Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Türk fatihleri, boyundurukları altına aldıkları halklara hiçbir zaman devletin parçaları olan üyeler gözüyle bakmamışlardır, bunun yerine onları, kendilerine karşı tek sorumlulukları, hiç ses çıkarmadan efendilerinin kendilerinden büyük bir memnuniyetle istediği, çok çeşitli ağır ve ezici vergileri ödemek olan kölelerden ve haraç verenlerden oluşan bir ek bölüm olarak kabul etmişlerdir. Bu nedenle Türk genel olarak hiçbir sanayi ve ticaret işiyle uğraşmazdı. Atasözü şöyle der: ''Fransız bilimden, Ermeni ticaretten, Türk majestelikten anlar. O halde Türk, uludur ve böyle olması ona yeter. Ama ne yazık ki çağdaş uygarlığımız zamanında majestelik ve ululuk para etmemekte, geçim kaynağı teşkil etmemektedir, işte bu da neden bu kadar çok sayıda zavallı Müslüman halkın, üzerinde yaşadıkları en bereketli ve en verimli topraklar üzerinde en kara sefalet altında sürünürcesine yaşadığını açıklayan olgudur.
Sayfa 152 - cilt XVI.Kitabı okuyor
“Qui trop embrasse mal étreint” diye bir Fransız atasözü vardır: “Çok kucaklayan iyi kavrayamaz” anlamına gelir.
Sayfa 248
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
108 syf.
·
Puan vermedi
Ölmüş bir insanın hayatını bize hatirlatanlar sadece geride bıraktığı yapıtları ve mezar taşıdır; insan toz olur gider. s.41 Üretmek, yaşamda kalıcı olmamızı, belleklerde sonsuza dek yaşamamızı sağlayan en önemli şey. Peki sürekli çalışırken, bir şeyler üretirken an'lari kaçırıp hayatımız uzerine sorular soruyor muyuz ? İşte bu metin
Fransız Babam
Fransız BabamAlain Elkann · Can Yayınları · 200824 okunma
Bir Fransız atasözü şöyle der: "Le mieux est l'ennemi du bien./ Daha iyi, iyinin düşmanıdır."
Sayfa 68 - şehrazat'ın bin ikinci masalıKitabı okudu
Avcı-toplayıcılarda bedensel cezalar daha az kullanılıyordu, ama diğer bütün toplumlarda başlıca çocuk yetiştirme yöntemi Alice in Wonderland'de (Alice Harikalar Diyarında) şu sözlerle gayet güzel ifade ediliyordu: "Küçük oğlunla azarlayarak konuş ve hapşırınca döv.” Bu toplumlarda egemen çocuk gelişimi teorisine göre, çocuklar doğuştan kötüydü ve zor kullanılarak sosyalleştirilmeleri gerekiyordu. "Sopayı sakınan çocuğunu şımartır" atasözü MÖ 7. yüzyılda yaşayan Asur kralının danışmanına atfedilir ve (Eski Ahit'teki] Süleyman'ın Özdeyişleri 13:24'e de kaynaklık etmiş olabilir."Oğlundan değneği esirgeyen, onu sevmiyor demektir. Seven baba özenle terbiye eder Ortaçağa ait bir Fransız dizesinde şu tavsiye ediliyor: "Çocuğunu küçükken dövmek, büyüyünce asıldığını görmekten iyidir." Püriten papaz Cotton Mather (Increase'in oğlu) çocuğun esenliğine ilişkin kaygıyı öteki dünyaya da genişletiyordu: "Kırbaçlanmak lanetlenmekten iyidir."
Sayfa 474Kitabı okudu
Reklam
-Fransız Atasözü,
Kötü bir arkadaşlıktansa yalnız olmak daha iyidir.
Sadece ikna yoluyla, yaygın ve kalıcı bir örgütlenme kuran bir kitle hareketi hemen hemen hiç yoktur. Koyu bir Hristiyan olan tarihçi profesör K. S. Latourette şu durumu kabul etmek zorunda kalmıştır: "Her ne kadar İsa'nın ruhu ve silahlı kuvvetler birbiriyle hiç bağdaşmayan zıt şeylerse de ve bu gerçeği kabul etmek her ne kadar kadar
Sayfa 138Kitabı okudu
Bir sömürge eğitimi felsefeleri var. Sömürdükleri ülkelerde o insanlar belli seviyelerde kalsın istiyorlar. Hatta Avrupa'da çifte eğitim standardı var, Fransa'da kullanılan Fransızca bir söz söylemişlerdi: "Ortadoğu için kâfidir." mânasına gelen bir söz. "Eğer doktora yapan kişi Ortașarklı ise tamam, bu kadar doktora yaptıralım, çok iyi yetişmeden doktor olsun gitsin!" diyorlar. Ama bir Fransız'a o kadar az bilgiyle, az başarı ile o unvanı vermezler. Çünkü kendi elemanlarının iyi yetişmesini isterler. Onlar için atasözü olmuş: "Ortașark için yeterli!"
İran Masalları Hakkında-2 | Kubilayhan Yalçın..
Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı İmparatorluğunda Marjinal Sufilik: Kalenderîler adlı çalışmasında şöyle diyor: * “Hacı Bektaş-ı Veli’nin tıpkı Barak Baba gibi, yarı çıplak, saçı sakalı, kaşları kazınmış, ama uzun ve gür bıyıkları olan bir Haydari şeyhi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Hiç şüphesiz bu portre, klasik Bektaşi ikonografisinde iyice yer
Reklam
" Bir şey ne kadar çok değişirse, o kadar çok aynı kalır."( Fransız Atasözü )
"İdealler Yıldız gibidir. Onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik eder."
hayatta en hakiki mürşit, derin bir uykudur! bir Fransız atasözü şöyle der: "Yapacak o kadar çok işim var ki, yatmaya gidiyorum!" beyin için uykunun süresi kadar önemli olan şey düzenidir.
... Bir Fransız atasözü der ki; "Makyaj süreniz 5 dakikayı geçiyorsa çirkinsiniz." Bir de tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin; ""ar" damarın çatlaksa, hiç bir "ilaç" etki etmez"... .
Her şeyi anlamak, her şeyi affetmektir. Bir Fransız atasözü.
İş bankası kültürKitabı okuyor
339 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.