“ Yazar Aydın Aydemir'in, Aydin'in Didim ilçesindeki evinde başına dayadığı av tüfeğini ateşleyerek canina kıydığı iddia edildi…”
Araştırmacı yazar Aydın Aydemir; 20 Mart 1932, Ankara/ Beypazarı'na bağlı Uruş bucağı doğumlu. Ilkokul oğrenimini Uruş'ta, ortaöğrenimini Ankara Hasanoğlan Atatürk Ogretmen Okulu'nda tamamladı. Istanbul Capa Egitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü (1958) mezunu…
Aydın Aydemir'e 1971'de iki kez bakanlik emriyle işten el çektirildi. Daniştay'ca aklandı. 12 Mart darbesin de, 'Kalaba Örgütü Lideri' suçlamasıyla içeri alındı. Adresi belirsiz ve yeraltında konuşlandırılmış bir işkence evinde sorgulandı. Kalaba Örgütü'ne mensup olduğu varsayilan diger 21 kisiyle birlikte, mahkeme kararıyla aklandı. 1980'in 12 Evlül'ünde iki kizı ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlügünün hücrelerinde tutuldu. Kizlarina yapılan iskence esnasında, çocuklarının çığlıkları kendisine dinlettirilen, ancak faşizme bile onurlu bir direnme dersi veren bu devrimci insan 1982 yılına dek öğretmen kalmayı sürdürdü ve o yıl emekliye ayrildı. Kisa bir süre sonra da Didim'e yerleşti…
Adi anıldıkça önünde saygıyla eğilmemiz gereken bu aydınlık insana, bu düşün ve emek sevdalisi hocamıza güle güle derken, onunla aynı saflarda yer almaktan o nur duyuyorum.
Toprağı bol olsun. Çiçekleri ve karıncaları da yanında...
Sessiz Sedasız Giden Devrimci Usta: Aydın AYDEMİRKitabı okudu
Şehirlerin cinsiyeti olur mu? Oluyor işte. İstanbul şimdiye kadar nice şiir sevdalısı tarafında güzel bir kadına benzetilmiş.
Sayfa 5 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık - 1. BaskıKitabı okudu
“Bir Yahudi nasıl eline silah alıp başkasının evine saldırabilir?
İstanbul sevdalısı Yahudi kökenli Amerikalı deneyimli gazeteci Janet Ekstract İsrail’in Gazze işgaline yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu.
#yahudi #amerika #israil #filistin
Bir İstanbul Sevdalısı Edebiyatçı... Mario Levi Anısına
Bir sevda söz konusu olunca insan hiçbir yere yalnız gidemiyor,hüsranları ve ayrılıkları hep beraberinde götürüyor...
Mario Levi 
Bir Şehre Gidememek
Evden ayrılırken, gözüm kapının hemen üzerindeki fotoğraflara takıldı. Aile yadigarlarının arasında, Sultanahmet ve Ayasofya'nın fotoğraflarıydı bunlar. Çoğumuzun öylesine bakıp geçtiği bu iki mabed, İstanbul'dan binlerce kilometre uzakta, İstanbul sevdalısı bir Yemenlinin duvarlarını süslüyordu.
Aşk Hikayesi
Merhaba arkadaşlar bugün sizlere 
İskender Koc kaleminden @kapiyayinlari tarafından yayınlanan #AŞKHİKAYESİ kitabı işe geldi.
İstanbul 7 Ekim 1609
Sultan Ahmet’in şanına yakışır bir cami yaptırmak ister Ayasofya’nın karşısına bu caminin bütün masrafını kendi cebinden ödeyen Sultan Ahmet, temeli kazmak için altın kazmayı getirmek için tomam
İyiler Ölmez - M. KUTLU /Kırıla kırıla un ufak kaldık, aldırma.
İyiler ölmez mi sahiden?
Ya da en önce onlar gider geride bıraktıkları iz mi ölümsüzlüğü yakalatır onlara?
En kalıcı izlerin dahi silinip gittiği şu dünyada en önce ölenlerin iyiler olduğunu ve izi en kolay silinenlerin de iyiler olduğunu düşünmeye başladım artık.
Yüksek lisansımı polisiye roman yazarı 
Çingiz Abdullayev üzerine yapmıştım. Bir sözü vardı
"Ohoo ohooo! Ne kadar mı oldu? Hesaplayabilir miyim ki!": Yanından geçiyordunuz tam. “En son ne zaman yedim pirzolayı ben?": içindeki soruyu, içinden yanıtlıyordu bir insan: Tophane Parkının önünde, kaldırımda; otobüs durağına birkaç adım ya var, ya yok. Demek, bir insanın bu içsel konuşmasını aynen duydunuz. Tanıklığın bu biçimi de geçerlidir, dediniz. Heryer, birden, pişirilecek pirzola oldu. Bir içerikti sorumluluk; gerildi yay gibi; sizi taştı; İstanbul'u aştı. Sevdalısı olduğunuz Afrika'da, şu anda, kimbilir, kaç milyon insan açtı. Bilincim yerinde mi diye, bir kapayıp, bir açıyordunuz gözlerinizi. Bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit bit. Özel otomobiller özel otomobiller özel otomobiller özel özel özel özel özel özel özel özel otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller özel özel otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller otomobiller özel. "Gördüğüm, işittiğim, okuduğum, tanık olduğum herşeyden sorumluyum" dediniz.
Sayfa 28Kitabı okudu
"Edebiyata öyküyle adım attı Servetifünun-Uyanış dergisinde ilk öyküsü yayınlandı." 
Metin Eloğlu
"Kahramanların çoğunluğu alt kesimden, suça eğilimli, bol alkol tüketen ve kadın peşinde koşan erkekler gibi geldi bana.Denizin, Sait Faik öykülerinde olduğu gibi önemli bir yeri var öykücülüğünde.Dildeki argo deyişler daha sahici yapmış bu öyküleri.Eloğluna.
Şiirlerinden tanıdığımız bır İstanbul sevdalısı yazarın öyküsünü okumakta ayrı bır lezzetli geldı..
"İstanbullu kitabında ise öykücülüğünü görüyoruz Metin Eloğlu'nun.Turgay Anar titiz bir çalışma sonrası ( yıllarca süren) Metin Eloğlu'nun 25 öyküsünü toparlamayı başarmış.Metin Eloğlu'nun bir İstanbul aşığı olması nedeniyle ( öykülerin çoğunda mekân İstanbul, ya da kahramanların özlemleri İstanbul'a dair) kitaba İstanbullu adlı öyküsünün adı verilmiş."
Dostlarıma karşı güvenimi yitirmemeliyim .Umut , iyimserlik ,güler yüzlülük biriksin içime .Öfkelerimi ,alınganlıklarımı kırpmalı ,onarmalı...
"Eserlerinde adının dışında Mehmet Metin, Mehmet Emin, Ali Haziranlı, Etem Olgunil ve Nil Meteoğlu imzalarını kullandı. Ayrıca birçok eleştiri yazısı kaleme aldı...
Yepyeni, dipdiri bir hayata döneceğim. İçimde beni ben eden umutlar, düşler...(S:101) 
İstanbullu
ÜSKÜP
Üsküp'te muhteşem Fatih Köprüsü
Seçtim karşısına durdum.
Bir sigara yaktım efkârlanarak
İnceden Rumeli türküleri tutturdum.
Arkamda bir büyük sancılı meydan
Kulağını vermiş beni dinliyor
- Meydan dedim nerde Burmalı Câmi'n?
- Ne ben söyleyeyim ne sen bir şey sor!
Bir yanım İstanbul, bir yanım Bursa
Çeşmeler, kubbeler,
