Filmini izleyip beğendiğim için, rastgele görüp de aldığım kitap.
Kaplumbağalar da uçar gibi film replikleri ve film sahnelerinden verilen bilgilerle senaryo gibi okunan bir kitap.
Fransız bir kadın
Japon bir erkek
Barış konulu bir film çekimi için Japonya'ya gelen Fransız bir kadın oyuncu ile Japon bir mimar olan adamın aşkını anlatılıyor.
Sibumi
#Net Spoiler içerir
BAKTIN TOPARLANMIYOR bodozlama YAZ KURTUL :)
"Ne yazarsan yaz kitabı okumadan anlaşılmayacak nasıl olsa ...
"Sibumi'ye "aşk " ile degil __(Duygusallık seni öldürür ) __ unutma :)))
şiirsel matematikle " bakacağız :) bu yüzden kızlar Hel'i unutun :)
"Sibumi bana ne dedi ?
Beynimizin
Nereden başlayacağımı bilemediğim bir incelemeyi yazmak için aldım kalemi, kağıdı elime. Yazıp yazıp siliyorum, başkahraman ayrı, onun içimizde hep var olun kişiliği ayrı hikâye...
Hiç fark ettiniz mi?
En çok gülen insanların birçoğu aslında içlerinde en büyük acıyı barındıran insanlar. En büyük soytarılar, kendileriyle başbaşa kaldıklarında
Şiir çevrilince anlamını yitirir mi? Orhan Veli'nin elinde yeniden doğmuş bu şiirler harika... Okurken tereddüt içindeydim. Çeviri şiir ne kadar güzel olabilir haksız da sayılmam bambaşka milletler bambaşka dil ve kültür bambaşka duygular bir de bunu çeviriyorsun tam özelliği gitti yerine kendinden bir şeyler kattın ama Orhan Veli gerçekten
“Galatı meşhur, lügati fasihten evlâdır.” derler.
Yani; meşhur olmuş, yaygınlaşmış yanlış kelime ve kullanımlar, artık unutulmuş ve bilinmeyen doğru kullanımlara tercih ediliyor
--------------------------
Tarihimizde doğru sandığımız ama yanlış bildiği-
miz konular var ...
Örneğin ...
"Gel ne olursan ol yine gel..."
Bu söz kime
Japonların intihar alışkanlığı samuraylar döneminden geliyormuş. Samuraylar yaptıkları iş gereği lordlarına “ölümüne” bağlılarmış. Eğer lordlarını, topraklarını koruyamaz ve savaş kaybederlerse teslim olmak yerine ölümü tercih ediyorlarmış. Kaybın hiçbir mazereti yokmuş. “Efendim, karşı taraf daha kalabalıktı, hava yağmurluydu, hakem taraf tuttu,
Seyahat Kumbarası Edinmek..!
Seyahat tavsiyesinde bulunduğum muhatapların, çoğu kez öğrenci kardeşlerim oluyor. Yukarıdaki cümleleri benden duyduklarında, "Sen bize seyahat etmeyi öneriyorsun, ama biz öğrenci adamlarız. Burslarımızı bile denkleştiremiyoruz ki kalkıp seyahate çıkalım!" şeklinde itirazlar yükseltiliyorlar. Haklı olarak.
“En eski çağlardan bir ırmak gibi kıvrılarak akıp günümüze gelmeyi başarmış bu şiirde; uzak zamanların, uzak iklimlerin, uzak insanların capcanlı izlerini buluruz.”
İşte ben de bu şiir kitabıyla o uzak insanların, o uzak iklimlerin rüyasına daldım.
♡
Öncelikle çevirmene teşekkür etmek istiyorum.Bu incecik kitap Bai Juyi'nin kendi şiirlerini
Çizgi roman dünyâsında manganın konumu çeşitli sebeplerle şahsına münhasırlaşmış durumda. Bir arketipten bile söz edilebilir: Olabildiğince yüksek oranda aksiyon, mümkünse fantastik, alabildiği kadar şiddet içerikli, mücâdele temelli ve sâir özellikleri içeren Japon yazar-çizer takımının çizgi romanlarına manga denir. Ha bir de lütfen sağdan sola
Her ne kadar kendime ait bir şiir teorisi görüşüm olsa da bu incelemeyi salt okuyucu gözüyle yazmak istiyorum. Kitap on iki asır önce kadim Japon halk şiiri ustası Başo'nun gezileri ve bu esnada yazdığı ve alıntıladığı 'haiku' (hakku) geleneği ile bezenmiş şiirlerden oluşuyor. Çağdaş Japon edebiyatçı Nabuyuki Yuasa'nın uzun sunuşu ve ayrıntılı
Bir Japon halk türküsü:
"böyledir yaşam / düşersin yedi kez / kalkarsın sekiz kez."
Bir Sivas halk şiiri:
"bir değil, beş değil, belki bin kere/
düştüm ibret aldım, kalktım unuttum"