88 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabı okuyanlar arasında pişman olan kesim illa ki vardır. Böyle büyük bir ustadan belki de beklenmeyen bir romandı. Yazarın ölümünün ardından yıllar geçmiş ve iki oğlu tarafından kitap basılmış. Belki de bu eserin önemi, son Marquez eseri olmasından kaynaklanıyor. O yüzden kıymetli olduğunu düşünüyorum. Toplam seksensekiz sayfadan oluşan eser, tabiri caizse uzun yolda okunup bitirilecek tipte ve akıcı bir roman. Annesinin mezarını her yıl ağustos ayında ziyaret eden Ana Magdelena Bach, her gidişinde farklı, tanımadığı bir kişiyle gecelik ilişki yaşıyor. Hayattan beklentilerini çok da elde edememiş mutsuz bir kadın, yaşadığı bir gecelik bile olsa farklı bir hayat ve Ana'nın yakın çevresinden birgün dahi olsa uzaklaşıp, kendisiyle yüzleşmek istemesi...Sonunda görüyor ki, yaşadığı kaderi annesinden almış ve o adayla bağını koparmak için annesinin kalan parçalarını da yüklenip evine dönüyor. Her ne kadar basit bir hikaye gibi görünse de, içinde barındırdığı psikoloji beni etkiledi.Yaşanmışlıklar, pişmanlıklar, özgürlüğe duyulan özlem gibi bir çok konuyu içinde barındırıyor. Ve artık bir Marquez daha gelmeyecek... Ben kitabı beğendim belki de bir kadın gözüyle bakarak okuyup, kitaba kendimce bir anlam yükledim. Okumak isteyenler için tavsiye ederim.Keyifli okumalar...
Ağustosta Görüşürüz
Ağustosta GörüşürüzGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2024147 okunma
·
Puan vermedi
Bu sefer bir kitabı okurken analiz etmek istiyorum her bölüm sonrası buraya bir kaç şey ekleyeceğim kitap bitene kadar .Biraz özet ve kişisel yorumlarım karışımı bir şey olacak o nedenle kitabı henüz okumayanlar için değildir. Kitap öyle dolu bir kitap ki hiç bir şeyi unutmak istemiyorum, sizler de okumuş iseniz hoş geldiniz o zaman :) Büyük
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarStefan Zweig · Zeplin Kitaplar · 20175,5bin okunma
Reklam
Bu hapishane nasıl ki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir. Öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır.
Bu hapishane nasılki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir. Öyle de: Bu zemin yüzü dahi, acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Herbir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var.
68 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Bu kitabı okurken öylesine fazla duygu içerisine girdim ki, kısacık bir kitapta okuru böyle hisler içine sokabilmek... Hayranlık uyandırıcı. Aslında bu kitap hakkında ne desem yetersiz kalacak gibi hissediyorum ancak yine de deneyeceğim. *Spoiler* Kitaba ufak da olsa konusunu bilerek başladım. Saplantılı, hastalıklı bir kadının aşkını
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,3bin okunma
-anlamıyorum onu sevmek niye kendi mahvoluşumu talep etmek gibi bir şeye dönüşecek ki? ben burda oturup onu seveceğim. kimseye bir zararı olmaması lazım bunun. -senin onu sevmen değil onun seni sevmemesi mahvoluşunun altını imzalıyor evladım, bunun nesini anlamıyorsun. seni onu sevmen ona hiçbir şey yapmaz ama onun seni sevmemesi şu oturduğun koltuğa gömülmen için yeterli. özleyeceksin, özlemini dindirecek bir tebessüm dahi bulamayıp mahvolacaksın. sigarasını yaktı sami. üç fırt üst üste çekti. -tamam işte bunu anlamıyorum ekrem amca. ben şarap içmek istiyorum ama günah işlemek istemiyorum. şurada koltuğumda tek başıma iki kadeh şarap içip kimseye ilişmeden yatıp uyuyacağım. bunun günahı ne, ben bunu anlamıyorum. -güzel oğlum, ateşin içinden geçerken yanmak istemiyorsun. ya ateşten uzak duracaksın yahut da yanmayı göze alıp, yandım allah diye ağlamayacaksın. otur sev, iç. sonunda yanacaksın, bunu da bil. -anlamıyorsun ekrem amca, hiç ama hiç anlamıyorsun. ateş yakmak zorunda olmasın. niye yakmak zorunda? -çünkü ateş. madem öyle, gidip suyla oynarsın, şikayete de gerek kalmaz. sen ateşle oynamak istiyorsun fakat bu isteğin sorumluluğunu alamıyorsun. -so rum lu lu ğu nu a la mı yo rum. tamam ekrem amca bu gecelik yeter, vakit geç oldu, ben artık uyuyayım. -iyi geceler evladım. sami kendi kendine, uyumadan önce, bir kaç tekrarla: tamam ben ateşle oynamak istiyorum, isteğimin sorumluluğunu alıyorum evet ateşle oynamak istiyorum. tamam ama ateş niye yakıyor, yakmasın, yakmak zorunda olmasın, bu ateşin sorunu işte. ben niye bunu anlatamıyorum.
Reklam
ölüm, o kadar kat’î ve zahirdir ki bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane nasıl ki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir. Öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Her bir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var.
216 syf.
·
Puan vermedi
oncelikle uzun bir yazi ve oldukca bilincakisi olacagini vurgulamak isterim. bir altiniyla baslayalim. “bu kadinin benim icin ne ifade ettigini anlatmakta zorlaniyorum. biz erkekler kadinlar hakkinda guzel seyler soyleriz ama cogunun da oldukca sınırlı varliklar oldugunu biliriz. onlarin pratik yeteneklerini overken, bu yeteneklerinden adeta
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201811,9bin okunma
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
'Beyaz geceler' derin bir yalnızlıkla pençeleşmemiş insanların anlayamayacağı kadar hüzün dolu... Yalnızlık, aşk, sonra yine bol bol yalnızlık üzerine kaliteli bir hikaye. Bölümlere 4 gece diye ayrılsa da toplamda 6 gecelik bir zaman diliminde geçmekte ve sabahleyinde son bulmaktadır. Beyaz geceler ismi de malum hepiniz biliyorsunuz; petersburg'a özel bir durum. ama yine de burda şuna dikkat etmek lazım, beyaz saflığı, iyiliği, hayali temsil eder. romanda da böyledir, normalde geceler karanlık iken romanda özellikle beyaz geceler dönemi seçilmiştir. bu da dostoyevski'nin edebi gücüne bir örnektir... Dostoyevski eserlerinin en önemli özelliklerinden biri de kahramanlarıdır. kahramanlar genellikle hayattan kendini soyutlamış tiplerdir,bu romanda da hem anlatıcı kahramanı hem de Nastenka'yı tipik Dostoyevski karakterleri diye niteleyebiliriz. Erkek karakterleri her daim aşkına sadık karakterlerdir öyle ki başka bir erkeğe tercih edilse dahi sevdiğine toz kondurmaz, tıpkı burada kahramanın Nastenka'ya yaptığı gibi.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,5bin okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
Gulyabani
Kitap, şimdilerde 60 yaşını geçmiş Muhsine Hanım’ın henüz genç bir kızken hizmetçi olarak gönderildiği Yediçobanlar Çiftliği’nde başına gelen tuhaf olayı anlatması ile başlar. İstanbul’a uzak, kuş uçmaz kervan geçmez yerde olan bu çiftlik hakkında bazı söylentiler ta İstanbul’a kadar ulaşır. Çiftliğin hanım ağası, çiftliğin eski sahipleri olan cin
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 201010,6bin okunma
Reklam
Ölüm o kadar kat'î ve zâhirdir ki; bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane nasıl ki mütemâdiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir; öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır.
bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Asâ-yı Mûsa
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zweig'ın bu eseri bazı önemli tarihi olayları ve tarihi kişilikleri anlattığı denemelerinden oluşuyor. Bize o tarihi an'ları anlatıyor. Kitap tam bir bilgi ve kültür şöleni. Denemelerin başlıkları şu şekilde; * Bizansın Fethi (29 Mayıs 1453) İstanbul'un fethini kısaca anlatıyor fakat Zweig'ın bu konu ile ilgili yararlandığı
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Cem Yayınevi · 19745,5bin okunma
Ölüm..
Bu hapishane nasıl ki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir. Öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. İman ve Küfür Muvazeneleri
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.