Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kadınların ne işe yaradığı konusunu bir daha düşün istersen artissss!
Hatırla...
Unuttuklarını düşün, kırdıkların vardır, özür dile. Kırıldıysan da affet gitsin... Hayat çok kısa. Çağrı öte taraflarda. Gideceksin nasıl olsa. Giderken arkanda bir enkaz bırakma, aleyhinde delil olacak şeyler bırakma!
Reklam
"Her şeyin ne kadar hızlı gelip geçtiğini sık sık düşün, şu an olan ile gelecekte olacak olanı. Varoluş sürekli akış halindeki bir nehir gibidir, şeyler sabit bir akıştadır. Nedenleri ise binlerce çeşitlilik gösterir. Hiçbir şey durağan değildir, tam olarak şimdi burada olan dahil." Marcus Aurelius
Sayfa 105 - Olimpos Yayınları, 4. Baskı: Ocak 2023. AnkaraKitabı okuyor
Tolstoy'a altmış yedi yaşında bisiklet sürmeyi öğreten, Kemal Sunal'a elli bir yaşında diploma aldıran hayatta, sahi sen bir şeylere geç mi kaldın? Bir daha düşün.
Sayfa 27 - İndigoKitabı okudu
Aldatılma Şüphesi
"Güzel kız, seni aldattığım gibi bir şüpheye kapılırsan yine, gayret et ve sadece aşkı düşün ve böylece tüm evhamlar sıvışır gider."
Sayfa 63 - PapagenoKitabı okudu
Eğer bu adam derse ki: “Ben falcılık yoluyla olsun, tıp açısından olsun, bazı şeyleri inceledim. Denemelerim sonucu, bunların kimisinin doğru olduğunu gördüm ve içimden de bunun doğru olabileceği kanaatine vardım. Böylece bunların kabul edilemez olmadığını, kaçınılması ve uzak durulması gereken şeyler olmadığını gördüm. Oysa Nübüvvet yoluyla
Reklam
İkisi de susuyordu şimdi. Mete, içmeyi unuttuğu soğumuş çayına şeker atıp karıştırıyordu. İnanılmaz bir haz almıştı bu hareketten ve istemsizce gülümsüyordu. Karıştırmaya devam ediyor, kaşığı bastırıyor, gülümsüyordu. Şekerin eridiğini görüyor, bir insanı düşünüyor ve ateşe atılmış bir insanı eritiyordu. Mete, ruhunda bastırdığı duyguları gün yüzüne çıkarmıştı, mahkum uyanmıştı. Umay ani bir hareketle yüzüğü cebine koydu. Duruşunu bozmadan gözlerini kaldırdı ve rahatsız olmuş bir sesle, "Mete ne yapıyorsun? O çay soğudu artık. Şununla oynamayı keser misin? Kendine yeni bir çay söyle ya da elindeki kaşığı bırak, sinirlerimi bozuyor." Tereddüt içerisinde elindeki kaşığı bırakarak sordu, "Neden bu kadar ciddisin Umay, neden? Baksana şeker eridi. Bir bütündü, eridi fakat yok olmadı. İnsanlar da böyledir işte. Ne kadar acı çekerlerse çeksinler acıdan dolayı ölmezler . Daha görülmüş bir şey değildir. Sınırı vardır acı çekmenin, aynı hayal kurmak gibi. Bir düşün; bildiğin, gördüğün kadarının hayalini kurarsın, ötesine istesen de geçemezsin. Bunun için bilmek gerekir. Acı da böyledir daha fazlasını alamazsın. Soğumuş çaya da bu oldu, şekeri yok edemedi çünkü doymuştu. İnsan ne zaman büyür biliyor musun? Gündüz ve gece kavramını ayırt edemediği zaman, olduğu andan kopmaya başladığı zaman. Ânı yaşayamayan insan büyüyen insandır.
Sayfa 75 - fihristKitabı okuyor
"ne yapmak istediğini bilmiyorsan ne yapmak istediğini düşün"demeye çalıştım kendime uzun yıllar boyunca. böylece ihtimalleri eleyerek bir ideal,bir amaç bulabilirdim.hatta hayatın ne anlama geldiğini bulur, sözcüklere geçmesini sağlardım.
“Enterasan şey…” dedi. “ Umumiyetle para enterasan bir şeydir zaten. Çok kere cebimden bir lira alır, önüme koyarak onu saatlerce seyrederim. Hiçbir fevkaladeliği yok. Birtakım hünerli çizgiler, tıpkı mekteplerdeki resmi hattî vazifeleri gibi. Belki biraz daha ince ve karışık… Sonra bir resim. Birkaç satır muhtasar yazı ve bir iki imza… Üzerine biraz fazla eğilince insanın burnuna ağır bir yağ ve kir kokusu da vurur. Fakat ne muazzam şeydir bu kirli kâğıt azizim, bir düşün!”
… Düşün ki şu anda çehresini hatırlayamıyorum bile, fakat hafızamdan daha derin bir yerde onun bir taşa hakkedilmiş kadar keskin bir tasvirinin, akılların almayacağı kadar eski zamanlardan beri mevcut olduğuna eminim. Şu kalabalığın içine gözlerim kapalı olarak karışsam bir kuvvet beni muhakkak hiç şaşırtmadan doğru ona götürecektir."…
Sayfa 18 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Çoklukla bu düşün­ ce oraya sızar, yüreğe saplanan bıçak gibi. Ben böyle bir evrende daha çok yaşamak istemem. Kendimi kollamayı yeğ görürüm
Kalabalıklar içinde bir dağ başı yalnızlığıyız.
Başkalarının cümleleri,bir kaç numara büyük ayakkabı gibi.
İnsanların sürekli yaslanacağı bir duvar olmaya ne kadar dayanabilirsin ki?
Toplumun bakış açısı hiçbir zaman bireyin bakış açısı değildir,sadece o dönemin,kendi zamanının bir yansımasıdır ve zaman bir düş kadar kaygandır,sıkışmış kar kadar kaygandırve her daim,"Eskiden olduğum kişi değilim artık,"deme olanağı bahşeder bize,bu kadar kolaydır işte,vakit olduğu sürece.
Sayfa 225Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.