Kitap okumanın en güzel yanlarından biri de bu olsa gerek hiçbir zaman var olamayacağını bildiğin bir karakteri sevmek, sevebilmek..
Sizi bugün Martin Eden le tanıştıracağım. Hikaye tesadüfi bir karşılaşma sonrası sosyal statüsünü ve gücünü, eğitiminden ve zenginliğinden alan Ruth’a ilk görüşte âşık olması ile başlar. Eğitim ve zenginlik, Martin’in hikâyesi için bu noktada anahtar kelimelerdir ki Ruth’u elde etmek için öncelikle bu unsurları elde etmesi gerekecektir ve bunun içinde önünde alması gereken uzun bir yol vardır.. Yolculuk boyunca maddi olarak sıkıntılar çekecek ve yer yer bu yolda inancını da kaybedecektir fakat Ruth’a olan aşkı onun için bu yolda her daim itici bir kuvvet olmaktadır. Martin’in tek hedefi kitap yazmak ve bunun getirileri (para, ün, statü ve güç) ile Ruth’u elde etmektir. Daha sonrasında anlayacaktır ki ilk etapta Ruth için istediği para ve ün onu çok farklı bir toplumsal psikoloji sentezi yapmaya itecektir. Bir toplumun, her sınıfının ayrı ayrı profilinin çizildiği bu kitapta inanılmaz tespitler de göz önüne serilmektedir. Şu alıntı bunu çarpıcı şekilde açıklıyor aslında.
"Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygı değer kimseler sanırdım."
Keyifli Okumalar :)