202 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Eva,Danimarka'da yaşayan iki çocuk annesi bir fahişe.Bunun yanında mizansen yönü olan,müşterileriyle politika ve edebiyat konuşabilen zeki bir kadın.Kendisi eğitimini sürekli okuldan kaçarak yarım bırakmış ve kızlarının eğitimlerini tamamlayabilmeleri için kocasının ölümünden sonra zorlu bir hayatı olduğundan fahişelik yapmaya başlamış.Kızlarını seçkin ailelerin çocuklarının gittiği yatılı koleje gönderiyor.En büyük korkusu kızlarının günün birinde yaptığı işi öğrenmeleri.Bir gün noelde kendisine hediye edilen günlükle yazmaya başlıyor.
Bir Fahişenin Günlüğü
Bir Fahişenin GünlüğüNina Holm · Altın Kitaplar · 199217 okunma
Erkeğin benden önce otelden ayrılması, çalışma yaşamımda uyguladığım en şaşmaz ilkelerimden biridir. New Paradise'a geri dönüp bir tane daha ayarlayacağımı bilmelerine hiç gerek yoktur. Aksi halde, bu ilerideki buluşmalarımızı kötü bir şekilde etkileyebilir. Yaşamınızı nasıl kazandığınızı bilmelerine karşın, erkekler aldatılmak isterler, yalandan hoşlanırlar. Erkekler!
Reklam
Ole geldi. Bana yeni bir özdeyiş öğretti: ''Pecunia non olet'' ya da kısaca ''Non olet'' Eski Roma İmparatorlarından birinin çok sık kullandığı bir deyimmiş ve ''Para kokmaz'' anlamına geliyormuş. Bugüne kadar, bundan daha doğru bir şey duymadım! Yarım milyonumu biriktirdiğim an, mesleğimi bırakacağım ve hiç kimse de beni küçümseyemeyecek. En lüks yerlerin kapıları, Bayan Wollsted ve kızları için açılacak.
Onun kim olduğunu anımsayamadım ve az kalsın gelmekten vazgeçeceğimi elbette ona söylemedim. Erkeklere, hayatınızın odak noktaları olduklarını hissettirmezseniz, perişan olurlar.
RORSCHACH'IN GÜNLÜĞÜ. 13 EKİM 1985. 20.30:
Veidt'le görüşmem tadımı kaçırdı. Şımarık, yozlaşmış bir adam. Kendi sığ, liberal, sahtekâr tavırlarına bile ihanet ediyor. Eşcinsel olabilir mi? Bu konuyu derinlemesine araştırmayı unutmamalı. Dreiberg'in de ondan aşağı kalır yanı yok. Bodrum katında salya sümük oturan, başarısız gevşeğin teki. Neden çok azımız hâlâ faal, sağlıklı ve kişilik bozukluklarından muzdarip değil? İlk Gece Kuşu, oto tamirciliği yapıyor. İlk İpek Hayalet, sürekli böbürlenen, yaşlı fahişenin teki. Kaliforniya'da bir huzur evinde ölmeyi bekliyor. Kaptan Metropolis 74'te trafik kazasında kafası koparak öldü. Güveadam, Maine'deki bir akıl hastanesinde. Siluet, rezil bir halde emekli oldu. Altı hafta sonra da intikam almak isteyen önemsiz bir hasmı tarafından öldürüldü. Dolar Bill vuruldu. Kukuletalı Adalet 55'te ortadan kayboldu. Komedyen öldü. Listemde geriye iki isim kaldı. İkisinin de ortak meskeni, Rockefeller askeri araştırma merkezi. Onlara gideceğim. Gidecek ve yok edilmez adama birinin onu öldürmeyi planladığını söyleyeceğim.
Erkeğin benden önce otelden ayrılması,çalışma yaşamımda uyguladığım en şaşmaz ilkelerimden biridir.New Paradise'a geri dönüp bir tane daha ayarlayacağımı bilmelerine hiç gerek yoktur.Aksi halde,bu ilerideki buluşmalarımızı kötü bir şekilde etkileyebilir.Yaşamınızı nasıl kazandığınızı bilmelerine karşın,erkekler aldatılmak isterler,yalandan hoşlanırlar.Erkekler! Bir Fahişenin Günlüğü, Nina Holm
Reklam
Genc serseri erkek bakirenin sosyo ekonomik psikolojik değerini bilmez
Hâkimiyetin de ötesinde uzmanlık yatar. Sayısız kaynak, bekâretin böyle bir yaklaşıma uygun bir nesne olduğu konusunda bizi ikna etmeye çalışmıştır. Gerçekte bazı yazarlar, bir bakireyle yatma fırsatının çoğu zaman ortalama eğitimsiz bir hödüğe verilerek boşa harcandığını ileri sürmüştür. Dört bin sayfalık olağanüstü bir cinsellik günlüğü olan My Secret Life'in (Gizli Hayatım) üst sınıf anlatıcısı, “Londra’daki on binlerce fahişenin çok azı bekâretini, beyefendilere ya da genç ya da yaşlı adamlara, ya da genel olarak adamlara vermiştir,” diye yazmıştır. “Bunları kendi düşük sınıflarının delikanlıları elde etmiştir. Küçük anılarına ilk olarak sokak serserilerinin kirli çükleri girmiştir. Bu çok üzüntü verici bir şeydir çünkü sokak serserileri mahvettikleri hâzinelerin kıymetini bilmezler. On altı yaşında bir sokak serserisi tarafından alınan bekâret, domuza atılmış bir incidir. Böylesine bir acemilik için aslında her anı yeteri kadar iyidir. Altmış yetmiş yaşlarında bir kadın da bu hayvanlara bir bakire kadar, hatta daha fazla zevk verir.” Bu her açıdan bakire kadınların erotik değerine ilişkin ideolojiden de katı olan erkekler arasındaki katı sınıf ve değer ideolojisinin erotik bakış açısıdır.
Sayfa 291 - IletişimKitabı okudu
Bir fahişenin Günlüğü Beyoğlu'nda bir ev. -Sen nerden düştün bu kötü yola? -yetmiyormuş işte. Hiç bişey yetmiyormuş benim kaderimde bu varmış elden ne gelir... -yazık değil mi bu gençliğine bu güzelliğine güneş yetmeyen nedir? Fahişelik sana mı düştü yani? -sevgi yetmiyormuş, güzellik yetmiyormuş, hayaller yetmiyormuş. insana asıl yeten bazen ölümmüş meğer gözlerim dolu dolu yaş kalbim ıslandı artık aşık olmak nedir bilmeden gençliğimi götürdü yıllar. Yarimin arkasından 1500km.yol geldim yolum kötüye düştü, geceyi kaybettim gündüzü arar oldum gündüz adımın güneş olmasına aldanma ben güneşi görmedim bu sorunun cevabını sana veremem ama diğer dünyada tanrıya soracağım ilk soruyu sordun bana. O kadar şanslısın ki benden benim o soruyu sorma ma daha yıllar var. O sorunun cevabını alırım belki bir gün ama bu günlerim geri gelir mi bilinmez.! Sepetteki kız kitabından...
Fahişenin Günlüğü Beyoğlu'nda bir ev. -hayatımın en güzel zamanlarını bu karanlık kuytu köşelerinde tanımadığım insanlarla yatarak geçirdim. Bizim yöremizin töremizin sonuçlarının sonucu kaçmak zorunda kaldım sokaklarda yattım aç kaldım susuz kaldım dayaklar yedim. Kendime bir an bile olsun acımayı aklıma bile getirmedim hırsızlık bile yaptım. Bir tek hırsızlık yaparken vicdan azabı duydum ve hâlâ duyuyorum, beni bu hayata sürükleyen beni aşağılık bir insan sıfatına sokan hiç kimsenin yasa önünde hesap vermemesi gücüme gidiyor, bir de yasa savunucuları yetmezmiş gibi bana ders vermeye kalkıyor oysa ki hayallerim bir ineğin memesinden dökülen süt kadar beyaz Dı bir kuşun yavrusuna kendi ağzıyla yedirdiği yem kadar helal di. Oysa şimdi bir genci uyuşturucu illetine düşüren bir pislik kadar yerin dibindeyim. Benim düşlerime girmiş bu pislik bir gün geçer gider de, hayatımdan çaldıklarını geri getire bilir mi dersin sevgili günlük. Beni bu duruma getiren yasalar mı, örfler mi, adetler mi yada töreler mi sence hangisi? Bence devlet diye bir kız arkadaşım var Dı bir zamanlar onu çok sever sayardım belki onunda payı var ne dersin? Ceza yı ortak pay edelim hepsine bir bedel ödetelim ben bu dünyadan öyle sıradan gitmem, sıradan gelmedim!
Bir fahişenin günlüğü Beyoğlu'nda bir sokak. -ulan sen bir fahişeyi mi seviyorsun ulan senin delikanlılığın bu kadar mı? Adam mısınlan sen? -eğer ki bir fahişeyi o bataklıkta sevmek onu bir köpek gözüyle görmemek onun kafasının içini anlamak çektiği acılara ortak olmak saçını okşamak gözlerine bakmak ve gönlüne bir şaheser misali dokuna bilmek toplumda aşağılık olarak görülüyorsa ben o topluma ait olmaktansa olmamayı tercih ederim tanrıya gerekli cevabı ben veririm gerekirse onun cehennemini kendi cennetime tercih ederim arkadaş anladın mı siz delikanlı olun ben o delikanlılığı istemiyorum. Onun boğazında ki düğüm benim ölümüm olsun daha onurlu bir ölüm hayal edemezdim. Sepetteki kız...
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitaba aslında bir önceki okudugum kitapla sosyo-kültürel bir karsılaştırma yapabilmek için başlamıştım. Ortadoğu'da ve Danimarka’da aynı meslegi icra eden iki kadının nasıl yaşadıklarını gözlemleyebildim. Bu kitapta Danimarka’da yaşayan iki çocuk sahibi Eva’nın hayatından bir yıllık bir süreye tanıklık ediyoruz. İki kültürdeki benzerlikler cok az olmakla birlikte bu işe gelene kadar birçok alternatifin denendiğini ancak bu meslegin getirisinin ve “saygınlığının” diğerlerinden elde edilemediği görüşünün esas tercih sebebi oldugunu gördüm. Farkı ise Danimarka’dakinin burayı bir dip nokta olarak görmemesi, bir gelecek umudunun olabilmesi, dışarıda başka bir hayatının olması. Kitaba gelince kahramanımıza hediye edilen bir günlüğün tutulmasıyla başlıyor, dili yalın ancak herhangi birinin günlüğünü okuyor gibisiniz. Meslege ait herhangi bir jargon, bir yeraltı kültürü ögesi ya da herhangi bir edebi zevk vermiyor; bana bir sey katmadı, o nedenle tavsiye etmiyorum
Bir Fahişenin Günlüğü
Bir Fahişenin GünlüğüNina Holm · Altın Kitaplar · 199217 okunma
İşte o anda şu yeryüzü yaşamımdaki en utanç verici olay başıma geldi. İnsan suretinde de olsa Şeytan için bir fahişenin karşısında tapınırcasına diz çökmüş ve karşısına ilk çıkan herif tarafından soyulup soğana çevrilmiş olmak gülünç ve utanç verici değil midir, sen söyle? Evet, soluğunda ölümsüzlüğü taşıyan kurnaz Şeytan için bu hem gülünç hem son derece utanç vericidir.
Sayfa 190Kitabı okudu