Tepesinde bulutlar ,rüzgarın iniltisi uğulduyor kapkara gecede Bulutlar birazdan ağlayacak gibi… Bana birşeyler çağrıştırdı bu biliyor musun birşeyler gibi? Tıpkı ?? Evet tıpkı sarhoş bir adamın gece yarısı sokakta bağırışları ,çağırışları gibi.. Sevgililerin suspus olmuş bir sokağın ortasında ,kavgaları ayrılışları gibi .. Köpek seslerine kalmış saatlerde sokakların isyana kalkışları gibi.. Arabaların olduğu yerde durup kulaklarında kalmış siren sesleriyle bir kaç saatlik saygı duruşuna geçişleri gibi .. Işıkları sönünce binaların Karanlıkta pencere pencere boğuluşları ,rüyalara dalışları gibi .. Ve ben buğulu bir cam gerisinde bunların hepsine bir seyirci gibi.. Her neyse Birazdan kitap okunamayacak mum sönecek gibi.. E.
Gammaz Yürek
Evet! -asabi- hep çok, çok, dehşetli asabiydim, şimdi de öyleyim, ama kim demiş deliyim diye? Bu illet duyularımı yok etmek, köreltmek şöyle dursun, daha da duyarlı kılmıştı. En çok da işitme duyumu. Yedi İklim dört bucak her şeyi işitiyordum. Cehennemden pek çok şey işitiyordum. O zaman nasıl deli olabilirim ki? Şimdi kulak verin bana! Ve görün
Reklam
Bir gece yarısı iniltisi..
"Beni benden al ve yegâne varlığım Sen ol ki baktığım her şeyi ancak Seninle göreyim."
Sayfa 187 - Nefes YayınlarıKitabı okudu
Gammaz Yürek
Çok geçmeden bir inilti duydum; ölüm korkusuna kapılan birinin iniltisi olduğunu anlamıştım. Canı yanan ya da kederli birinin iniltisi değildi -yok, hayır!- dehşete kapılan bir ruhun derinliklerinden yükselen bir sızlanıştı. İyi bildiğim bir sesti. Pek çok gece, tam gece yarısı, dünya âlem uykudayken, can evimden yükselerek, o ürkünç yankısıyla beni perişan eden korkuları daha da azdırmıştır. Evet, bu sesi çok iyi biliyordum.
Sayfa 37