Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Büyücü Virgil kendini parça parça doğrattı, bir kazana attırdı ve sekiz gün kaynattırdı, bu işlemin onu gençleştirece­ğini umuyordu. Birini başına gözcü koydu, gelip geçenlerin kazana bakmasına engel olacaktı. Gözcü merakına yenildi ancak daha çok erkendi, küçük bir bebek olan Virgil bir ci­yaklamayla ortadan kayboldu. Ben de kazanın içine, haya­tın ve tarihsel gelişimin kazanının içine fazla erken bakmış olmalıyım ve büyük olasılıkla hiçbir zaman çocuktan öte bir şey olamayacağım.
«Tanrı gel bana, hiçbir şeyim ben, tozdan daha azım ve her gün, her gece seni bekliyorum, yardım et bana, sadece bir hayatım var ve bu hayat kayıp gidiyor parmaklarımın arasından ve sakince ölüme doğru yol alıyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum ve yapabildiğim tek şey her geçen dakikayla tükenişimi izlemek, dünyada yalnızım, beni seven insanlar tanımıyorlar beni, tanıyanlar korkuyorlar benden ve küçük ve zavallıyım, birkaç yıl sonra var olduğumu bilmeyeceğim, yaşamak için çok az şeyim kaldı ve yine de yaşamak için kalan şeylerim dokunulmamış kalacaklar ve kifayetsiz, neden acımıyorsun bana? hiçbir şey olmayan bana, ihtiyacım olanı ver bana.»
Sayfa 169
Reklam
·
Puan vermedi
Charlie zeka geriliği ile doğmuş bir bireyde. Annesi onun normal cocuklar gibi olmasi için doktorlara götürür. Baskı yapar. Kız kardeşi doğduğunda ise bakim evine gönderir. Buraya gönderilmesini istemeyen Hernan amca ise ona sahip çıkar ve bir fırına yerleştirir. Okuma yazma öğrenmek için gittiği kursta Alice ile tanışır. Alice Charlie yi bir
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,7bin okunma
Hayır, yaşadığıma inanmıyorum. Hayır, çokça, derinlemesine, yoğun yaşadığıma inanmıyorum. Ben de herkes gibi bir alçak, bir yavan, bir hadımım! Resimlerle tasvir edilmiş koca bir dünya vardır odamda: kartondan adamlar, kıtıktan kadınlar, dumandan dağlar. Bu şeylerin hepsini güzelce düzene koydum ve bazı güneşli günlerde bunların hepsi harika bir görüntü oluşturuyor. Ve odamda kalıyorum. Bu benim bütün dünyam ve bütün hayatım; her gün ev tanrılarına dualar ediyor ve penceremin altından, sokaktan geçen, evlerinde benimki kadar şirin bir yapay dünyacığı olmayan insanların üzerine tükürüyorum.
İmparator Olamamış AdamKitabı okuyor
Eğer bu adam derse ki: “Ben falcılık yoluyla olsun, tıp açısından olsun, bazı şeyleri inceledim. Denemelerim sonucu, bunların kimisinin doğru olduğunu gördüm ve içimden de bunun doğru olabileceği kanaatine vardım. Böylece bunların kabul edilemez olmadığını, kaçınılması ve uzak durulması gereken şeyler olmadığını gördüm. Oysa Nübüvvet yoluyla
Ben bir gün domuz diyebileceğin... ertesi gün de yardım istemek için koşup geleceğin biri değilim.
Reklam
Melih Cevdet Anday
Günüm yetse görmeye seni Seni övmeye gücüm yetse Barış çağı altın çağ Son ozanı ben olayım bu özlemin Bu özlem bitse O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle deli ozanı Baştan başa sevda, baştan başa tutku Dili baldan tatlı
Geçen sene komşumuz ekmek pisirecekti, ben de yardımcı olmak için tandırı yakmaya çalışırken nasıl oldu anlamadım sağ gözümün kirpiklerini yaktım 😒 Baktım olacak gibi değil eve gideyim dedim yolda kaz sürüsü ile karşılaştım hepsi çok sinirliydi gerçekten bu yüzden korkup kaçmaya başladım, yere düşüp iki dizimi yaraladım🙄 hiç aldırmadan evin yolunu tuttum, yine nasıl yaptım bilmiyorum evimin anahtarı ile tanımadığım üst komşunun kapısını ısrarla açmaya çalışıyorum, haliyle yaşlı amca da hırsız zannetti aniden kapı açıldı ve yaşlı amcanın elinde kocaman bir sopa 😱 O bana baktı ben de ona baktım. Sonra da elimdeki anahtara baktım, beynimden aşağı kaynar sular döküldü sanki, defalarca özür dileyip uzaklaştım hızlıca 🫢 Nerden geldi aklıma gece gece o berbat gün 🫡
Kiminiz düdüktür, öter; Kiminiz dumandır, tüter; Ama hepiniz, hepiniz ... Hepiniz geçim derdinde. Bir ben miyim keyif ehli, içinizde? Bakmayın, gün olur, ben de Bir şiir söylerim belki sizlere dair; Elime üç beş kuruş geçer; Karnım doyar benim de.
Tanrı'ya sitem
“Ulu Tanrım,” diye mırıldandı, “ne yapmalı? Yardım et, bir şeyler söyle bana! Sana her gün raporumu veriyo­ rum, köyün ne hale geldiğini biliyorsun. Yiyecek şeyimiz kalmadı, her geçen gün eriyoruz; her geçen gün askerler­ den biri kaçıp dağdakilere katılıyor. Aforoz edilen oğ­lum, Kızıl Takkelilerin komutanı, Kartaltepesi’nden bize her gün haber yolluyor; ‘Teslim olun! Teslim olun! Yoksa vay halinize!’ Ne yapmalıyız? Ne yapmalıyım? Az önce Areti’nin sana sövdüğünü duydun, gerçekten dayanacak halimiz kalmadı. Açhktan ölen çocukları nasıl kurtarma­ lı? Bana bir öğüt ver Ulu Tanrım. Köyü yakılıp yıkılmak­tan kurtarmak için dağdaki partizanlara mı teslim ede­yim? Ya da kollarımı kavuşturup merhametini mi bekle­ yim? Ne yazık ki insanız Ulu Tanrım, bekleyemeyiz. Merhametin gecikiyor. Genellikle de bizi ölümden son­ra, öteki dünyada gelip buluyor ama ben, merhametini yeryüzünde göstermeni istiyorum.” Bir an sustu. “Ne olursa olsun,” diye ekledi yüksek sesle, “merhametini yeryüzünde göstermelisin!”
Reklam
"Yolun zorlu, mücadelen meşakkatli olacak. Buna rağmen sen ilerlemek için elinden gelen her şeyi mütemadiyen yapacaksın. Yolculuğu seveceksin. Bu sevgi içindeki ateş olacak. Böylece bu yakıt seni yol boyunca götürecek. Lakin bazen karşına aşılmaz denilen dağlar çıkacak. Sen diyeceksin ki ben bu dağları aşarım. Onlar seninle alay edecekler. Küçük görecekler. Sen nesin ki ne olabileceksin diyecekler. Sen buna rağmen yılmayacaksın. Üzüleceksin. Kızacaksın. Fakat onlara kendini ispat etmeye çalışmayacaksın. Sen sadece "her şeyi iyi etmek için" çalışmayı sürdüreceksin. Görenler görecek. Seninle olanlar olacak. Sen yine de sevgini içinde taşıyacaksın. Bu sevgi sana yol göstermeye devam edecek. Tüm acı ve üzüntülerine rağmen seni güçlü kılacak. Bir gün gelecek ki geriye dönüp baktığında en güzel günlerin o zorlu mücadele günlerin olmuş olacak. Çünkü yolu değerli kılanın uğrunda ilerlenen olduğunu sen bileceksin. Bunu hep hatırlayacaksın, ona göre yaşayacaksın." (Jack Brighty'den)
Gece midir seni bana düşündüren? Yoksa ben miyim Seni düşünmek için geceyi bekleyen? Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur Oysa... O beni ben de onu bekliyordum... Ve bir gün daha konuşmadan bitiyordu...
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Sana Bir Tanrı Getirdim
. . . Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde Büyük dertler için benim ellerim Anlamıyor musun Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
KİTAPSIZ Merhabalar bugün muhteşem bir eserle karşınızdayım .Yazarın kalemi o kadar akıcı ki elimden hiç bırakmadan okudum bitti. Eserin daha ilk sayfadaki önsöz kısmından itibaren içine hapseden ve altını çizeceğiniz cümleler olacak. Eserin kurgusuna bayıldım ve aynı zamanda bize vermek istediği mesaj çok anlamlı. Kitap bittikten sonra sizi derin düşüncelere sürüklüyor ve kendinizi , vicdanınızı , etrafınızdaki herşeye karşı nasıl davrandığınızı sorguluyorsunuz. Gelelim kitabın konusuna: Mehmet sürekli bir arayışın içinde ama ne aradığını bilmeyen biri. İçinde ki boşluğa anlam veremez bir türlü ve boşluğu doldurmak için sürekli yanlış yollara düşer. Tabii bu arama yolunda, etrafında ki herkesi de adım adım kendinden uzaklaştırır. İmam olmasına rağmen yanlış işler yapar amacı sadece içinde ki boşluğu doldurmak olsada . Bir gün arayış içindeyken beyin kaması geçirir ve aylarca komada kalır. Koma da olduğu süre içinde bir rüyanın içinde yoldaşım dediği kişiyle kendin de eksik olan parçayı aramaya başlar. Ben fazla spoi vermeyeyim en iyisi siz okuyun devamını mutlaka. Sevgili yazarımızın yüreğine emeğine sağlık, kalemi daim olsun inşallah ve bol bol okuyucuları olsun inşallah #Alıntılar İnsanı insan yapan şey düşüncedir. Düşünceyi senden çıkarınca, ne geriye ne kalır söyler misin? Korku; aklın ve vicdanın açılan gözüdür. Sana verilmiş sorumluluğun farkına vardıkça korkman, ben'liğinin kör yanılgısından kurtuluşunun ödülüdür.
Kitapsız
KitapsızŞale Köse · Artshop Yayıncılık · 20248 okunma
İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale düşecektir. Allah, başkaldır ya kulum, demiş ve insan onun
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.