Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Reklam
SEVENLERİNE DUASI
Hüdâyî'nin Üsküdar ve İstanbul'da tanınıp sevilmesine ve ziyaret edilmesine vesile olan menkıbevî bir duasından bahsedilmektedir. Rivayete göre Sultan I. Ahmed Han, sohbetteyken kendisine şöyle bir soru yöneltir: “Efendim, Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin kıyamet gününde müntesiblerinden pek çok günahkâra şefaat edeceğine dair bir rivayet var. Bunun sıhhati konusunda ne buyurursunuz?" Hüdâyî bir an murakabeye vardıktan sonra rivayetin doğruluğunu tasdik eder. Bunun üzerine Sultan Ahmed Han: "Sizin bizlere bir dua ve müjdeniz yok mudur?" diye sorar. Hüdâyî ellerini açarak şöyle dua eder: "Kıyamete kadar bizi sevenler, kabrimizi ziyaret edenler ve ömründe bir kere türbemizin önünden geçtiğinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bize mensub olanlar denizde boğulmasın, ahir ömürlerinde fakirlik görmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin. Hüdâyî'nin bu duası çağından sonraki dönemlerde özellikle denizcilerin bu türbeyi ziyaretine vesile olmuştur. Osmanlı döneminde denizciler boğazdan Karadeniz ve Marmara'ya giriş ve çıkışlarında Anadolu yakasında Üsküdar'da Hüdâyî'ye, Beykoz'da Yuşa (a.s.)'a, Avrupa yakasında Eyüp'te Eyüp Sultan'a, Beşiktaş'ta Yahya Efendi'ye Fatiha okurlarmış.
Çok güzel bir mektup ..
Ey Fahr-i Âlem'in gösterdiği doğru yoldan şaşanlar! Dünyanın fâni metalarıyla gururlanıp taşanlar ve ey dünyamıza zararı olur korkusu ile nur-u Kur'an'dan kaçanlar! Sizler, dünyanızın uçurumlara gittiği zannıyla, o bâki ve tatlı sandığınız fâni ve hakikatte çok acı lezzetlerinizin zeval bulmak, şedit ve elîm elem ve ızdıraplara tahavvül etmek
İnsan Lenini, 1918 yılında Devrimden sonra Kremline geldiğinde, etrafta kasıla kasıla bir sömürge valisi gibi dolaşırken hayal edebiliyor. Resmi komünist tarih -biz başka türlüsünü görmedik bizi Leninin o sırada etrafta alçakgönüllü bir tavırla dolaştığı konusunda temin ediyor, ancak onun alçakgönüllülüğünün küstahça olduğuna iddiaya
Resim