Başkalarını çok fazla düşünen bir kimse kendisini unutur.
Reklam
Kader daima, dışarıdan ruha temas etmeden çok önce kişinin ruhunda ve bedeninde dolaşmaya başlar. Kendinin farkına varmak, kendini savunmaktır ve çoğu zaman bu boşunadır. Ancak insan bütün bunları fark ettiğinde, zaten artık her şey için geç olmuş demektir
İçi uyuyordu sanki. Canlılığını kaybetmişti kendi halinde yaşıyordu. Kimseyi kurduğu yalnız dünyasına almıyordu.
Her gün ölmekten, artık işin güzel kısmı, mutlak ölüm gelmişti.
Kader, bir kalbin belirleyici şekilde sarsılması için, her zaman güçlü bir çıkışa ve sert, şiddet içeren bir güce ihtiyaç duymaz. Aksine, üstünkörü bir nedenden yıkımı çeşitlendirirken ele avuca sığmaz şehvetini de tahrik eder. Biz bu ilk yumuşak teması, donup insan dilimizde "sebep" olarak adlandırırız ve ufak boyutunu, neden olduğu muazzam etkiyle karşılaştırdığımızda şaşkınlığa uğrarız; fakat nasıl ki bir hastalık, teşhisine az çok bağlıysa; bir insanın kaderi de bu şekildedir ve görünür hale gelip gerçekleşince başlar. Kader daima, ruha dışarıdan dokunmadan önce, çok uzun bir süre zihinde ve kanda hüküm sürer. Öz-bilgi, öz-savunmadır ve çoğu zaman boşunadır.
Reklam
Her gün ölmekten,artık işin güzel kısmı, mutlak ölüm gelmişti.
Sayfa 56 - VenedikKitabı okudu
Ölü yüreğinde artık acı duymuyordu...
Sayfa 56 - VenedikKitabı okudu
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.