Zina Haddi
Hadd suçu olan zinā, birbirleriyle evlilik ve mülkiyet gibi bir bağ bulunmayan iki tam ehliyetli, görebilen ve konuşabilen Müslüman veya zimmînin, isteyerek sarhoş olsa bile, kendi rızaları ile cinsî temasta bulunması ve bunu yaparken dört erkek, hür, adil Müslüman tarafından yakalanması demektir. Dolayısıyla tabiî olmayan cinsî münasebetler
İIkel insanlar öyle kültürsüzlerdi ki "mutlak", "ebedi", "her şeye kadir" gibi kelimeleri özel bir eğitimden geçmeden anlayamazlardı. Bu tür şeyleri anlamaları için onlara önce Tanrı'nın ve cennetin var olduğu, daha sonra hiç ölmeyecek ebedi bir ruha sahip olduğu, Tanrı'nın pek çok özelliği olduğu, her şeye gücünün yettiği ve ebedi olduğu öğretildi. Sonra Tanrı'nın tüm özelliklerini ve cenneti anlatan ilkel insanın anlayabileceği semboller seçildi. Böylelikle modern Hıristiyan dini dahil tüm dinlerin yavaşça içine giren ve yayılan çeşitli sembolik anlamlarıyla birçok tapınağın temelleri atılmış oldu. Sembollerin en ilkel şekilleri çizgiler ve basit geometrik figürlerdi. İlk başta bu semboller, sayıca azdı, fakat Mısır dönemine gelene kadar zamanla sayıları ve karmaşıklıkları arttı. Sayıları çok fazla ve çok karmaşık olduklarında ise Mısırlı ruhban sınıfının yarısı bile hepsini anlayamaz oldu. Hermes Trismegistrus bir yazısında şöyle der: "Ey Mısır! Senin dininden geriye öğrencilerin anlayabildiği masallar, senin dindar eylemlerini anlatan taşa kazınmış sözler kalacak. Sitler, İndus kıyılarından oturanlar ya da diğer barbarlar senin güzel topraklarına yerleşecek.”
Sayfa 133 - 8 - Basit SembollerKitabı okuyor
Reklam
Kimse uyanmamıştı. Uyananlar da daha iyi bir yere uyanmamıştı işte. Şehir, giyim kuşam, yeme içme her şey değişmişti. Ama hiçbir şey değişmemişti. İnsan hâlâ zalim, güçlü yine gücünü aldığı dava adına kan dökücü, fesat çıkarıcı; kurban kurtulduğu anda zamanenin celladı. Haklıymış Karadeniz sürgünü şair, hâlâ "insan insanın kurdu." O millet, şu coğrafya, öbür ülke, diğer kavim... İnsanın yaratıldığı günden bu yana sadece iki millet vardı aslında. Çünkü insanın bir yanı melekse öbür yanı şeytandı. Yarısı Habil'se öbür yarısı Kabil'di. Bir yanı suysa bir yanı ateşti. Güldü, dikendi, acıydı, şerbetti. İhtişamdı, sefaletti. Ve insan bu, Meryem'in beyaz zambağı, bozgun çıkarıcı kan seviciydi.
Sayfa 593 - Timaş Yay.Kitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Zeus, insanın, normal olarak 25 sene yaşamasını öngörüyordu, insan sızlandı. 25 senede ne yapabilecekti? Aşağı yukarı bunun yarısı uyku ile geçecekti. Çocukluk devrini de çıkarınca geriye bir şey kalmayacaktı. Zeus "Ne yapayım; en son yaratıldığım için güçlü olmak, hızlı uçmak, çok uzaklardan görmek, iyi koku almak vasıfları gibi uzun ömür de diğer mahlûklara dağıtıldı." dedi. İnsan ağlayarak yalvarmasına devam etti. O sırada onun yanında şu altı hayvan bulunuyordu: Tırtıl, Kelebek, Tavus, Beygir, Tilki, Maymun. Hayatı tatlı bularak çok yaşamak için çırpınan insan, Zeus'e bu hayvanları göstererek, “Bunların ömürlerinden al bana ver, ben üstün bir mahlûkum, benim çok yaşamam lâzım, onlar yaşamasalar da olur." dedi. Baş-Tanrı bunun haksızlık olacağını, tanrıların nazarında her mahlûkun eşit olduğunu ileri sürerek, insanın, ömrünün belirli zamanlarında o hayvanların hayatını yaşamasını, yani o hayvanlar gibi ömür sürmesini şart koşarak hayatı uzattı. Bu sebeptendir ki, yeni doğan bir insan yavrusu evvelce tırtıl gibi yerde sütünür, emekler, bu bebeklik devridir. Sonra kelebekler gibi neşe ile koşar, oynar, bu çocukluk çağıdır. Zaman geçince bilhassa on beşinden sonra gençlik çağı başlar. Bu devrede insan tavus hayatını yaşar, onun gibi gururlanır. 25 - 30 yaşından sonra ev bark sahibi olunca üzüntüler, kederler başlar; o zaman beygir gibi hayatın yükünü çekmek icap eder. İnsan kırkından sonra tecrübe sahibi olur, olgunlaşır, bu devrede tilki gibi kurnaz olur, ellisinden, altmışından sonra da insan maymun gibi çirkinleşir.
Reklam
Ahulgo'nun 1839 yılında ikinci kez kuşatılıp düşmesi, Mürit Sa­vaşları'nın dönüm noktası olarak görülebilir. Burada yaşananlar Şamil'in azmini o kadar pekiştirdi ki artık hiçbir şey onu intikam almaktan alıkoyamazdı. Nefret ve intikam duygusuyla bilenen Şamil kıyasıya mücadele edecekti. Mayıs ayında Ahulgo'ya çekilen Şamil,
İnsanın gördüğü her şeyin diğer indirgeme olduğunu biliyordu.İnsanlar dünyayı üç boyutlu görüyordu.Bu da bir indirgemeydi. İnsan en nihayetinde sınırları olan,her şeyi genelleyen,otomatik pilotta yaşayan, zihnindeki dolambaçlı yolları düzleştiren bir yaratıktı ve tabii ki bu yüzden sürekli kaybolup duruyordu.
“Paraya tenezzül etmeyen insanlara karşı küçümsemeden başka bir şey hissetmiyorum. Ya ikiyüzlüler ya da aptallar. Para, o olmaksızın diğer beşini tam anlamıyla kullanamadığın altıncı bir his gibi.Doğru düzgün bir gelir olmadan, hayatın sunduğu olasılıkların yarısı ortadan kalkıyor. Dikkat edilmesi gereken tek şey, kazandığın bir şiline karşılık bir şilinden fazlasını harcamamak.”
O millet, şu coğrafya, öbür ülke, diğer kavim... İnsanın yaratıldığı günden bu yana sadece iki millet vardı aslında. Çünkü insanın bir yanı melekse öbür yanı şeytandı. Yarısı Habil’se öbür yarısı Kabildi. Bir yanı suysa bir yanı ateşti. Güldü, dikendi, acıydı, şerbetti. İhtişamdı, sefaletti. Ve insan bu, Meryem'in beyaz zambağı, bozgun çıkarıcı kan seviciydi.
Sayfa 593
Reklam
Bir yetişkinin sol beyin yarımküresi hasar gördüğünde afazi geçirdiğini yüzyıldan uzun bir süredir biliyoruz. Afazi konuşma yetisinin yitimidir, yani afazi geçiren bir yetişkin ne sözcükleri bulabilir ne de telaffuz edebilir. Yetişkin insanın dil merkezi çoğunlukla beynin sol yarısında yerleşmiştir. Küçük çocuklarda ise durum farklıdır. Asimetri ancak yaşamın üçüncü ve yedinci yılları arasında oluşur. Son on yıldır yapılan araştırmalara göre beynin sağ yarısının duygusal yaşantıların, sol yarısının ise mantıklı düşünme, devinimlerin hatasız gerçekleşmesi ve dolaysız duygulanımların devre dışı bırakılması alanında işlev gördüğü kabul ediliyor. Bu yüzden yüzümüzün, nörolojik olarak beynin sağ yarısı tarafından yönlendirilen sol yarısında daha fazla duygu belirtisi göstermemiz anlaşılır bir durumdur. Diğer şeylerin yanı sıra bu yüz kaslarını da denetleyen sinirler, beynin sağ yarısından bedenin sol yarısına doğru, sol yarısındaki sinirler ise bedenin sağ yarısına doğru uzanırlar. Ama eğer iki yaş öncesi dönemde beynin sağ yarısı hasar görürse, bu dilsel kavrayış beynin sol yarısının hasar almasına kıyasla daha büyük bir etki yaratıyor.
Türkiye'deki Kürtlerin yaklaşık yarısı ülkenin diğer bölgelerine ve Avrupa'ya (bir milyon kadar) göçmüştür. Kalan Kürt nüfusu, yüzyıllardır yaşadıkları ve çoğunlukta oldukları güneydoğu illerinde yaşamlarını sürdürmektedir. Bu bölge, tarihi boyunca Kürt isyanlarına sahne olmuştur, fakat bunlardan hiçbiri, Abdullah Öcalan önderliğindeki Kürdistan İşçi Partisi (PKK) tarafından son 20 yılda yürütülen mücadele kadar uzun, yaygın ve kanlı olmamıştır. Bu bağlamda net bir tabloya ulaşmak zor olsa da, 37.000'den fazla insanın PKK militanları ve devletin güvenlik güçleri arasında gerçekleşen çatışmalarda hayatlarını kaybettikleri bilinmektedir.
Sayfa 240 - Akademi Kültür Sanat Yayıncılık, 1. Baskı, Mart 2008, İstanbulKitabı okudu
ATATÜRK TÜRKLERİN MU KÖKENLİ OLDUĞUNA İNANIYOR MUYDU? "Uygur İmparatorluğu Mu'nun en başta gelen koloni imparatorluğuydu ve doğu yansı Tevrat'ta sözü geçen 'tufan' sırasında mahvolmuştu. Çin efsaneleri, Uygurların 17.000 yıl önce medeniyetlerinin zirvesinde olduklarını anlatır. Bu tarih jeolojik fenomenlerle de
Sayfa 351Kitabı okudu
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.