Mektuplar var, sana hiç ulaşmayan
Belki bir güvercin ayağında,
Veya yolunu kaybetmiş boş bir şişe içi.
Kırmızı düşlerle doldurulmuş,
Mürekkebi kalbe saplanan kalem.
Damladıkça benden bir parça sana gitsin diye...
Kelimeleri, cümleleri yok bu mektubun
Yalnızca kokusu sinmiş papatyanın kağıda
Senin için koparılmaya ant içmiş papatyalar...
Ruhunu teslim etmiş buruşuk saman kağıtları
Dolma kalem izleriyle yaralanmış,
Bir kenarı ateşte dövülmüş bu yetim mektup
Zamandan azat edilmiş, sonsuzluğu ellerine ulaşmak.
Etrafında beyaz bir örtü, şapkası allı pullu,
Üzerine senin adresin dökülmüş.