Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
70 bin kelime-i tevhid fazileti
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti. Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu Öğütler
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010166 okunma
İnsanın yaşlandıkça çocuklaştığına nenem vesilesiyle bir kere daha şahit oldum. Uzun zamandır ameliyat görüyordu. Taburcu oldu şimdi evinde halam bakıyor. Kendisinde bir de şeker hastalığı var ve insülin iğnesi vuruluyor. Bir eli uyuşuyor diye psikolojik tedavi de görmesi lazımmış. Şekerli bir şey tüketmesi yasak ama maşallah halamdan gizli hüpletiyor. Halam görünce kızmıyor ama nenemde sanki yakalanmış çocuk gibi tatlı bir gülüş var. Ben o gülüşün iti olurum 😉
Reklam
Kaç günbatımı saydın?
- Bir defasında güneşin batışını kırk üç kere gördüm! Biraz sonra da şöyle diyordun: - Hani... çok üzgünken günbatımlarını severiz ya... - Kırk üç defa izlediğin gün o kadar üzgündün yani?
Sayfa 22
Bir insan kendi yalanına bir kere inanırsa, bir daha hiç kimse ona gerçeği gösteremez.
Sayfa 463 - DuraKitabı okudu
Bahar ve Biz
Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden Rabbim ne güzel çıldırır. Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak; Sevincinden titreyerek
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Hz Allah'ın Rahmet nazarı.
Rivayet edildiğine göre Allah Teala, Hz. Musa'ya ( a.s. ) şöyle vahyetmişti; '' Herkim gücü yettiği halde ( öcünü almaz da ) karşısındakini affederse, her gün ona yetmiş kere rahmet nazarıyla bakarım. Ben her kime bir kere rahmet radarıyla bakmışsam cehennem ateşinde ona azap etmem.'' ( DÜRRETÜL VAİZİN. )
Reklam
Eski tanrı, eskiden yapabildiği hiçbir şeyi yapamıyordu artık. Aslında onu başlarından atmaları gerekirdi. Ama onlar ne yaptı? Tanrı kavramını değiştirdiler -ve doğallıktan uzaklaştırdılar: ödedikleri bu bedel sayesinde de ona tutunmaya devam ettiler. -Javeh, "adaletin" tanrısı - o artık İsrail'le bir bütün ve halkın kendine olan güveninin ifadesi değildi: o artık sadece belli şartlar altında tanrı sayılıyordu... Tanrı kavramı, her mutluluğu ödül olarak, her talihsizliği ise tanrıya karşı itaatsizliğin cezası ve "günah" olarak yorumlayan ve papazlardan oluşan politik kışkır- tıcıların eline düştü: onların sözde "namuslu dünya düzenine" sahip bu en yalancı yorum-tarzları, "neden" ve "sonuç" doğa kavramlarını kesin olarak tepetaklak etmiştir. Doğal neden- sellik, ödül ve ceza ile yok edilmişse bir kere, tabiata aykırı bir nedenselliğe ihtiyaç duyulur: geri kalan ve doğal olmayan her şey bunu takip edecektir. Yani yardımcı olan, akıl veren ve cesaret ile özgüvenin her talihli ilhamının temel kavramı olan tanrı yerine -taleplerde bulunan bir tanrı... Ahlak artık bir halkın yaşam ve gelişim şartı ile yaşamın en alt içgüdüsü olmaktan çıkmış soyut bir hale gelmiştir. O, yaşama karşı tezatlık, düşgücünün temel kötüleştirilmesi ile her şey için "kem göz" şeklini almıştır.
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde. Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu. Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime; "Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
Dünyaya geldik bir kere...
Bunun sadece bir düş olduğunu söyleyip benimle dalga geçiyorlar. Bana Gerçeği bildirdikten sonra düşmüş değilmiş, fark eder mi? Bir kere gerçeği görmüşseniz ve öğrenmişseniz, uyuyor olsanız da, yaşasanız da onun gerçek olduğunu ve başka da bir şey olmadığını bilirsiniz. Ee, düş olsun varsın!
Sayfa 777 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Bir adam okumuştum karısının üzerinde ölümü görmedikçe pişman olmayı bilmeyen bir adam. Nasıl anlatılır bilmiyorum tuhaf ama öyle, karısı ölmedikçe yaptığı hiç bir şeyden pişman olmazdı:) Peki bir kadın kaç kere ölürdü? _Amine Özay
Kamil Bey: "Baba olmak ne güzel!" diye düşündü. Birisinden mi duyduğunu, yoksa, bir yerde mi okuduğunu kestiremeden: "Baba olmak biraz da Allah olmaya benziyor" cümlesini birkaç kere tekrarladı.
Bir kere olmuyorsa daha da olmuyor, artık anladım.
Sayfa 210 - Metis yayınları Ekim 2023Kitabı okudu
Ne delilik!
…sonra reçele benzeyen pembe bir tatlı vardı. Feride, çöreklerin üstüne bu tatlıdan sürerek Kâmran'a veriyordu: - Bunlar benim elimin marifeti... Bu çöreklerin ismini bilmiyorum, fakat tatlıya gülbeşeker diyorlar. İşini bitirdikten sonra yine o alçak mutfak iskemlesini bularak Kâmran'ın karşısına, hemen hemen ayaklarının dibine oturdu. - Şimdi söyle bana bakayım Kâmran, gülbeşekeri beğendin mi? Genç adam, gülerek cevap verdi: - Beğendim. - Sevdin mi? - Sevdim. - Bir daha söyle. - Beğendim ve sevdim. - Öyle değil, Kâmran, "Ben Gülbeşeker'i sevdim," de. Kâmran bu çocukça ısrarı anlamayarak gülüyordu. - Ben, Gülbeşeker'i sevdim. Feride, gözlerinde, yanaklarında ateşler uçarak, utancından kirpikleri titreyerek yüzünü ona yaklaştırıyor, yalvaran bir çocuk gibi boynunu büküyordu. Dudaklarında tutuk nefeslerle: - Bir kere daha Kâmran, "Ben Gülbeşeker'i çok seviyorum," de. Genç adam, istediği verilmezse ağlayacak çocuklar gibi bükülen, titreşen bu dudaklara heyecanlı bir hayretle bakıyordu. Sebebini kendinin de bilmediği gizli bir teessürle titreyerek: - Ben Gülbeşeker'i çok seviyorum, senin istediğin kadar çok seviyorum, dedi. Feride, bir çocuk sevinciyle ellerini çırptı, fakat dudakları gülerken gözlerinden yaşlar geliyordu. Ehemmiyetsiz bir şey için ağlayan bir yabancıyı ayıplar gibi: "Ne delilik, bir marifetini beğendirdiğin için bu kadar memnun olmak ne delilik!" diye çırpınıyor, kendi kendisiyle eğlenmeye, parmaklarıyla gözlerini kurutmaya çalışıyordu. Fakat yaşlar bir türlü durmuyordu. Tutuk bir feryada benzeyen bir hıçkırık; sonra yüzü elleri içinde, ağlaya ağlaya içeri kaçtı.
Sayfa 403Kitabı okudu
Sizin hiç babanız öldü mü Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum (Cemal Sureya)
Sayfa 172 - TimaşKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.