_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Epikürcü zevk düşkünlerine göre, Tanrıların yaşamlarından daha mutlu başka yaşamlar düşünülemez. Çünkü tanrılar hiçbir iş yapmaz; hicbir şeyle uğraşmaz; hicbir gayret sarf etmez; bilgeliklerinin tadını çıkarırlar; en derin ve sonsuz hazları tadacaklarını daima bilirler. Epikürcülükte tanrıların tam anlamıyla mutlu olduğunu, ama tam tersine
Yargı Standartları
Diyelim ki gerçeği arayan biri, okült bilimin onun mantığına uyan bir hayat açıklaması yaptığı ve İnisiyasyon Yolu'nun onun ruhunu tatmin eden ideal olduğu sonucuna vardı. Peki, bir sonraki adımı ne olmalı? Bu kişi bu konuda hepsi aynı bakış açısına sahip olmayan, ama esasları itibariyle önemli bir uzlaşı içinde bulunan konuyla ilgili geniş
Bilimin taşıyıcısı proletarya değil, burjuva aydın katmandır: modern sosyalizm, bu katmanın tek tek üyelerinin zihinlerinden kaynaklanmıştır ve bunu entelektüel olarak daha gelişmiş olan ve koşulların elverdiği yerlerde modern sosyalizmi proleter sınıf savaşımına sokan proleterlere iletenler de bunlar olmuştur. Demek oluyor ki, sosyalist bilinç, proleter sınıf savaşımına dışarıdan verilen bir şeydir, onun içinden kendiliğinden çıkan bir şey değildir.
Sayfa 47Kitabı okudu
Kuçors Sinema Akademisi
O sırada Türkiye'de neler oluyor... 6 yaşındaki kız çocuğu, İslam'ı kendine kalkan edinen aşağılık zihniyette insanlarca tecavüze uğruyor. Olayın kanıtları kapatılamayacak derecede fazla olunca da münferit olay denip birkaç ceza ile sürece yayıp soğutularak kapatılacak. Entelektüel ne yapmalı bu durumda? Bu İslam'ı sömüren kalkan yapan karanlığa karşı sadece küfür mü etmeli, yoksa o karanlığı ve karanlıkta kalanları aydınlatacak bir çaba içinde mi olmalı? Elbette ikincisi olmalı. Ancak bu da topluma ineği onu anlamayı gerektirir. Oysa yargılayıp mahkum etmek en kolayı! Entelektüel, kolaycılığı kabul etmeyen insandır. Gerçeği sadece gören değil onu değiştirmeye de çalışandır. Diğer türlüsü, gerçeği itibar için kullanan bir araca dönüştürür.
Sayfa 15 - 2022/49Kitabı okudu
İsmet Özel Neden Okunmalı..
Etimolojik olarak "parti" demek "taraf olmak" demektir. Çağımızın partilerinin neyin ta rafında olduğu, ekonomik, siyasal, kültürel düzeylerde dünyayı nasıl algıladıkları açık ve net değildir. Günümüzün partileri "parti olmayan parti"lerdir. Taraftarlık ise "taraf olmayan taraf" biçi mindedir. Ne yönelimleri
Sayfa 21 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Siyasal, entelektüel, kültürel nedenlerden dolayı çaresiz kalan ve vatanını terk eden her insan, hangi şartlar altında olursa olsun kendini yenilemeli ve ülkesinin dil, kültür, edebiyat, sanat ve siyaseti ile bütün insanlık için faydalı şeyler yapmalı ve iyi eserler yaratmalıdır. Yani bu insan, kendi acıları ve ıstıraplarından insani bir zenginlik çıkarmalıdır. Çünkü sürgün kişi ülkesine döndüğü zaman, insanları ona sürgündeki yılları boyunca dil için, halkı ve ülkesi için, insanlık için ne yaptığını soracaklardır.
Aydın; bir insanın düşünme bakımından sıfatı iken entelektüel; insanın meslek bakımından sıfatıdır.
Sayfa 60 - Fecr yayıneviKitabı okudu
Bir teist ne yapmalı?
Din propagandistleri insanları Tanrı'ya inanmaya, Tanrı için pozitif nedenler göstermeden, tam tersine inançsızlık ve ateizm korkusunu körükleyerek ikna etmeye çalışırlar sık sık. Potansiyel imanlılar haklı olarak ahlaktan vazgeçmek ya da ahlaksızlığa düşmek istemezler, böylece ateizmin türevi olduğu varsayılan ahlaki nihilizme düşmemek için kabul ederler dini. Dini inancın bu negatif temeli hem entelektüel açıdan hem de pratikte kusurludur. İnançlıların dinlerinden inançsızlara zarar vermeden yararlanmasını isteyen iyi teistler propagandistlerin bu dalaveresine karşı seslerini yükseltmelidirler. Dindarların da din adına, özellikle de kendi dinleri adına gerçekleştirilen aşırılıklarla mücadele etmeleri gerekir. Dini liderleri adaletsiz bir savaşta, embriyonik kök hücre araştırmasına muhalefette ya da homoseksüellerin ve savunucularının suçlanmasında, Tanrı'nın kendi yanlarında olduğunu ileri sürdüklerinde, o dine mensup iyi teistlerin seslerini yükseltip bu liderlerin toplulukları adına konuşamayacaklarını söylemeleri gerekir. Sessizlik sadece bu aşırılıkların mağdurlarına zarar vermekle kalmaz, bu topluluklardaki daha ılımlı ve mantıklı dini görüşlere de zarar verir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Peki ne yapmalı? Ülkemizde de kimi liselerin uygulamaya aldığı Uluslararası Bakalorya sisteminde var olan edebiyat derslerinin peşine düşmeliyiz. İçinde uzun soluklu, derinlemesine okumaların olduğu, edebî karşılaştırmalara yer verilen, bitirme tezleri ile sınıf geçilen bir sistemi uygulayarak, edebiyatın ayağına vurulan prangayı söküp atabiliriz.
Uluslararası Bakalorya sisteminde öğrencilerin okuduklarıyla ilgili derinlemesine çalıştıkları alanlar kimlik, kültür, yaratıcılık, iletişim, bakış açısı, dönüşüm ve temsildir. Bu sistem, öğrencinin odaklandığı konuda bağımsız araştırma yapmasını; iletişim becerilerini, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri geliştirmesini, entelektüel keşif duygusunu harekete geçirmesini sağlar.
Müjdat Ataman
Rusya’daki Sosyalist Hareketlerin Genel Gelişim Karakteristiği
Rusya’da sosyalist hareketler 19.yüzyılın ikinci yarısın- daki sanayileşme ile meydana gelen işçi sınıfı hareketleriyle başlamış ve Ekim devrimine kadar çeşitli devrim hareketleriyle ve örgütlenmelerle değişik merhalelerden geçmiştir. Bu süreçte, 19.ytizyıl sonlarındaki kitlesel işçi
Peki ben bu kadında ne buluyorum? Bir kere entelektüel olarak bir mevzu üzerinde ciddi ciddi tartışabiliyoruz. Birbirimizin ufkunu açbiliyoruz. İkincisi ilk kez bir kadınla senli-benli oluyorum. Arzu ile bu konuları konuşamazdık. Ne kültürü müsait buna, ne ilgileri.
Üçüncüsü, belki de en önemli olanı bu; İris de benim gibi "ne yapmalı" sorusunun peşinde. Bakmayın siz bir sürü işle uğraştığına. Ve hayatının filmini çekmek en önemli meselesi olduğuna. Bu tıpkı benim "müdür olmak" tutkuma benziyor. Aslında bu bir ara istasyon. Oraya varınca, onu elde edince, ne olacak, her şey bitecek mi? Yoo... Başka bir arzunun, başka bir tutkunun peşine düşeceğiz.
Bu arzular, bu tutkular bir türlü bitmez. İnsanoğlu bu yolda bir tatmine ulaşamaz. Bunu ikimiz de kabul ediyoruz.
