Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
48 syf.
10/10 puan verdi
Monna Rosa, siyah güller, ak güller...
Şiirle ilgisi olsun olmasın herkesin bildiği fakat hakkında çok az şey bilinip, içeriği hakkında birçok şehir efsanesininde dilden dile dolaştığı bir şiir Monna Rosa. Türk Edebiyatının en dokunaklı şiirlerinden biri olan Monna Rosa yıllar geçmesine rağmen hala gizemini koruyor ve korumaya devam edecek. Bu büyük şiirin mimarı Sezai Karakoç bizlere şiiriyle ilgili çok az bilgi vermiştir. Modern bir Leylâ ile Mecnun denemesi olduğunu söylemiş ve şiirle ilgili efsaneler için de okuyucunun bu tür detaylar üzerinde durmaması gerektiğini belirtmiştir. Belki de şiirini bir hikaye kalıbının içine sığdırmayıp, okundukça herkesin kendi Monna Rosa'sını yaşamasını istemiştir. Dört bölümden oluşan bu büyük eseri okurken beşeri aşkın ilahi aşka nasıl dönüştüğüne şahit oluyoruz.19 yaşında bir gencin böylesine bir eseri ortaya koyması nasıl bir aklın ürünüdür anlamak zor. Şairliğinin yanısıra büyük bir mütefekkir Sezai Karakoç. Henüz hayattayken hakkında en çok kitap ve makale yazılan bir isim. Fikirlerinden istifade edebileceğimiz, mutlaka okunması gereken çok kıymetli eserler bırakarak ebedi aleme göçtü. İyi ki bu dünyadan bir Sezai Karakoç geçti ve bizlere bu kıymetli eserleri bıraktı. Saygıyla, özlemle, rahmetle...
Şiirler 1 -Monna Rosa
Şiirler 1 -Monna RosaSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20209bin okunma
67 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü
Tezer Özlü
’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,4bin okunma
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Hakikatin Alegorisi: Mağara
H. G. Wells’in “Körler Ülkesi” isimli kısa hikâyesi bizlere çok şey anlatmaktadır. Kısaca özetleyecek olursak; dünyanın çok uzak ve ulaşılması güç bir yerinde, uzanan geniş vadinin içerisinde yaşayan bir topluluk vardır. Burada yaşayan insanların başına salgın bir hastalık musibet olur. Öyle ki, hem yaşayanların gözleri kör olmakta hem de doğan
Körler Ülkesi
Körler ÜlkesiH. G. Wells · Kolektif Kitap · 20182,361 okunma
540 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sylvia Plath
Günlükleri , Sırça Fanusu ve Ariel'i okuduktan sonra bomboş duvara baktım ve Sylvia'yla yüzleştim. İtiraf edeyim Günlükleri'n son sayfasında hüngür hüngür ağladım. Özellikle Nicholas ve Frieda'dan bahsettiği kısımda. Plath gerçekten çok yara almış biri. Üstelik bu yaralar küçük yaşta başlamış. İlk darbeyi babasından almış. Babasını 8 yaşında
Günlükler
GünlüklerSylvia Plath · Kırmızı Kedi · 20141,061 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
--- Girizgâh --- Çizgi roman, özellikle de haftalık veya aylık bültenler şeklinde yayınlanan ve çoğunlukla süperkahraman hikâyeleri tarzında fantastik anlatılara odaklanan bildiğimiz çizgi roman çizgisinin dışında, daha gerçekçi hikâyeleri baz alan, edebî niteliği daha yüksek olan "alternatif" veya "bağımsız" çizgi roman
Düşünen Ada
Düşünen AdaTolga Hırsova · Karakarga Yayınları · 202154 okunma
Bir Hikâye Denemesi
(Eleştirilerinizi bekliyorum, sevgiler.) Sumru, kasvetli bir sonbahar akşamında, rüzgâr önünden vınlayarak geçerken, kaldırımda hızlı adımlarla yürüyordu. Şehirden kaçıyordu. Ailesinden, erkek arkadaşından, sosyal hayatından, her şeyden. Babasının gece geç saatlerde sarhoş bir şekilde eve gelip annesine şiddet uygulamasından... kimsenin ona
Reklam
Tom Daniel Hamilton 2 (Öykü Denemesi)
Tom Daniel Hamilton 1: #32524345 (Bu yazdığım hikâye, diğer hikâyenin devamı niteliğinde olup, bir nevi bir ara hikâyedir. Yani, A'dan B'ye geçişin evresini anlatmış gibi oldum. Eleştirilerinizi bekliyorum, sevgiler.) Tom Daniel Hamilton 2 Zilzurna sarhoştu. Issız sokakta sendeleye sendeleye yürüyor, 25 metre
Bir Hikaye Denemesi (Devam Edecek)
Pencereye yaklaşmıştı ki parmakları hazırdı müziğin ritmine... Biraz sonra kalorifer peteğinde piyano çalar gibi gezindi parmakları. Sonra birden parmaklarını kalorifer peteğinden uzaklaştırdı. Kaloriferin ısısından etikelenmiş olmalıydı, parmaklarını ovaladı. Masaya oturdu evraklara göz attı.Bu günlük yapması gereken her şeyi yapmıştı bir tek