…kimi yaratığın özünde saklı birçok p i s l i ğ i, bir bakıma kötü kanda bulunan, ancak eğitimle sıvananı, daha ilk dokunuşta sezerim. Dosdoğru gözlemlemişsem, benim arınmışlığımla bağdaşmayan böylesi gereksiz yaratıklar da onlardan tiksindiğimi özenle sezerler kendilerince: ancak bununla güzel kokuşlu olamazlar…Bu yüzdendir insanlarla ilişkimin öyle kolay bir sabır-sınavı olmaması: benim insanseverliğim başkasının duygusuna katılmaya değil, katıldığım duyguya k a t l a n a b i l m e y e dayanır…Sürekli bir kendine egemen olmadır benim insanseverliğim.
192 syf.
8/10 puan verdi
Delilik Ülkesinden Notlar
Delilik Ülkesinden Notlar
Ayşe Şasa
Ayşe Şasa
"Kıyamet günü yaratıcıya anlamlı ve onurlu bir hikaye anlatabilmeliyim." İlk okuduğum Ayşe Şasa kitabı oldu modern dünyanın bunalımlarını o düşmüşlük ve modern dünyada ki bataktan dine yönelim ile çıkmayı çok güzel bir şekilde işliyor. İçerisinde yazarın hayat hikayesini, çarpıcı felsefesini ve bazı yazarların, düşünürlerin Ayşe Şasa hakkında ki fikirlerini de okuyoruz bu açıdan da çok güzeldi... Ayşe Şasa, bir ermişin hayatını anlatıyor ipek kanatlı sayfalarda... Esasen sinemacı olan Ayşe Şasa, denemelerinde görsel olan ile zihinsel olanı kendi gönül aydınlığında sentezleyerek ifade ediyor. Bu yaklaşım meselelere hem oldukça gerçekçi hem de metafizik açılımlar getiriyor. Yazıların etkisi samimiyetinde. Bu samimiyet yer yer müspet manada safiyete dönüşüyor. Bunca yıldır gögüs gerdiği hayatın ağır yüküne dayanmaktan oluşan bir temizlik, bir hayret. Günümüz entelektüel yaşamında az rastlanır bir meziyet.
Delilik Ülkesinden Notlar
Delilik Ülkesinden NotlarAyşe Şasa · Ketebe Yayınları · 20231,276 okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Okuduğum ilk Farabî eseri oldu. Felsefe altyapınız sağlam değilse sizi zorlayabilecek ağır bir dile sahip. Bazı cümleleri tekrar tekrar okuduğum, kaçırdığım ufak bir kısımdan dolayı kuramı yeterince iyi algılayamadığımı fark edip bütün bir sayfayı baştan okumak durumunda kaldığım anlar oldu. Okumadan önce Farabî hakkında kesinlikle bilgi sahibi olmanız gerekiyor. İslam ve siyaset felsefesindeki yerini, temel görüşlerini bilerek okumanız size fayda sağlayacaktır. Ahmet Arslan’ın giriş yazısını es geçmemenizi de şiddetle tavsiye ederim. Gerek Farabî’nin kendisinin gerek etkilendiği filozofların (Aristoteles, Platon) eserlerine daha fazla hakim olup daha berrak bir zihne sahip olduğum bir vakitte tekrar okuyacağım bir eser.
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,422 okunma
Müthiş an;
Ramazanın on yedinci pazartesi günü, Allah'ın Resûlü Hira dağındaki mağarada.. Bir gece evvel rüyalarında muazzam bir şekil, bir heybet, bir sûret, bir edâ, bir ışık, bir renk görmüşlerdir. Bu <<Na-mus-ül - Ekber>> sıfatlı Cebrail'dir. Büyük ve sultan meleklerden bir tanesi.. Pazartesi günü mağarada murakabe ve ibadetin en derin anında, Allah'ın sevgilisine dünya ve madde perdesinde görünüverdi. İnsanoğluna mahsus olmayan ufukların ötesindeki bu manzara karşısında ne hâle gelmiştir? Birdenbire gökler bir perde gibi açılır ve arkasından sonsuzluk âleminin kadrosundan bir şahsiyet, bütün madde tezahürlerini yakıp kül edici, cisim üstü bir cisimlenişle görünüverirse insan ne hâle gelir? Melek o ânâ kadar öteler âlemini tanımayan fakat bütün alemlerin tacı ve efendisi olarak yaratılmış bulunan peygambere hitap etti. - İkrâ (oku).. Âlemlerin Fahri dehşetler ve haşyetler içinde cevap verdi: - Ben okuyucu değilim. Ne okuyayım? Sultan Melek ilerledi. Allah"ın Resûlünü kucakladı, kuvvetle sıktı ve sonra bırakarak tekrar etti. - Oku! Ve kendisinden yine aynı cevabı aldı. Bu hâl üç kere tekrarlandıktan sonra Melek, Allah'tan aldığı ve Resûlüne teslim etmeye geldiği ilk ayeti, başından sonuna kadar okudu. - Oku! Rabbinin ismiyle başlayarak oku! O Rabbinin ismiyle ki, insanı uyuşmuş kandan yarattı. Kalem vasıtasıyle insanlara ilim veren, bilmediği şeyleri öğreten ve yaratmak yalnız kendisine mahsus olan Kerem Sahibi Rabbinin ismiyle oku!
344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
- Farkındalığın Kadar Özgürsün-
Üniversite öğrencisi Timur yaşam tarzı,eğitimi ve sosyoekonomik şartları kendisinden daha ileri düzeyde olan Nesrin'e evlilik teklifinde bulunur fakat ret cevabı alması sonucu yaşadığı ezilmişlik içgüdüsü;duygu ve düşünce dünyasında tam olarak kendine ait bir profil oluşturamamış olması onu içten içe buruklaştırır.Tesadüfen yolda karşılaştığı
Gerçek Özgürlük
Gerçek ÖzgürlükDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20214,359 okunma
Reklam
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Herkes keyifle kahvesini yudumlamaya başladığı sırada Burcu artık zamanı geldiğini düşünerek Zeynep’e döndü ve şöyle dedi: ‘’Canım! Bizi gerçekten çok korkuttun. Yine! Bize neler olduğunu anlatmak ister misin?’’ Arkadaşları meraklı gözlerle kendisine bakarlarken, "Tamam, tamam! Elbette anlatacağım.’’ diye cevap verdi. Zeynep. Daha sonra
Tuhaf görünümlü canavarlar gerçek miydi? Yoksa bir hayal miydi?
Kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. Ilk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hâl hakikatte aptallıktır.
Normal Simbiyotik Dönem
Bebekler giderek kendi ihtiyaçlarını karşılamayacaklarının farkına vardıklarında, ilk bakıcılarını tanımaya ve Mahler'in kuramındaki ikinci gelişim aşaması olan normal simboyıza yol açan koşullarda onunla simbiyotik bir ilişki aramaya başlarlar.
Sayfa 304 - Nobel YayınlarıKitabı okuyor
(Dünyevî Aşktan İlâhî Aşka)
Rüzgârın dilinden... NİNNİ Melekler çöl şehrine dağılsın Leylâ’nın uyku saati geldi bütün çıkrıkları bozulsunlar Leylâ’nın uyku saati geldi Sussun bütün böcekler sussun bütün çöl Leylâ’nın uyku saati geldi
Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
acabaa?
- Ben artık onu seviyorum, evet seviyorum! Bunun için uzun bir zamanın gerekli olduğunu mu sanıyorsunuz? Özellikle ilk bakışta sevenler, iyi severler.
Babamın ‘sen artık büyüdün kendine de bir rakı koy’ dediği akşam geldi aklıma. Biraz daha büyümüştüm. Hayatı ve dünyayı sek içecek kadar! İlk dakikalar biraz başım döndü ama sonra alıştım. Suratıma çakırkeyif bir gülümseme yerleşti. Aldığım her nefeste beynim uyuştu. Yürürken ses çıkaran aklımdaki düşünceler, parmaklarımın üzerinde balerinler gibi uçmaya başladılar. Başlamıştı hayat sarhoşluğu. Elbet bunun da koması vardır. Ben ona da girerim. Kalmam üç beş kadehte. Boş şişeleri duvara fırlattığım gibi dibini görmeden bırakmam hayatı da! Ve nefesimi tuttum. En derine, en dibe inebilmek için. Bıraktım kendimi hayat okyanusuna. Beni dibe çeken zihnimin ağırlığıydı. Ve dibe daha çok var. Ama gidiyorum. Yavaş yavaş. Ayaklarına beton dökülmüş bir mafya kurbanı gibi… En derine. Dünya yuvarlak. Hayat da öyle. En derini aynı zamanda en yükseğidir hayatın. Nereden baktığına bağlı. Nerede doğduğuna. Doğduğun yerden ne kadar uzaklaştığına bağlı. Elindeki şişede ne kadar hayat kaldığına bağlı…
En son 5 sene önce ilk zamanlar girmişim zaman su gibi akmış gitmiş bir 4 sene sonra tekrar girerim byeeee byeeee :)
Hiçbir ihtiras, hiçbir özlem yoktu, ama hınç da duymuyordu. İlk kez o ve Bertha’nın aynı yolun yolcusu olduklarını anlamıştı. Bertha da onun gibi bir kapana kısılmıştı. Bertha da onun gibi, asla kendisi olamamıştı. Kendi yaşamını seçmemiş, yalnızca kendi kendisini defalarca tekrarlayan sahnelerin seyircisi olabilmişti.
192 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır bu tarz bilgi dolu, söylev tarzında bir kitap okumadığım için -
Seneca
Seneca
hariç- düşüncelerimi toparlamakta biraz zorlanıyorum açıkçası. Fakat böyle bir kitap ve böyle değerli bir çeviri bir incelemeyi hak ediyor bence, o yüzden bir not düşmeliyim buraya~ Öncelikle kitabın da adı olan "aptallık duvarı" ifadesini çok beğendim
Aptallık Duvarı
Aptallık DuvarıYoro Takesi · Denizler Kitabevi · 20214 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.