Düşün ki bir sahranın ortasında, güneşin altında kalmışsın, çaresizlikten öyle çok koşturmuş ve yorulmuşsun ki bir yudum suya dahi talipsin. Tam halsizliğin had safhaya ulaşmış iken elinde bir kap su ile biri geliyor. Sen ısrarla o suyu istiyorsun. Ancak o kişi sana diyor ki,hayır bu suyu sana veremem. Sen isteme şiddetini daha çok arttırıyorsun, artık bitkin düşmüşsün. O, sana işin hakikatini anlatmak için suyun tuzlu olduğunu, denize ait bir su olduğunu söylüyor.Eğer ilk istemende sana verseydi, o sıcağın altında içeceğin tuzlu su genzini daha çok yakacak, seni daha çok susatacaktı. Aynen öyle de, göremediğimiz nice merhamet ve hikmet perdeleri altında Allah bize, bizler ısrarla isterken vakti gelince sana daha iyisini vermek için şimdilik vermiyor.