Her evden bir kişinin üniversiteye girebildiğini söyleye­ mem. Bir elin parmaklan kadardı şehirlerdeki okul kapıları­nın yolunu tutabilenler. Bu ders çalışma furyasına köylü de kendini kaptırmış, vaktiyle "Mao gibi uzuuun bir yol yürümek lazım" , "Derler ki devrim, şükür Yaradan'a, kırklar ce­mi gibiymiş," diyen kadınlar şimdi çeşme başlarında "Anam anam, fenle matematik çok zor," sohbetlerine koyulmuştu. Erkeklere gelince ... Yaşını almış olanlar kendilerini bağa bahçeye adadı. Ayran, soğan, bulgur pilavıyla geçti onların günleri. Sanki başkaları pirzola mı yiyordu? Köylü hali işte, bulgur baş tacıydı.
Elde olanı çekiştirdin durmadan, uzattın, yamadın, onardın; yeni bir deniz aramayı aklına getirmedin.
Reklam
“Bu dilbilgisi değil, bir etik sorunu," diye yanıtladım. Ağzını açmadan önce muhtemelen bir dakika geçti. İçinde tarifsiz bir hüzün barındıran ağır bir ciddiyetle, "Biliyor musun, Hump," dedi, "bu benim, etik sözcüğünü bir adamın ağzından ilk işitişim. Bu gemide bunun ne anlama geldiğini bilen bir tek sen ve ben varız." Bir başka duraksamanın ardından, "Yaşamımda bir kez," diye sürdürdü, "günün birinde bu tür sözcükler kullanan insanlarla konuşabileceğimi, kendimi içine doğduğum yaşamdan çekip çıkarabileceğimi ve etik gibi konulardan söz eden insanlarla sohbet edip aralarına karışabileceğimi düşlemiştim. Ve şimdi, bu sözcüğün telaffuz edildiğine ilk tanık oluşum; ama yanıldığın için bu da boşa gitti. Bu bir gerçek, ne bir dilbilgisi ne de bir etik sorunu.”
akşamüstüne doğru, kış vakti; bir hasta odasının penceresinde; yalnız bende değil yalnızlık hâli; deniz de karanlık, gökyüzü de; bir acaip, kızların hâli. bakma fakirmişim, kimsesizmişim; – akşamüstüne doğru, kış vakti – benim de sevdalar geçti başımdan. şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış; zamanla anlıyor insan dünyayı. ölürüz diye mi üzülüyoruz? ne ettik, nw gördük şu fâni dünyada kötülükte gayri? ölünce kirlerimizden temizlenir, ölünce biz de iyi adam oluruz; şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış; hepsini unuturuz.
Sayfa 103 - ölüme yakınKitabı okudu
Ölüme Yakın
Akşamüstüne doğru, kış vakti; Bir hasta odasının penceresinde; Yalnız bende değil yalnızlık hali; Deniz de karanlık, gökyüzü de; Bir acayip, kuşların hâli. Bakma fakirmişim, kimsesizmişim; - Akşamüstüne doğru, kış vakti- Benim de sevdalar geçti başımdan. Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış; Zamanla anlıyor insan dünyayı. Ölürüz diye mi üzülüyoruz? Ne ettik, ne gördük şu fâni dünyada Kötülükten gayri? Ölünce kirlerimizden temizlenir, Ölünce biz de iyi adam oluruz; Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, Hepsini unuturuz.
Hobbitlere sonra noldu?
Sonra aniden bir gün Galadriel'in hediyesini hatırlayıverdi, çünkü haftalardır yaşadığı maceraları düşünemeyecek kadar meşguldü. Kutuyu çıkartarak bunları diğer Yolcular'a (çünkü artık herkes onları bu isimle çağırıyordu) gösterdi ve fikirlerini sordu. "Onu ne zaman hatırlayacağını merak edip duruyordum," dedi Frodo. "Aç
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.