Yüce Dosta
ayrılış günü yüklemediler bir şey alaca tüylü develere en son o ayrıldı haykırdım tutamadım kendimi uzaklara gitme diye ey benim iki gözüm, canım kesib’e mutlaka uğra yönel lâ’lâ tepesine doğru
Köylüleri öldürmeli mi veyahut onlardan mı olmalı ?
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?”diye bir şiiri var bilen bilir. Üzerinde çokça düşündürten, okudukça değil tecrübe ettikçe anlam kazanan bir şiirdir. Yıllar önce üniversitede arkadaşlarla bir masa etrafında toplandığımızda biri ortaya atmıştı bu şiiri. Bende de oldukça fazla ilgi uyandırmıştı. Ama ilk başta anlamadım şairi de şiiri de, anlayamamışım yani… şimdi şimdi kavrıyorum bunu da. Şaire oldukça serzenişte bulunduğumu hatırlıyorum hatta; “insan bu kadar da aşağılanmaz ki, köylü dediğin gariban, sabahtan akşama ekmeğinin peşinde dünyadan bir haber bir parça insan bunca yüklenecek ne var” demiştim. Meğer bildiğimiz anlamda köylüye sövmek değilmiş amaç. Şiirde geçen “köylü” bir düşünce biçiminin temsili. Bildiğimiz metafor yani. Çok yerinde tespitler barındırıyor şiir; okumalı ve okutmalı. Köylü kafalı insanlar gerçek maalesef ve her yerdeler. Tek düşünceleri komşusunun kaç ineği var, hangi tarlaya kim ne ekti, sütçüye en çok sütü kim sattı… Medet umdukları tek şey mavi gökten toprağa fazladan akacak birkaç damla yağmur… Çocuklarının halinden, eşlerinin ahvalinden bir haberdirler. Dünya döner durur da bir gram oynamaz akılları yerinden. Güya hal hatır sorduktan sonra tek konuştukları hayvanlardır bir de komşusu… Demem o ki köylülerden olmayalım. Bu ne bize ne insanlığa bir şey katmaz. O zaman yıllarca yerinde sayan bir taştan, yol kenarında biten bir ottan farkımız kalmaz. Ne diyordu şair; “Bu dünyada yediğimiz ekmekler içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir kaçmak için değil...”
Reklam
elveda
Sana selam gönderiyorum turnalar ile Sana sevdamı haykırıyorum güller bülbüller ile Hasretimi dile getiriyorum ah û figân ile Ozanlar anlatır sevdaları saz ile söz ile Yar, Sen,güzeller içinde başın letafetin ile Bütün mazim seninle hayalinle dolu Bu yol Kays, Ferhat ve Kamber in yolu Sevenlerin belli olmaz hiç sağı ve solu Bizim diyarlar hep
Nasipliysem Eğer ...
Şu yağan yağmur misâli Şehrine inen bir damla olmak isterdim . Toprağın yaydığı o mis râihâ misâli Avuçlarına papatya kokusu bırakmak isterdim . Buğulu camından bakarken dışarı Camına kalp çizen bir kelebek olmak isterdim ..
Zamanın Sultanları ve Şimdinin Ruh Hali: Bir Başlık Arayışı
Kapıcı Süleyman mı daha rahat bir hayat sürdü yoksa Sultan Süleyman Mı? Düşünsenize İkinci el Brodaway’i olsaydı Sultan Süleyman’ın o kadar yorulur muydu acaba devlet işlerini yönetirken. Ya da elinde tuşlu da olsa bir cep telefonu olsaydı Şehzade Mustafa’nın masum olduğunu geç olmadan öğrenebilir miydi. Hastalandığı zaman özel hekimlerini
Gülnare
ben, yıpranmış sokaklar ortasında avare sen, kırgın bir ülkenin süreyyası: Gülnare honçalı novroz gelir; bir de siyah ve sarı dalgalanır göklerde bir kuşun kanatları her nağme, dudağında çarpılmış karanfil sana tutkun atlılar şimdi yorgun ve sefil göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı dokunmuyorsa
Reklam
Güneşin Mızrakların ucuna takılıp kaldığı bir vakitte Diriliş erlerinin yüreklerinden yayılan Bir depremle sarsılıyordu arz. Gerilmişti altımızda atlarımız
Sen Yoksun Ya
Sen yoksun ya: Bir oğlu diğer oğlunu öldüren Adem'in, kendine inanmayıp dağa kaçan oğlunun boğulmasını izleyen Nuh'un, kavminin ateşe atılmasını izlediği İbrahim'in, çölde oğlu İsmail için su arayan Hacer'in, kendisine sığınan konuklarını sapkın kavminden korumak isteyen Lût'un, onbir kardeşinin kuyuya attığı
elveda
elveda diyorum arkandan elimde mendil gözlerimde yaş ayrılık hüzün ve hasretlik getirdi bana ey yar işte bu yaş aşıklar ağlarlar sevdiklerinin arkasından ah-ı figan ile kalmaz, o kızaran gözlerinde fer ve bir damla bile yaş elveda diyorum işte bak gör ben, buralardan bu dünyadan mecnunum ben kazancım ne ki ne umuyorum yarından diyorum kendime bir sen misin ayrı kalan sevgili yarinden aramayın beni sormayın düne haber beklemeyin yarından KK
Gözlerim yollarda bekler dururum Bir selam bir haber hiç yollamadın Sen bende hayatın tadı tuzuyken Ben sende bir damla yaş olamadım Yaş olamadım, yaş olamadım ben Sen bende hayatın tadı tuzuyken
377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.