Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
88 syf.
·
Puan vermedi
"Ve Ben Çiçeklerin Döllenmesini Düşünüyorum"
"Ve Ben Çiçeklerin Döllenmesini Düşünüyorum" " … Bak tam karşımızda gecenin mumu damla damla nasıl eriyor nasıl doluyor agzına kadar uyku şarabıyla gözlerimin simsiyah kadehi senin ninnilerini dinlerken ve bak nasıl şiirlerimin beşiğine sen doğuyorsun, güneş doguyor … " "Kimden bu ? " "Kimden olacak" dedi,
Furuğ'un Öyküsü
Furuğ'un ÖyküsüCelal Hosrovşahi · Can Yayınları · 1992189 okunma
Konya
... şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyi verdikten sonra, sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen, kesik, başıboş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar. Ve siz dinlediğiniz bu hikayelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, bu heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin, tuhaflığın, korku ve telaşın, azabın arasından onu başka bir mahluk gibi sevmeye başlarsanız, Konya’yı da bu yeni tanıdığınız hüviyeti ile öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamana eğilerek ve adeta ona hasret çekerek ve artık bu maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanmayarak sever ve tanırsınız.
Reklam
Bir kadını nasıl tanırsınız?
Çok sevdiğim bir hikayedir. Kadın işten kovulur parasız kalır gidecek yeri yoktur. Lanet olsun der ve cebindeki son parayla bir bara girip dünyanın bütün derdinden uzaklaşmak ister. Bara gider içkisini alır ve yanına bir adam gelir. Adamın yanında bir çanta dolusu para vardır. Adam kadına; "Hanımefendi ben çok zengin bir adamım ve bu gece şansım sayesinde bir milyon daha kazandım. Bu bir milyonu size vermek istiyorum ancak karşılığında bu geceyi sizin yatağınızda geçirmek isterim." der. Kadın kendi durumunu gözden geçirir yarın sabah uyandığında beş parasız olacağını biliyordur. Çaresiz olduğuna kendisini inandırır ve adama "Tamam" der. Adam bir sigara yakar ve kadına dönüp "Peki şuna 100 kağıt diyelim, ne dersin?" diye sorar. Kadın çok sinirlenir. Ayağa kalkar ve "Siz beni ne sandınız bayım?" diye bağırır. Adam sakince sigarasından bir nefes daha alır ve "Benim bir şey sandığım yok. Senin ne olduğunu ilk verdiğin cevapla zaten ifade etmiştin diye düşünüyorum. Şu an sadece pazarlık ediyoruz. Sakin ol..." der. Kıssadan hisse: Israr ve pazarlık arasında bir fark vardır. Sizinle pazarlık eden bir kadına aşık olmayın. Pazarlık edilmeyecek kadına da ısarcı olmayın. Bir kadın ne isterse onu alır.
Ve siz dinlediğiniz bu hikâyelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin, tuhaflığın, korku ve telaşın, azabın arasından onu başka bir mahlûk gibi sevmeye başlarsanız, Konya'yı da bu yeni tanıdığınız hüviyetle öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamanına eğilerek ve âdeta ona hasret çekerek ve artık maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanamayarak sever ve tanırsınız.
Sayfa 66 - Dergah Yayınları
Konya
...şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyi verdikten sonra, sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen,kesik,başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar. Ve siz dinlediğiniz bu hikâyelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin,tuhaflığın, korku ve telaşın,azabın arasından onu başka bir mahlûk gibi sevmeye başlarsanız, Konya'yı da bu yeni tanıdığınız hüviyetiyle öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamanına eğilerek ve adeta ona hasret çekerek ve artık bu maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanmayarak sever ve tanırsınız.
Sayfa 66
Konya
Bu alışma bittikten sonra şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyi verdikten sonra, sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen, kesik, başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar. Ve siz dinlediğiniz bu hikâyelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin, tuhaflığın, korku ve telâşın, azabın arasından onu başka bir mahlûk gibi sevmeye başlarsanız, Konya'yı da bu yeni tanıdığınız hüviyetiyle öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamanına eğilerek ve âdeta ona hasret çekerek ve artık bu maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanmayarak sever ve tanırsınız.
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Off diyorum başka hiç bir şey demiyorum bu hatunun yazım şekli- üslubu- öykücülüğü efsane. . onun kalemini altında adı yazmasa bile anlarsınız. Üslubunu tanırsınız bir şeyma subaşı olmadığı için değer görmüyor bence o Yeni nesil Türk Kadın yazarlar arasında sağlam bir yere sahip olmalı. Yazık oluyor fakat bu roman oldukça içten. Ölü bir adam nasıl oluyorda yaşayan bir kadını bu kadar güzel sevebiliyor. .. Böyle sevilmek istedim
Mavi Kuşaklı Defter
Mavi Kuşaklı DefterÖzlem Ayşe Çiçek · Nar Ağacı Yayınları · 201913 okunma
Bu alışma bittikten sonra şehir yavaş yavaş size, tıpkı bugün için verebileceği her şeyi verdikten sonra, sizden uzakta geçmiş çocukluğunu ve gençliğini de hediye etmek isteyen, kesik, başı boş hatırlamalarla onları anlatan, güzel ve sevmesini bilen bir kadın gibi mazisini açar. Ve siz dinlediğiniz bu hikâyelerin arasından sevdiğiniz, güzelliğine ve olgunluğuna hayran olduğunuz kadını nasıl şimdi küçük ve nazlı bir çocuk, biraz sonra ürkek bir genç kız veya ilk aşkların, heyecanların içinde henüz çok tecrübesiz bir kadın olarak görür ve hiç tanımadığınız o günlere ait bin türlü sevimliliğin, cazibenin, tuhaflığın, korku ve telâşın, azabın arasından onu başka bir mahlûk gibi sevmeye başlarsanız, Konya'yı da bu yeni tanıdığınız hüviyetiyle öyle yeni baştan, onunla beraber bu geçmiş zamanına eğilerek ve âdeta ona hasret çekerek ve artık bu maziyi ve onun kudretini iyice tanıdığınız için onun arasından bütün bütün sizin olacağına bir türlü inanmayarak sever ve tanırsınız.
Sayfa 66