Türk milleti tarih boyunca en sıkıntılı dönemlerinde hep Silahlı Kuvvetlerinden medet ummuştur. Durumu millet olarak kendisi düzeltmesi gerekirken Silahlı Kuvvetlerini teşvik ve tahrik etmeyi tercih etmiştir. Sokakta, çarşıda, ev sohbetlerinde subayları açıkça tahrik etmekten çekinmiyorlar,
"Daha ne bekliyorsunuz, bu millet sizi niye besliyor, millet mahvoluyor,
gençlerimiz ölüyor, bir iç savaş mı çıksın istiyorsunuz" gibi sözler
söyleyebiliyorlardı...
Çok ilginç bir kitaptı. Bazı rahatsız edici yönleri vardı. Okurken insanı huzursuz ediyor. Karakteri bir seviyorsunuz bir sevmiyorsunuz. Bir bağrınıza basasınız bir hapse atasınız... Kitapta iki farklı anlatım vardı ama iç içe geçmişti. O yüzden cümle aralarında bile geçiş oluyordu ama rahatsız etmeyen hoş bir akış içindeydi. Böyle farklı kitaplar okumaktan hoşlanan kişilere tavsiye ederim. 
Gölgelerin Arasından
Gerek Fransız gerek Rus Devrimlerinde olduğu gibi sınıfsal bir amaçla çalışmamışlardır. Fransız Devrimi'nde devrim mahkemeleri aristokrasiye karşı sert bir uygulama göstermiş, yalnız 1793 yılında yargılanarak 17.000 kişinin idam edildiği ve bu sayının yargılanmadan idam edilenlerle 40.000'i aştığı göz önüne alınırsa, ne derece kan döküldüğü anlaşılabilir. Rus Devrimi'nde ise tüm aristokrasi ve burjuva sınıfları hemen tamamen yok edilmişler, milyonlarca insan gene devrimciler tarafından öldürülmüş, gerekse iç savaş ve büyük sefalet sonunda ölmüşlerdi. Bu bakımdan Türk Devrimi sınıfsal bir hareket olmadığı için İstiklal Mahkemeleride sınıf hakimiyetine yönelik çalışmadılar. Ancak karşı devrimci güçlerin tasfiyesine gidildi. Feodal bir kurum olan "ağa-şeyh" durumu ise zaman içinde çözümlenmek üzere sonraya ertelendi. Bu bakımdan Türk İnkılabı ekonomik yapıda köklü değişikliklere gitmeden önce, sosyal yapıyı ve dinden kaynaklanan düşünce sistemini değiştirmeye yöneldi.
Sayfa 472
Eylembilim
" Ama kolay kolay dışavurmadığı iç dünyasında her türlü klişeye, basmakalıp değer ve davranışlara karşı savaş açmış bir kişiliğim var. "
Sayfa 9 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Savunma sektöründe tüm harekatların fayda ve maliyet analizlerine çalıştım. Burada fark ettiğim üç aşamalı bir program vardı. Bu üç aşamalı plan hükümeti içeriden devirebilecek bir plandı.
İlk aşaması, tecrittir, iletişim ve ulaşım devre dışı kalır, hedefi olduğunca sağır, aptal ve sakat bırrakıp ikinci aşamaya hazırlanırsınız.
Eş zamanlı kaos, örtülü saldırılar ve yanlış bilgilerle korkutursun, savunma becerisini bastırarak silah sistemlerini radikalcilere ve kendi ordusuna karşı korunaksız bırakırsın.
Bir gerekçe ve düşman bulamayınca, halk birbirine düşman kesilir. Bunu başarırsan üçüncü aşama kendiliğinden gelir. Üçüncü aşama, bir darbe, iç savaş, çöküş...
Bu program, bir ülkeyi istikrarsızlaştırmak için en düşük maliyetli yöntemdir. Çünkü hedefteki ulus yeterince işlevsiz kaldığında, özetle kendi pimini çeker.
Bunu başlatan, bunu size bitirtir.
Leave the World Behind
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)Erich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20203,284 okunma
