”İnsanın bazen en çılgınca, en olanaksız bir düşünceye kapılıverdiği, ona bel bağladığı olur. Öte yandan bu düşünce, kuvvetli, içi yakan bir arzuya sahip olduğunuz zamana rastlamışsa bunu kaderin size hazırladığı, önüne geçilmez bir alın yazısı gibi görürsünüz.”
“İnsanın bazen en çılgınca, en olanaksız bir düşünceye kapılıverdiği, ona bel bağladığı olur. Öte yandan bu düşünce, kuvvetli, içi yakan bir arzuya sahip olduğunuz zamana rastlamışsa bunu kaderin size hazırladığı, önüne geçilmez bir alın yazısı gibi görürsünüz. Belki de bu bir önsezi ile iradenin olağanüstü çabasının birleşmesi, kendi hayalinizle zehirlenmeniz ya da başka bir şeydir.”
Sayfa 118 - Varlık yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanın bazen en çılgınca, en olanaksız bir düşünceye kapılıverdiği, ona bel bağladığı olur. Öte yandan bu düşünce kuvvetli, insanın içini yakan bir arzuya sahip olduğunuz bir ana rastlamışsa, bunu kaderin size hazırladığı, önüne geçilmez bir alın yazısı olarak görürsünüz. Belki de bu bir önsezi ile iradenin olağanüstü çabasının birleşmesi, kendi hayallerinizle zehirlenmeniz veya buna benzer bir şeydir.
Fakat -aşk mektubunun güzel yazıldığı halde boş yere gittiği, sarışın hanımdan daha güzelleri bulunsa da durum olarak, düşünce olarak zarifliğinin olağanüstülüğü ve nazlı bir kadını düşünmemeye gücü olamamak sevgiden ileri gelir bir durumsa beyefendinin sarışın hanımı sevdiği, hanımın yer aynası, yer elması benzetmelerinin hoşluğu, aşkı trampete çaldırmanın uygunsuzluğu- yönlerinde beyefendinin düşündüğü pek doğruydu. Gerçekten o aşk mektubu bir şedövr dö stil (üslup şahaseri) değil miydi? O uygunluğuyla onun yeri güzel kokulu sımsıkı, sıcacık bir korse'nin altında aşkın heyecanlandırıcı duygularıyla çarpınıp duran ateşli bir kalbin üzeri olacak iken -yarı belinden kırılmış, yazısı silinmiş sakin ve sessiz, soğuk ve donmuş yerlerde yatan bir mezar taşının yattığı yer oldu! Ne kadar yazık! O aşk mektubunun içindeki o güzel sözler, o ince benzetmeler, o parlak cümleler, o nazik duygular hiç olmazsa bir hayali aydınlatıp bir fikri aldatmalı, hiç olmazsa bir ruhu heyecanlandırıp bir kalbi ağlatmalıydı da mezara gidecekse bari ondan sonra gitmeliydi!..
Sayfa 118Kitabı okudu
Mucize
"İnsanın bazen en çılgınca, en olanaksız bir düşünceye kapılıverdiği, ona bel bağladığı olur. Öte yandan bu düşünce, kuvvetli, içi yakan bir arzuya sahip olduğunuz zamana rastlamışsa bunu kaderin size hazırladığı, önüne geçilmez bir alın yazısı gibi görürsünüz. Belki de bu bir önsezi ile iradenin olağanüstü çabasının birleşmesi, kendi hayalinizle zehirlenmeniz ya da başka bir şeydir. Böyle olup olmadığını bilmiyorum..."
Sayfa 118 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Kendi geleneksel yazısını atarak latin harflerinden yeni bir alfabe düzen Türkiye, bu yazı durumuyla köklü bir düşünce dirilişine gidemez. Geçmişin kültürüyle yazı değişmesi yüzünden tamamen ilgisini kesen Türk düşüncesi, temelli bir yapı nasıl kurabilir, bilinmez. ... Yeni Türk yazısı, belki de, dünyada tek geçmişsiz ve tarihsiz yazıdır.
Reklam
394 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.