Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Tabancada eli titrer İp görse çarpıntısı artar Ateşten öteden beri korkar Dama çıkıp atlasa, damda leylekler Havagazının kokusunu sevmez oldum olası Bilek kesmek onun da geçti modası Ve de en önemlisi Kan görmeyi sevmez hacı babası Derken ilaçta karar kıldı Hem acısız, hem kolayı, hem ucuzu Aldı ilaç dolabından bir şişe Hayır hayır zehir değil, ingiliztuzu Sonuna kadar içti Aysel'in aşkına Gözlerinde kanlı yaşlar Bıraktı kendini bir koltuğa Dedi: Can çekişme şimdi başlar
Reklam
sâye...
Yıkıntılar arasında darmadağın olan kırıntılardan bir umut çiçeği yaratmayı başarabildiysem de bu yine onun sayesindeydi. Onun hayatına dahil olmaktan başka bir şey yapabildim mi bilmiyorum lakin o bana günün anlam ve önemini bir sevda adına onlarca şiir yazmak için sebepler sunmuştu. Karanlık günlerin ardından doğan güneşin de aslında çiziksiz bir sayfa olduğunu, bu sayfayı kendi istediğim şekilde boyayabilmemin mümkün olduğunu hatırlatmıştı. Her şeyin sonunda yine kalbimi sokacak bir limana sahip olmuştum. Geçmişe gömülü olan yaşantımı yeniden yarınlara yelken açan yaşam arzusuna çevirmişti. Bu günleri görse benimle gurur duyacağını bildiğim Sıla ablanın da şimdi, öbür tarafta beni izleyip sevincime ortak olduğu düşüncesine kapılmama vesile olmuştu. O bana aşk olmuştu ve ben bu aşkı ömür boyu yanı başımda taşıyacaktım.
Sayfa 201 - İkinci adamKitabı okudu
Kapı Geç benden, ben dururum, ben beklerim, geç benden, ama nereye geçersin benden ben bilemem. Dediler ki, olgun bir meyve var sabır perdesinin ardında,
Sayfa 32
Ustam! Aklım firarda. Gözbebeklerimde müebbet hüzün, Dilimde ay kesiği bir yara, Düşüm kırık dökük, Umudumun boynu bükük, Bir öksüzün omuzlarında sukut. Yüreğim sana emanet sıkı tut.
İnsanın kendi işini ve hâlini bilmesi ne güzeldir. Bütün işlere vâkıf olup anlasa, arif olup da bu sözü görse ve bu sözün manasının nereden geldiğini, aslının ne olduğunu ve kaynağını bir bilse... Görmekten maksat, bilmektir, bilmek ise insanın kendisine gelmesidir. Bu sözün anlamını bilmek istersen gözünü açıp aklını başına topla. Dünyada bu yaratılanları gör ve ona göre ibret al. Varlıklardan ibret alanların gönlünde hikmet kaynayıp yeşerir. Şimdi bu manadan birkaç cevap gören sayısız sevap alır. Mananın sözünü can kulağı duyar, mana ve hıkmetin yüzünü de ancak can gözü görebilir. Aslında bu manayı hissettirmeyen ve gönlü Allah aşkına uydurmayan nefistir. Allah'ım, nefsin isteklerini bırakıp aşka uymayı herkese nasip et.
Reklam
-Rüzgâr- (syf. 58-59-60)
Arzularım muayyen bir haddi aşınca Ve kulaklar sözlerime sağırlaşınca Bir ihtiras duyup vahşi maceralara Çıkıyorum bulutları aşan dağlara. Tanrıların başı gibi başları diktir, Bu dağları saran sonsuz bir genişliktir, Ben de katıp vücudumu bu genişliğe, Bakıyorum aşağılarda kalan hiçliğe. Bu dağların bir rakibi varsa rüzgârdır. Rüzgâr burda tek
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir gün, 5 Ağustos falandı galiba, işe biraz ara vermiş, Gesia Sokağı'nda yürüyordum. Bir ara Janusz Korczaka ve onun gettodan gönderilen yetimlerine rastladım. Yetimhaneyi yöneten Janusz Korczak'a yetimhaneyi boşaltması emrini o sabah vermişlerdi. Yalnızca çocukları alıp gideceklerdi. Korczak kendini kurtarabilirdi ama beni de götürün
Sayfa 119Kitabı okudu
En en sevdiğim ve hissettiklerimden...
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum. Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum. Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum. Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu. Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum. Bir
Sayfa 48 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Büyük gemiler de yok artık bayım Büyük yelkenler de Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım. İşte az önce bir karabatak daldı suya Bir süredir kayıp Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım. Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum. Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz? Bir gül, bir güle derdi ki görse Yalan söylüyorum Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
Reklam
Kapı
Geç benden, ben dururum, ben beklerim, geç benden, ama nereye geçersin benden ben bilemem. Dediler ki, olgun bir meyve var sabır perdesinin ardında, dünya sana sabrı öğretecek, olgun meyvenin tadını da.
Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya En büyük şey, en asil şey küçülür burda. Burda yalan para eden biricik iştir, Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir. Kimi coşar din uğruna geberir, yalan! Kimi gider vatan için can verir, yalan! Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır; Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır. Şairlerin büyük aşkı fânî bir kızdır, Bu dünyada herkes sinsi, herkes cılızdır. Ne hakikî aşktan burda bir çakan vardır, Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır, Her büyüklük cüzzam gibi dökülür burda, En muazzam ölüm bile küçülür burda. Benim kafam acayip bir dimağ taşıyor, Her dakika insanlardan uzaklaşıyor. Zaman zaman mağlûp olsam bile etime, İnsan olmak dokunuyor haysiyetime. Büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum, İşte rüzgâr, şimdi sana sığınıyorum!
Doktoru, zaman boşluğu dolduracaktır,diyerek teselli etse de bu ,sadece içindeki üzüntü ve öfkeyi büyütmüştü.Çocuk sahibi olma imkânını elinden alan ilaçlar, bunu yapmak için gereken içgüdüleri yok etmeyi başaramamıştı .Bu doymak bilmez açlığını yıllarca bastırmaya uğraşmıştı . Şimdi altmış bir yaşına yaklaşmasına rağmen, ne zaman bir anne ile çocuğunu görse içinde hep bu boşluğun acısını hissediyordu.
Sayfa 128 - Altın KitaplarKitabı okudu
76 Mercedeslerin bir de şeker renklileri olacakmış. Kezban beni onun içinde görse, iyice ateşlenir. Hoş, şimdi bunun içinde görünce, ''Ben boşuna kaptırmadım gönlümü bu Bayram'a. Boşuna beklemedim'' diyecektir. Düşündüğümden yiğit çıktı. Helal olsun yaptıkları...
Sayfa 104Kitabı okudu
“Kaybetmekten ve yalnız kalmaktan korkuyordu.Çocukluğundan beri vazgeçebilmeyi öğrenememişti; bu yüzden böyle darmadağındı şimdi. Kimden küçücük bir şefkat görse, ona dört elle sarılıp hayatının vazgeçilmezi saymıştı. Büyük boşlukları vardı hepimizin, çok büyük… Belki de kendimizi hiç tanımıyorduk. Yaralarımızın yerini bilmiyorduk. Onları hangi yollarla bulabileceğimizi, nasıl ilişki kurabileceğimizi, nasıl bir arada yaşayabileceğimizi bilmiyorduk. Bu yüzden tüm boşluklarımızı marazlı insanlar dolduruyordu.”
476 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.