bir mahkumun bu entelektüel otopsisinde mahkum edenler için çıkarılacak birden fazla ders olmayacak mı?Yok ettikleri insanın bir zekası,hayata güvenen bir aklı,ölüme hazır olmayan bir ruhu olduğunu hiç düşünmemişlermidir?
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Reklam
Mahkumun Kızı Marie'ye Vedası
-Marie, okumayı biliyor musun? -Evet,diye cevap verdi. Okumayı biliyorum. Annem mektuplarını bana okutturuyor. Küçük ellerinden birinin içinde buruşturduğu kağıdı göstererek: -Haydi, oku biraz, dedim. Güzel başını salladı. -Olmaz! Ben yalnızca masal okumayı biliyorum. -Olsun, sen yine de dene, oku hadi. Elindeki kağıdı açtı ve parmağını üzerine koyarak hecelemeye başladı: -K,A, ka, R,A,R, rar, KARAR... Elinden sökercesine aldım kağıdı. Okuduğu benim ölüm cezamın infaz kararıydı. Dadısı bedavaya almıştı kağıdı. Ama bana pahalıya mal oluyordu.
Alp.
Seni Kinyas en son Fransa'da görmüştüm. Paris'te. ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Sayfa 219 - Doğan Kitap, 52. baskı, 2016Kitabı okudu
Yazarın amacı, gelecek kuşaklar konuyla biraz olsun ilgilenirse, bu kitabın seçilmiş herhangi bir mahkumun , bir suçlunun her zaman kolay olan ve kalıcı olmayan özel savunmasını içermediğini; şu anki ve gelecekteki bütün suçlular için genel ve kalıcı bir savunma olduğunu; asıl temyiz mahkemesi olan insan önünde insan haklarının savunulmasının ve dile getirilmesinin doruk noktasını temsil ettiğini; bütün ceza mahkemelerinin önünde o ilahi dava reddinin, sonsuza dek inşa edilmesini dile getirdiğini; bütün büyük davaların derinliklerinde kralın adamlarının kanlı söylevlerinin ikna gücü sayesinde titreştiği belli belirsiz fark edilen o lanetli ve kasvetli sorunu ortaya koyduğunu; mahkeme heyetinin cafcaflı karmaşasından arındırılıp aniden bütün gerçekliğiyle görülebileceği, olması gereken, hak ettiği o korkunç yere, mahkemeye değil giyotin sehpasına, hakimin değil celladın önüne yerleştirilen ölüm kalım meselesini ele aldığını anlamalarıdır.
Can çekişen düşüncenin bu tutanağı, acıların giderek artan bu gelişimi, bir mahkumun bu entelektüel otopsisinde mahkum edenler için çıkarılacak birden fazla ders olmayacak mı?
Reklam
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.