Oldum olası finalinde burnumun direğini sızlatan, iki damla gözyaşımı akıtan kitapları çok sevmişimdir, konusu her ne olursa olsun, mutlu ya da acı son olsun...
Sabah elime aldığım kitap, gündevirmeden bitti. O derece sürükleyiciydi öyle söyleyebilirim.
Buram buram tarih kokan. Ama okurken burnunuza kan kokusu gelen bir kitaptı. Hoş tarih birazda bu değil miydi!
Ikinci Dünya savaşı zamanlarında herkesin toprak derdine düştüğü ve birbirini öldürdüğü zamanları anlatıyor kitap. Ama ben hani kar yağarda , kardelen çiçeği kışa inat çıkıverir ya toprağın altından işte tam da savaşa inat açan aşk tomurcuklarina değinmek istiyorum. Müslüman, Ermeni, Yahudi demeden birbine olan aşklarını. Kitabın sonuna kadar nefesimi tutup ha kavuştular mı, ha kavuşacaklar mı diye diye geçti satırlar. Sonu sürpriz olsun söylemeyim tabi :))
Ama şunu söylemeden edemiycem; hayatta hiç bir şey yapamıyorsanız sadece "SEVİN" gerisi bir şekil olur sanki... Bir insanı, bir çiçeği, bir böceği... Ya da en azından baş koyduğunuz bir davanız olsun! Sizi ayakta tutacak bir hayaliniz. Hayata dair bir emeliniz olsun. Yoksa tımarhanelerde ilaçla uyuşturulup canlı ama cansız bir hale getirilen bitkiden başka birseye benzemeyiz.
Keyifli okumalar dilerim!!!
Büşra ve İlayda daha nice beraber okumalara:))