Arka kapak yazısından...
Zaman zaman dramatik kopuşların yaşandığı, Batı'daki birkaç yüzyıllık toplumsal gelişmenin ülkemizde onyıllara sığdırılmaya çalışıldığı son yüz yılın toplumsal-siyasal tarihini;Türkiye insanının kulluktan tebaalığa, oradan da yurtttaşlığa doğru bir yürüyüşü olarak özetlemek mümkün. Bu yürüyüşün neresindeyiz? Sonuna yaklaştık mı, yoksa kuyruğunu kovalayan kedi gibi, durduğumuz yerde mi dönüyoruz? Bu kitaptaki yazılar "zor zanaat" olan yurttaşlığa doğru 75 yılda katedilen yolu, bu yolda önümüze çıkan tarihsel, toplumsal, ideolojik engelleri; ayrıca birey olarak yurttaşlık yolunda "ev ödevimizi" yapıp yapmadığımızı ve kimlik arayışımızı sorguluyor. 75 yılda Tebaa'dan Yurttaş'a Doğru kitabında on dokuz bilim insanının konuyu değişik bakışlardan, çeşitli boyutlarıyla inceleyen yirmi bir yazısı yer alıyor. Bu niteliğiyle kitap, sadece yürünen yolun değil, çeşitli renkleriyle fikirlerin ve güncel tartışmaların da bir bilançosu.
Tarih Vakfı Yayınları - İstanbul, Aralık 1998Kitabı okudu
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Reklam
“İşte ustalarımın öğütleri ve benim acıklı yorumlarım: 1.C: Yalnızca okuma keyfi için yazmak köşe yazarını açık denizde pusulasız bırakır. 2.B: Ama köşe yazarı ne Eyüp'tür ne de Mevlâna. Hisse hep kıssadan çıkar, kıssa hisseden değil. 3.C: Okuyucunun zekâsına göre değil, kendi zekâna göre yaz. 4.A: Pusula hikâyedir. (1.C'ye
Üzücü...
Özel okullarda velilerin bir dediği iki edilmez. Böyle okullar, dükkânlar gibi müşterilerine dalkavukluk ederek ayakta kalıyor ve bir veli çocuğuna sadece kedi beşiği oyunu ile çivi yazısı öğretilmesini istiyorsa öğretmen öğrenciyi kaybetmektense veliye boyun eğer.
Sayfa 255 - CanKitabı okudu
Yazar namzetlerine pamuk'su nasihatler
İşte ustalarımın öğütleri ve benim acıklı yorumlarım: 1.C: Yalnızca okuma keyfi için yazmak köşe yazarını açık denizde pusulasız bırakır. 2.B: Ama köşe yazarı ne Ezop'tur ne de Mevlânâ. Hisse hep kıssadan çıkar, kıssa hisseden değil. 3.C: Okuyucunun zekasına göre değil, kendi zekâna göre yaz. 4.A: Pusula hikâyedir. (1.C'ye aşikar
Adam parmaklarıyla masaya vurmaya başladı. "Canını sıkmış olduğumu çok düşünmüşümdür. Şimdi tamamen anlıyorum bana neden öyle bir mektup yazdığını; gerçi o sırada o mektup beni neredeyse öldürüyordu. Geçen gün gene elime geçti; okurken gülmekten kendimi alamadım. Öyle zekice yazılmıştı, öyle doğru çiziyordu ki portremi." Başını kaldırıp
Reklam
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
Ama özel okullarda velilerin bir dediği iki edilmez. Böyle okullar, dükkanlar gibi, müşterilerine dalkavukluk ederek ayakta kalıyor ve bir Veli çocuğuna sadece kedi beşiği oyunu ile çivi yazısı öğretilmesini istiyorsa öğretmen öğrenciyi kaybetmektense veliye boyun eğer.
Ama özel okullarda velilerin bir dediği iki edilmez. Böyle okullar, dükkanlar gibi, müşterilerine dalkavukluk ederek ayakta kalıyor ve bir veli çocuğuna sadece kedi beşiği oyunu ile çivi yazısı öğretilmesini istiyorsa öğretmen öğrenciyi kaybetmektense veliye boyun eğer.
Sayfa 254Kitabı okudu
"Türkiye'ye süt tozu giriyor, hem de ciddi anlamda. Bakanlık Dahili İşleme Re­jimi adı altında 17 bin ton süt tozu girdiğini söylüyor. Bunu da Gümrük Birliği Anlaşması'ndan dolayı zorunlu olarak alıyoruz. 17 bin ton resmi anlamda giriş ya­pıldı. 57 bin ton da resmi olarak mama adı altında alındı. Ben Türkiye’de hiçbir üretici bilmiyorum ki mama ile buzağı beslesin. Ya da 57 bin ton kedi köpek mama­ sının Türkiye’de ne işi var? Üzerinde "mama" yazısı olduğunda ithalatta bir sınırlama yok. Mama adı al­tında süt tozu getiriyorlar. Sonra bundan da süt yapıp bize satıyorlar. Taze süt diye tüketiciye süt tozu içiriyorlar. Çevrenizdeki insanlara sorun, marketlerden aldıkları sütte, yoğurtta, peynirde eski damak tadını bulamıyor. 'Nerede o eski yoğurtlar' diyorlar. Sütün biyolojisi mi değişti de o tat kalmadı? Toplum yoğurt yemekten tiksinir hale geldi. Yoğurt tüke­timi ciddi anlamda düştü. Niye? Çünkü katkı çok. Türkiye’de ilgisizlikle sadece üreticiyi veya damızlık hayvanları kaybetmiş olmuyorsunuz. Burada bir de istihdam kaybı oluyor.
Reklam
-Geçen güz ölen kedim Touti için mezar yazısı- Abanoz rengindeydi, gözleri Salome, Touti, yitirdiğim kedi; ey yolcu, durma geç. Günün çarşafını kesen koyaktan doğdu o, artık yırtamaz karanlığın giysisini.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.