Arkadaşlar öncelikle başlığa aldanmayın tamamen benimle alakalı kitaba gelirsek okumaya başlamadan önce birkaç inceleme okumuştum çok ayrıntılı ve uzundu kısaca özetlemek gerekirse;
Kitabın ismini görünce önce kurtların yaşayacağı olaylar bütünü anlatılıyor sanmıştım aslında kitap öyle de başlıyor ama kurtlarla bir şekilde bağlanan üç ayrı hikaye fakat tek bir ortak yön var. İyi ve kötü çatışması ve bu çatışmalardan alınması gereken dersler. İyilik yap denize at balık bilmez ise halık bilir. Kitabın bazı bölümleri insanı derinden etkiliyor ağlayabilirsiniz serbest.
Agatha cristienin kitaplarını hep sevmisimdir. Yazarın çok iyi bir hayal gücü olduğuna inanırım. O yüzden bu kitabı okumaya başlamadan önce beklentimi fazla yüksek tutmuş olabilirim.Ama kitap malesef beni cok heyecanlandırmadı.
Yazar yine konusu akılda kalıcı bir kitapla karşımıza çıkıyor..Bir adaya davet edilen on tane yasa önünde katil kabul edilmeyen katilin adada öldürülmesiyle başlıyor. Daha sonra hikaye başa dönüyor ve olaylar anlatılmaya başlanıyor.Kitabın sonunda katil bulunamıyor ama şansa bakın ki ,katil "iyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir "atasözümüzden etkilenmiş olacak ki, isledigi cinayetleri itiraf ettiği kağıdı şişeye koyup denize atıyor. O şekilde kim oldugu ortaya çıkıyor.
Aslında kitap çok akıcı,okunabilir,keyifliBenim gibi beklentiyi çok yüksek tutmazsanız.çok beğenebilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132bin okunma
Evet dinimiz iyilik yapmayı emrediyor. Ama maalesef zaman o zaman değil. Herkes bencil oldu. Çünkü herkes menfaat peşinde. Menfaatler insanlıktan daha önemli oldu. Bazı insanlar iyi niyetli insanları kullanmayı, onların iyi niyetlerini suistimal etmeyi ve onları enayi yerine koymayı alışkanlık haline getirdiler. Kendimi tanıdığımdan itibaren insanlara yardım etmeyi istedim. Hala da istiyorum. Ancak hayal kırklığına uğradığımda çok oluyor. Bu saflığımdan değil, canı gönülden istediğim için. Yeri geldi beni sevmeyenlere bile yardım ettim. Yeri geldi üzüldüm yeri geldi kırıldım. Ama her şeye rağmen sabrettim. Pişman mıyım? Hayır. Biraz olsun yardımım dokundu mu? Evet. Bu bana yeter diye düşünüyorum. Gerisi hikaye ve Allah'a havale. Çok sevdiğim bir söz var. İyilik yap denize at, balık bilmez ise Halik bilir. Eğer insanlara faydalı olduğunuzda kendinizi mutlu hissediyorsanız gerisi boş. İyi niyetinizi kötüye kullananlar uyanık olduklarını zannetseler de kaybedenler kendileridir.
Sevgili Şermin Yaşar'ın yazmış olduğu Deli Tarla kitabı beni,ilk hikayesi olan ve kitaba da adını veren, 'Deli Tarla' dan itibaren etkisine aldı. Bitirmeden elimden bırakamadım. En son okuduğum 'Kalk Yerine Yat'dan sonra da bu hikayeleri daha çok beğendiğimi çok net olarak hissettim.
*DeliTarla* ile 'psilosibin'
Ama muhtemelen Malamander'e inanmıyorsun.belkide yarı balık yarı insanın gerçek olması mümkün değil diye düşünüyorsun. Hiç sorun değil. Dondurma anla şezlongunla takılmaya devam et. Zaten bu hikaye sana göre değil.Hatta kendine bir iyilik yap ve okumayı hemen bırak. Bu kitapı kapat ve eski bir teneke kutuya kilitle. Kutuya ağır bir zincir dola, iskeleden denize at. Tuhaf Deniz kasabasına duyduğunu bile unut. Normal hayatına geri dön. Büyü, evlen, aile kur. Ve çocukların büyümeye başladıklarında onları da günü birliğinde deniz kenarına götür. Tabii ki Yaz mevsiminde. Sahilde gezintiye çık ve sen de ilginç bir deniz kabuğu bul. Almak için eğil. Ama o da ne, deniz kabuğu bir şeye takılmış. Eski bir teneke kutuya. Kilit koparılmış, zincirle gitmiş. Deniz bunu yapabilir mi? Kutuyu açıyorsun ve bir de bakıyorsun ki içinde hiçbir şey yok. Sadece kaya midyeleri ve yosunlar. Bir başka bir şey. Sümük gibi bir şey mi yoksa o? Ardından gelen bir ses duyuyorsun, giderek yaklaşan ayak sesine benzer bir ses. Giderek yaklaşan yapış yapış yüzgeçlerin sesleri gibi. Arkanı dönüyorsun.
Ne görüyorsun?
Gerçekten mi?
Eh, belki de bu tam sana göre bir hikayedir.
MalamanderThomas Henry Taylor · Genç Timaş · 20202,482 okunma
Hüzün ve Tesadüf, Mustafa Kutlu külliyatımın beşinci kitabı oldu. Kalınlığına bakarsak fazla uzun sürede okuyabildim çünkü oldukça sıkılmıştım artık Kutlu okumaktan. Kutlu, çoğu zaman iyi bir hikaye anlatıcısı olabilir fakat konu seçimleri tekdüze ve betimlemeler de insanı bir süre sonra bayıyor. Hüzün ve Tesadüf de yine bu bıkkınlığı veren
Dostoyevski' nin 1861 yılında yayımlanan, elli sayfası haricinde eserin tamamını beğenmediğini belirttiği, kendisine çıkış yaptıran, çıktığı dönemde oldukça fazla eleştiriler alan ancak devamında en çok okunan eserlerinden biridir.
Zıt kutuplardaki insan karakterlerini ele alarak, çoklu aşk denkleminde bu zıt kutuplardaki insanların
Gelin tanış olalım İsi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz Yunus Emre "dam zengindi. Dünyayı versen doymuyordu. Ver Allah'ım, ver Allah'ım, kulun helal haram demez, yer Allah'ım, diyordu. İstiyordu, her gün daha çok istiyordu. Malına mal, zenginliğine zenginlik katıyordu sürekli. Kimseye bir şey koklatmıyordu.
Biriktiriyordu