Sizi hiç durmadan kendi dağıma mı çağırayım, yoksa her şeyden önce size dağımı mı tanıtayım? Çağırma gücümü tartıyorum. Çağırma yetkimi yokluyorum. Her gece o meşhur belgeyi ışığa tutuyorum, bir hurma dalına dönüşen ay ışığına. Dağın ucuna çıkıp bağırmak istiyorum. Ah, dağın yirmi dört saati! Çağırma gücünü bulamadığım yalnızlık beyni. Beni de
'Dağ Çağrısı' isimli 11 sayfalık bölümün, derleme cümlelerinden oluşan bir alıntıdır.
Saniyeler sonra onun sessiz, ruhumu parçalayan çığlığı kafamın içinde öyle bir güçle yankılandı ki kalbim taş zemine çarpan cam gibi paramparça oldu.
Sayfa 635Kitabı okudu
Reklam
Ve bahçemdeki ağaca konan bülbüller, özgürce söylüyorlar şarkılarını. Ve bahar rüzgarı, saksıdaki orkidenin yapraklarını sallamayı sürdürüyor. Kedim, yarı uyur yarı uyanık güneşin tadını çıkarıyor, vücudundaki sokak kavgası yaralarına aldır­madan. Az önce bahçede çığlık çığlığa top oynayan çocuklarım toplanıp sinemaya gitmişler bile. Ev sessizliğe, kalbim huzura gömülüyor. Cam kapıyı açıyorum ve izin veriyorum sessiz bahar güneşinin verandaya dolmasına. Baharın müjde­cisi ılık güneşle noktalıyorum yazımı. Şimdi yanaklarımı elle­ rime yaslayıp şöyle rahat bir uyku çekebilirim verandamda. .
"Yar" kelimesinin gizeminde gezinirken, buram buram "sen" koktu lugat coğrafyam. Zira bu coğrafyada yar demek, uçurum de- mekti. Gözlerine takılıp, kalbine düştüğüm gün öğrendim kanatsız uçmayı. Şimdi sen bir uçurumsun, düşmek ve ölmek korkusunun olmadığı. Ben sana yâr dedikçe, göğünün bulutlarına sarıldım, bir ay olup mehtabına tutuldum. Özgürlük kavramının en aykırı hâliyle selamladım seni. Ben sana yâr dedim, bir kere düştüm. Yok oldu ru-yi zemin, ayaklarımın altından çekildi toprak ve deniz. Sen bendesin, ben sende "giz." Söylesene, biz şimdi neyiz? Hâlâ cevap alamasam da senden, çığlık çığlığa içimdesin. Şimdi biraz sessiz olmalısın, seninle konuşuyorum, ༺♡༻
Sayfa 17 - Kitapyurdu Doğrudan yayıncılıkKitabı okudu
Fırlatılmışsın dünyaya kış öncesinde Dünya -bir kapı Çıkar sessiz ve soğuk bin çorak ülkeye! Kaybeden de kaybolan da asla huzuru bulamaz. Şimdi duruyorsun orada, solgun Kışta dolaşmaya mahkum Tıpkı duman gibi, daima daha soğuk bir gök arayan... Sakla kanayan kalbini buzda ve küçümsemede. Kargalar çığlık çığlığa, pır pır ucuyorlar kente: Yakında kar yağacak Yazık bir yurdu olmayana...
Sayfa 534 - Nietzsche, Kış seyahati...
“Ağır ve taşınması çok güç yükler vuruyorlar sırtına!”{101}, evet, bu sözü hatırlayın! Çocuklarımızı düzeltmek zorunda olduğumuzu söyleyeceksiniz. Bakın: Kendimizi onların üstünde görmeyelim, onlardan kötüyüz bir kere. Çocuklarımıza daha iyi olmaları için bir şeyler öğretirsek, onlar da bize çok şey öğreteceklerdir ve onlara yakınlaşmamız bizleri
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.