dönüşüyor
Ben geldim geleli açmadı gökler; Ya ben bulutları anlamıyorum, Ya bulutlar benden bir şeyler bekler. Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum.. Ben geldim geleli açmadı gökler. Bir yağmur bilirim, bir de kaldırım Biri damla damla alnıma düşer; Diğerinde durur göğe bakarım Ne şehir, ne deniz kokan gemiler.. Bir yağmur bilirim, bir de kaldırım.
Epub
"Bahr isen de katre-i nâ-çîz göster kendini Gönlüne gir ey gönül ol goncanın şeb-nem gibi" Şeyhülislâm Yahyâ Ey Yahya! Sen deniz kadar büyük bile olsan kendini aciz bir damla gibi göster. Ey gönül Böylelikle henüz açmamış bir gül olan sevgilinin gönlüne bir çiy tanesi gibi gir. Çünkü goncanın gönlüne yalnızca çiy tanesi girebilir.
Reklam
Çünkü yüce Hak, önce bir inci yaratıp inciye baktı. O inci utancından eriyip deniz oldu. Deniz kendi kendine coşup kabardı, köpürdü. Denizin köpüğü toprak oldu, yer oldu. Toprak sudan doğduğu için bu akrabalık ve bağlantı ona bağdır. Uyanık ol ey damla! Bu bağa ve akrabalıkla gururlanıp aldanma. Çünkü birçok damlayı bu bağ gurur ve aldanışa düşürüp denizi aramaktan alıkoydu.
Sayfa 168 - Kurtuba Kitap,
Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur'an'a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın.
Enine boyuna düşündüğünüzde, bazı şeylerin karada yaşamak için uygun olduğunu bazı şeylerin ise suda yaşam bulduğunu görürsünüz. Bir kol saatinin göz açıp kapayıncaya kadar işi bitmişti, şu onun için güçlü bir zehirdi, birkaç damla suyla vadesi dolmuştu. Diğer şeyler, lastik ördekler, süngerler ve deniz yosunları suda çiçek açıp şişerlerdi. Peki ya insanlar? Standish insanın su konusunda değişken olduğuna karar verdi, bazen suda yaşam buluyor bazen de çürüyüp gidiyordu.
dağılır ya bir damla kan, düşünce suya şehrimi tutsak etti bakışların, ellerin ağlamak, yolunu bulmak değildir beklenen her mevsimin ağlamak, fırtınalar taşıyan deniz, zalim ve derin
İnsan yüreği umutsuzluğa ancak belli ölçüde katlanabilir. Sünger suyu emdiğinde, üzerinden deniz geçse bile bir damla su daha ekleyemez.
Sayfa 415Kitabı okudu