Şair, romancı, tiyatro yazarı, denemeci... 70 yıla sığmış, sayısını bilmediğim kadar kitap. Yazmak hep yazmak. Durmadan yazmak. Kolay iş değildir bu ülkede yazar olmak. Hele hele bir de aydınlık bir ülke için yazıyor, çabalıyorsan...
Savaşların gölgesinde doğmuş büyümüş zaman zaman o savaşlardan beslenmiştir Anday. Yapıtlarını savaşın getirdiği kıyımlarla, umutla, umutsuzlukla, ölümle ve yaşamla yoğurmuştur.
Orhan Veli ve Oktay Rifat'la başlatmış oldukları Garip akımıyla beraber şiirde yaptıkları devrim kendi deyimiyle Türkiye şiirinde bir tür temizlik işlevi görmüştür. Her ne kadar çok sürmeden bu şiir çizgisini bıraksa da o hep Garip'le anılan bir şair olarak kalmıştır.
Daha iyi olanı bulmak için sürekli bir değişim içinde yeniliği arayan ve o yeniliği de sürekli arkasında bırakarak daha iyiye ve yeniye yönelen bir yazar elbette Garip'e sığamazdı. Kendi deyimiyle; "Araştırma yolunu hep açık tuttum önümde. Bence şiir ne yerdedir, ne göktedir, biz onu bulmayız, her sefer yeniden yaratırız. Şiir araştırmasından söz edişimin nedeni bu."
19 yıl önce sessizce aramızdan ayrılan garipliğini üzerinden atacağı zamanı bekleyen Melih Cevdet Anday iyi ki geçtin dünyamızdan...