ŞİRAZE
Acılar içinde , sırları kalplerinde saklı kadınlar. İstedikleri tek şey , sadece bu adaletsiz dünyada İnsan gibi yaşamak...
Bu bir Istanbul efsanesi...
Ve bu şehrin gizemli hikayesi...
Efsanenin baş karakteri Vildan namı değer Şiraze Daha ilk doğduğunda hayata mağlup başlamıştı, annesini doğduğu gün kaybetmişti, onunda ölüm emri verilmişti
Jane Austen'i ilk olarak "Gurur ve önyargı (aşk ve gurur)"adlı kitabıyla tanıdım ve oradaki idealist Elizabeth karakterini çok sevdim. Bu kitapta da Emma karakteri biraz Elizabeth'i andırsada daha çocuksu ve daha toy bir genç kız. Kitapta Emma'ya akıl hocalığı yapan John Knightley ve ikili arasında geçen sohbetler çok öğretici ve güzel.
Emma konum olarak çok üst bir noktada olan saygın bir ailenin kızı olarak, kendisinden çok düşük bir konumda bulunan Harriet'i koruyup kollamak ve ona kendi sosyetesinin kapılarını açmak ister. Bu şekilde başlayan macera giderek hiç umulmadık aşklara ve yeni evliliklere götürecek sizi.
Kalem olarak çok sade ve anlaşılır yazan Jane Austen her kitapseverin muhakkak kütüphanesinde yerini almasını düşündüğüm bir yazar.
Keyifli okumalar...
Sağlıcakla kalın...
EmmaJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202310,1bin okunma
Yeni kitap yorumu ile herkese 'Selamlar' #judithhermann dan #yuva adlı kitabını okudum.İlk kez okuduğum bir yazardı.Anlatım güzeldi ama ben hikayeyi çok etkileyici bulmadım.
Kısaca konusundan bahsedecek olursam ,kızının evden ayrılmasından sonra evini ve eşini bırakarak yeni bir hayat kurmak isteyen orta yaşlı bir kadının hikayesi.Kitap Almanya'da geçiyor.Anlatıcı kadın Berlin'de yaşarken Kuzey Deniz kıyısına taşınıyor.Orada abisi ile barda çalışıyor.Buradaki hayatı ve geçmişi üzerine bir hikaye bekliyor sizi.
Biraz durgun bir hikayeydi biraz değişik biraz sıradan yani beni çok içine çekmedi.Ama kısa ve öz bir kitaptı ve okudum,bitti.
YuvaJudith Hermann · Sia Yayınları · 2023361 okunma
//DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.//
Kitapta İstanbul’a 2 saat mesafede deniz kenarında bulunan Podima Köyünde Arzu adında İstanbul’dan bu kasabaya eşi Ali ile gelip yerleşen bir kadının öldürülmesi ve katilin bulunmasına kadar geçen bir süreç ile bu cinayeti gazetesine haber yapmak için İstanbul’dan Podima’ya gelen Pelin isimli genç bir gazetecinin İstanbul’dan emekli olduktan sonra gelerek Podima’ya yerleşen inşaat mühendisi Ahmet Arslan ile cinayeti kimin işlediğini öğrenmek için yaptığı diyalogları anlatıyor. (Bu arada neden Ahmet Arslan’ı bulur ki gazeteci kız. Araştırma yapmak istiyorsan kadının kocası var. Yine öldürülen Arzu Karaman’ın İstanbul’da bir sürü arkadaşı var. Hizmetçi kadın var. Bana Ahmet Arslan’ı bulması anlamsız geldi.) Ayrıca gazeteci kıza Ahmet Arslan kardeşi Mehmet’in hikayesini anlatılıyor. 330 sayfa kitabın belli bir yerine kadar sıkıcı. Cinayeti aydınlatmak için geçen gerilim dolu bölümler yok. Mehmet’in hikayesi o kadar heyecanlı sürükleyici değil. Hatta Ahmet ile gazetecinin arasında geçen diyaloglar bile çok ilgi çekmiyor. Gereksiz bazı ayrıntılarla kitap şişirilmiş geldi bana. Son bölümleri güzel mi evet güzel.
Yazarın bu okuduğum ikinci kitabı. Serenad’ı. beğendim. Ama bunu maalesef çok çok beğenemedim.
Nika Nika'nın kadere olan etkisi. Joyboy'un iradesinin kaynagida Nika Nika oldugunu dusunuyorum. Luffy'nin cevresinde gelisen seylere donup baktiginizda bu kadar talihli olmasi bir animedede olsa cok alisilmadik bir durum. (Bleach haric :) )
Herseyin basladigi o meyve yedigi sahnede bile bazi seylerin bu kadarda siradan karsilanmamasi gerekirdi.
One Piece cizgi romanlarin okuyabilecegi maximum hayal gucu kullanilarak dusunulmus ve yazilmis bir seridir. Kendisini Animeden takip etsemde arada merakimdan kucuk kacamaklar yapip mangasina goz atarim. Spoiler vermemek icin sozlerimi kisitliyorum ama Bir deniz animesinde her adanin kendine ozel havasi, halki, kurallari, hikayesi ve gizemleri olunca bundan iyisini bulacagimi dusunmuyorum ki gormedimde.
Amerika Nuntucketli genç Arthur Pym arkadaşı Augustus'un teşvikleriyle denizciliğe merak salar. Ailesinden kaçarak başladığı deniz serüveni kimsenin ulaşamadığı güney kutbuna kadar binbir macera ile uzanır.
Kitabı çok beğendim. Bir psikoloğun 5 danışanı ile olan yolculuğunu anlatıyor. Hikaye kitaplarını çok severim. 5 farklı hikaye okuyormuş gibi hissettim kendimi. Aslında özünde aynı olan 5 farklı hikaye...
Özünde insan vardı çünkü. İnsanın anlam arayışı. İnsanın sevilmeye olan bitmek tükenmez ihtiyacı...
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz:
– Giriş
– Kitapla İlgili Düşüncelerim
– Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
– Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi
– Turin
Büyük oranda doğaya söz veren bir roman kendisi. Doğa ve o kültürün dini bir bütün olarak verilmek istenmiş gibi. Doğa betimlemeleri; özellikle de deniz, fener kulesi, dalgalar, kumsal manzaraları fazlasıyla var. Sanki tuzlu suyla sarmalanıyorsunuz okurken. Çok dingin bir atmosfer, ancak yer yer sıkıcı. Basit insanların basit hikâyesi çünkü.
Bu istiridyelerin başına her an bir kaza gelebilirdi, kas büklümleri arasına kaçan bir kum tanesi, etlerine öylesine batabilirdi ki et, kendini korumak amacıyla kum tanesinin üstünü pürüzsüz bir tutkal tabakasıyla kaplayabilirdi. Ama bu işlem bir kere başladı mı, sonu kolay kolay gelmezdi, yabancı gövde bir gelgitle kopup gidene kadar ya da istiridye tükenene kadar sürerdi, insanlar, yüzyıllardır dalmış, deniz diplerinden istiridyeler sökmüş, içlerini açarak bu tür tutkalla kaplı kum tanecikleri aramışlardı.
Bir gönül davası anlatsam ağlarsın
Şişelere deniz koy gemiler batsın
Bir gönül davası anlatsam ağlarsın
Şişelere deniz koy gemiler batsın boğazımıza
Uzun zamandır okuduğum kitaplar için inceleme yapmak istiyorum.Ama yapamıyordum.Konu Aşk Hikayesi olunca bu şarkı da cuk diye oturdu.Öyle bir gönül davası var ki ortada!
Bir aşk!
Eğer ayrı kalırlarsa lal olma yemini etmiş ve bu yemine sadık kalmış Kaknuşa.Denizde batan bir geminin arkasından yıllarca sevgilisini arayan Bahşi.
Bu gönül davasını gerçekten anlatsam ağlarsınız.Bir aşkın etrafında pervane olmuş 4 aşık.Ben bu aşıklar arasında en güzel seveni secmeye kalksam oyumu Bahşiden yana kullanırdım.Duygularımın çoğunu ifade etmek için kendimi tutuyorum.Kaderin 20 yıl sonra karşılaştırdığı iki aşık yine de kavuşamıyor.Bu kitap beni aldı götürdü.Tavsiyem odur ki yaşadığınızın aşk mı değil mi ayrımına varmak için bir de İskender Pala’nın Aşk Hikayesine şans verin.Siz hangisi olurdunuz?Kaknuşa mı?Bahşi mi?Evrenik İshak mı?Gunala mı? Ben kadın olmama rağmen Bahşi olurdum.Korkmazdım.
Buram buram aşk kokan keyifli okumalar.
Kitap harika ama bana ruhsal anlamda iyi gelmediğini itiraf edebilirim.
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,568 okunma
Taş Ev kitabının yorumu ile geldim
Nisan ayının bir diğer kitabı ile sizlerleyim. 2023 yılı basımlı 325 sayfadan oluşan Wattpad platformundan bizlerle buluşan bir kitap.
...Bazı insanların geleceği geçmişinden gelir...
⌂"Ünlü iş adamı Oktay Sürenoğlu sekreteri Deniz Çakır ile evlendi.
Dostoyevski “Hepimiz Gogol Baba'nın paltosunun cebinden çıktık” cümlesinin anlamını Palto kitabında anlayabiliriz.
Gerçekçi bir üslupla kaleme aldığı bu hikâyesi gerçekten de etkileyicidir. Dokuzuncu dereceden bir memur olarak yaşamını sürdüren ve içe dönük bir kişilik olan Akaki Akakiyeviç'in hayatından kesitler veren bu hikaye dönemin Rus toplumunu irdelemekte ve sert dille eleştirmektedir. Yazar, Akaki Akakiyeviç karakterinde aslında kendi yaşantısında esintiler vermiştir.
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202036,8bin okunma
’Burada eğer bir kadın kahkaha atıyorsa kadere ince bir sitem göndermesinden acılarını ve dertlerini bastırmasındandı. Burada herkes yaralıdır ve herkesin acı bir hikayesi vardır..’’
Hayatımda okuduğum en etkileyici çizgi roman olabilir. Hem hikayesi hem de çizimleri muhteşem. Zaten çizgi romanda çok az yazı var. Her şey söze gerek kalmadan aktarılmış, duygu dolu bir çizgi roman ki beni yer yer çok üzdü, duygulanmadım desem yalan olur.
Hikayeye gelirsek, yapayalnız bir adam anlatılıyor burada. Çirkin olduğu için bir deniz fenerinde hayatını sürdüren, hiç insan içine çıkmamış yetişkin bir adamın hikayesi. Yanında oltası, balığı ve sözlüğü var ona bir eşlik eden. Okuyun, pişman olmayacaksınız.