İçim; ey içim! Bu yolculuk; nereye? Yine; bir şehrin ölümünü başlatıyor gibisin!..
220 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Ve hayat belki de şu anda birilerine yeni, hiç tecrübe edilmemiş ve nasıl bir neticeye varacağı kestirilemeyen yeni cilveler hazırlıyor. Bunu düşünmek bile hayat denen maceranın hakikaten macera olduğuna inanmama kâfi geliyor. “Yedi Uyuyanlar” efsanesini öğrendikten sonra yedi sayısına takan ve sakinlerinden kurtulup uykuya dalmayı isteyen Ayyıldız Apartmanı. Üst kattan gelen anne oğul tıkırtılarının tekrar hayata bağladığı, intihar niyetlisi. Küçük bir şehirde, incelikli iç dünyasını anlamaktan uzak insanların sonunda cinnete ittiği Müeyyet Bey. Bütün dostları ölünce, hayat, zamanın içinde manasız bir seyahat haline geldiği için kendisi de göçüp gitmek isteyen ama yaşlı bir kadının dostluğuyla tekrar hayata tutunan bir adam. Küçük bir kıyı kasabasında bir gece yaşadığı derin şeyi aşk zanneden ve yanılan genç. Konservatuvarda hademelik yaparken klasik batı müziğine tutulan hüzünlü apartman kapıcısı. Pansiyoncu, kadın çamaşırları satıcısı ve diğerleri. Bütün bu öykü kişileri Ayfer Tunç’un “edebiyatımın anlamlı başlangıcı” diye nitelediği Mağara Arkadaşları’nda bir araya geliyor. Ayfer Tunç'un okuduğum 3. kitabı oldu. Daha önce Kapak Kızı ve Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi kitaplarını okumuş ve kalemini çok beğenmiştim. Bu kitabında da birbirinden güzel 8 öykü anlatıyor. Ben beğenerek okudum. Mağara arkadaşları büyük kentin karmaşası içinde kendi evlerine "kendi mağaralarına" kapanmış insanları anlatıyor.
Mağara Arkadaşları
Mağara ArkadaşlarıAyfer Tunç · Can Yayınları · 2022838 okunma
Reklam
"Tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni Ressam’a sordu: 'Güzel bir tablo doğrusu ama anlamını bir türlü kavrayamadım” “Adamın vurduğu kapı Hiç açılmayacak mı.?” “ Ona kapı kolu çizmeyi Unutmuşsunuz da...” Ressam gülümsedi ; “ Adam sıradan bir kapıya Vurmuyor ki...” dedi Ve tablosunun anlamını açıkladı; “ Bu kapı, insanın kalbini Simgeliyor, Ancak içeriden açılabildiği için dışarıda kol olması Gerekmiyor. O kapı size içeriden Açılmamışsa Giremezsiniz..”
Onikinci Bürhan (Onikinci delil,hüccet)
Gel, ey bir parça aklı başına gelen birader! Bütün on bir bürhan kuvvetinde bir bürhan daha göstereceğim. İşte bak, yukarıdan inen ve herkes ona hayretinden veya hürmetinden kemal-i dikkatle bakan, şu nurani fermana bak. O bin nişanlı zat, onun yanına durmuş, o fermanın mealini umuma beyan ediyor. İşte şu fermanın üslupları öyle bir tarzda
“Biz bütün memleketi ayıltmak ve aydınlatmakla uğraşıyoruz. Fakat düşmanlarımız da bize karşılık her yerde ve hattâ bizzat bulunduğumuz ve her suretle hâkim olduğumuz Sivas şehrinde bile, habisliklerini yaptıra­cak alçak vasıtalar bulmakta muvaffak olabiliyorlar. Bütün ikazlarımıza rağmen, şahsen kaybolur kaybolmaz Sivas’taki zev­atın görülen dalgınlığı, her yerde ne kadar kayıtsızlıklar ve müsamahalar vuku bulmuş olduğuna çok güzel bir misal teşkil eder. ”
Sayfa 133Kitabı okudu
"Tüm Nazizm'in özeti burada : Okuma yazması olmayan bir grup haydut tarafından uygulanan bir çılgınlık. Reich'ın adamları güzel üniformalar içinde dolaşıp madalya dağıtabilirler, ama geldikleri kokuşmuş birahanelerin üzerine asla çıkamazlar."
Sayfa 397 - Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
Namaz
Zira, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse; halbuki, kazanç ihtimali binde birdir. Sonra yirmi dörtten bir malını, yüzde doksan dokuz ihtimal ile kazancı musaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı? Halbuki, namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem, namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alr. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, ahirete mal edebilir, Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder.
Hayret ve varolma tıkandı Hayret ve hayâ tıkandı Hayret ve hayret ve hayret İlk kez geriye dönmek gerekiyor Dağları yokladınız mı dilsiz duranları Bir de kulak kesilince Dağ konuşur - Hayır konuşmaz mı
Sayfa 83 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Taşın kendine mahsus bir sesi vardır
Sayfa 84 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
"Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?.. Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu,Ve onu herhalde çok kucakladın...Geceleri buluşur ve öperdin değil mi? Bir kadını öpmek hoş şeydir,hele adam genç olursa ..."
Reklam
Önce yeryüzünde yoktunuz - bir kadın ki Rahminde boğmadı sizi annenizdir Buluşunuz değildir anne - doğuranınızdır (Anne boğmaz doğurur) Nasıl ki doğdunuz ve buldunuz annenizdir…
Sevdiğin seylere ne oldu? Van Gogh'un tablolarinin önünde neden defalarca saatler geçirmis ve içi huzurla dolmustu; sanki ressam umutsuz bir paranoyak degil de tamamen mutlu biriymis gibi. Çünkü hiçbir sey izlenimi yok edemezdi, Elbette bir resim yok edilebilirdi ama var olduğu sürece, boyayla tutsak edilmis tam ve eksiksiz bir andı. Ayçiçekleri asla solmayacakti. Arles'teki Langlois Köprüsü asla bombalanmayacaktı.Dehşetin görüntüsü her zaman dehşet verici olacaktı ve güzellik her daim güzel kalacaktı. Köşeli suratlı, kulağında beyaz sargı olan adamın resminde bile huzur verici bir süreklilik vardı. En azından resimde daha mutsuz olamaz, yaşlanamazdı.Resimdeki adam ebediydi. En sonunda ona eziyet edenlere ya da onu anlamayanlara karşı galip gelmisti. Bir resim fırçası ve dehasının yardımıyla herkesi yenmisti.
Gerçekten de çiçekleri seviyordu, en basit tabirle ne kadar güzel olduklarını ve kendisini ne kadar güzelleştirdiklerini biliyordu. Onların güzelliklerini, neşelerini, hüzünlerini de seviyordu, ama sadece dışarıdan, güzelliklerinin bir hali olarak. Tazeliklerini yitirdiklerinde onları rengi solmuş bir elbise gibi bir kenara atıyordu.
Sayfa 30 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ah Gregor Samsa ah!!
Mesela yazılışını ve tarzını çok beğendiğim fakat bir daha okumak istemeyeceğim Kafka'nın Die Verwandlung'u (Dönüşüm) var. Bu gerçekten korkunç bir kitaptır. Psikolojini bozuyor ama herhalde maksat da budur çünkü adam son derece başarılıdır. Kendini ifade edişi müthiş, yani böceğe dönüşen bir adamın ne düşündüğünü o kadar güzel anlatıyor ki. Sanatıyla beni çok etkilemişti ama tövbe bir daha okumak istemem.
Resim