Sen şu dönüp duran gökleri çömlekçi tezgâhı gibi gece gündüz dilediği kabı yapar sanırsın ama, Bu felekleri döndüren bir bilgi sahibi var ki her an balçıktan başka bir kap yapan O. Zamanda ve mekânda ne varsa bir ustanın elinden çıkma, bir tezgâhın malı.
Bir sineğe bir kap su, bir küçük denizdir. Bediüzzaman
Reklam
Dedem,
Fatih Sultan Mehmet Han Fatih Camii’ni yaptırırken işçileri toplayıp şöyle demiş: Bu benim hayrımdır. Kendi kişisel servetimden yaptırıyorum. Hiçbir yardım kabul edilmeyecek. Bir tas su dahi olsa. Tabi hava sıcak. İşçiler yorulmuş. Dili damağı kurumuş işçilerin. Bir yaşlı teyze bir kap yoğurt vermiş onlara. Fatih Sultan Mehmet Han sabah uyanıp camiye gitmiş. İşçileri toplayıp demiş ki: Yardımı kabul eden kim? İşçilerden biri mahcup bir şekilde öne çıkmış. Ben kabul ettim hünkârım demiş. Hava çok sıcaktı. Dilim damağım kurumuştu. Yaşlı bir teyze bir kap yoğurt ikram etti, ben de yedim demiş. Hünkâr tebessüm etmiş. Ben bunu gece rüyamda gördüm evladım demiş. Gece rüyamda gördüm hayır terazisinin bir tarafında Fatih Camii, bir tarafında bir kap yoğurt dengede duruyordu demiş. Yani Allah’ın (cc) terazisinde miktar mühim değildir. Asıl olan gönülden gelmesidir.
Hayal mi? Gerçek mi ?
Tanrının bile durduramayacağı şiddette yağan bir yağmur, yalnız sağır olanların duyabileceği tonda bir sessizlik ve ben kapkaranlık bir sokağın ortasında uzanıyorum nerede olduğuma dair hiçbir fikrim yok nerede olduğumu bilmek istemiyorum. Sanki sırf ölmek için doğmuşum gibi bir his ve ben gözlerimi bir daha açmamaya yemin ediyorum . Saatler
"Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın."
Said b. Cübeyr (r.anh), Hendek Harbi'nde Medine'de idi. Olayı şöyle anlatır: Ebû Süfyan, Kureyş ve Kinanelilerle; Uyeyne b. Hisn, Gatafanlılarla; Tuleyha, Esedoğulları tarafıyla; Ebû A'ver ise Süleymoğulları ile birlikte geldiler. Kureyzaoğulları ile Allah Resûlü arasında yapılmış olan anlaşma, Kureyzalılarca tek taraflı olarak bozulmuş ve antlaşmayı bozan Kureyza Yahudileri, müşriklerin tarafına geçmişlerdi. Şu âyet onlar için nazil oldu: "O kâfir düşmanlara içeriden destek vererek hiyanet eden ehl-i kitaptan olan (Benî Kureyza'yı da) kulelerinden indirdi ve kalplerine korku saldı; neticede, bir kısmını öldürüp, diğer bir kısmını da esir aldınız." (Ahzâb, 33/26) Akabinde, Hz. Cibril beraberinde rüzgârla geldi. Efendimiz, Cibril'i görür görmez, 'Müjdeler olsun.' diye üç defa çığlık attı ve "Allah, onlara azap için rüzgâr gönderdi." dedi. Çok geçmeden, gelen rüzgâr evlerin çatılarını devirdi, kap kacakları savurdu, çadırların kazıklarını söktü ve her şeyi yerle bir etti. Neticede, hepsi başının çaresine baktı ve hızla bölgeden uzaklaştı. Allah, bu olayla ilgili olarak şu âyeti inzal buyurdu: "Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani birleşik ordular üzerinize saldırmıştı da, Biz onlara karşı, bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptığınız her şeyi görüyordu." (Ahzâb, 33/9) Hemen akabinde Allah Resûlü oradan döndü.
Sayfa 406Kitabı okudu
Havada Kar Sesi Diz boyu kar. Dışarıda hayat olduğuna dair hiçbir işaret yok, pencerenin önüne koyduğum fincanın buğusundan başka. Evlerin bacalarından yükselen koyu grimsi dumanlar bir gelinlik gibi serilen kar’a bulaşıyor.Çatılardan sarkan sivrimsi buzlar kristali andırır bir güzellikte parlıyor. Telefonum çalıyor dışarıdaki manzaraya
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.