Her insanın dünyaya gönderilme sebebi vardır. Şu gerçeği unutmayın; Tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur. Zira, hiç kimse bir başkasıyla ,bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez. Ve en önemli iş iyilik yapmaktır, Çünkü insanın bu dünyaya gönderilme sebebi budur. ~Tolstoy~
Ben senin gülüşüne ve yanaklarında oluşan çukurlara bağımlı oldum bu bağımlılık beni yavaş yavaş çürütecek yavaş yavaş öldürecek beni kimse yaşatamıcak ne bir ilaç ne bir doktor beni yaşatacak tek kişi sensin sende bunun farkında değilsin...
Reklam
Bir kişi bile değilim yalnızlıktan
Edip Cansever
Edip Cansever
Ebû Hureyre (r.anh) ’dan rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî (sav)’nin şöyle buyurduğunu işitmiştir: İsrâil oğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi. Melek ala tenliye geldi: En çok istediğin şey nedir? dedi. Ala tenli: Güzel (bir) renk,
Rüyamda yabancısı olduğum harap bir şehirdeki tek ayakta kalmış bir orta çağ binasındaydım. Yapı müzeyi yahut butik bir dükkanı andırıyordu. Tanımadığım genç bir erkek ile yine tanımadığım 40-45 yaşları arasında Japon bir kadın bana belli etmeksizin benimle ilgileniyorlardı. Kadının ellerinde sapları yere kadar uzanan bir çiçek buketi vardı. Çiçekler benim içindi. Kadın çok güzel ve çekingendi. Genç erkek ise cüretkar bir aşıktı. Ne zaman ardıma dönsem oradaydı. Kadın bu geniş ve çok birimli, camlarla bölünmüş mekanda çiçeği sürükleye sürükleye geziyor, beni arıyordu. Erkeğin cüreti her geçen an artıyordu. Bu durum hem takdir ettiriyor hem ürkütüyordu. Kadın bana çiçeği getirip teşekkür etti. Ne içindi, bilmiyordum. Erkek ürküttü. Yüreğini ortaya koydu. Bu yüzden mekandan çıktım. Ama çıkmadan önce bunu siz tasarladınız diyerek elime minyatur bir konsol teslim ettiler. Tüm seramoni bu şey için miydi? Uzun uzun baktım. Demek dünyada bir şey var etmiştim. O kadar güzeldi ki. Ne yapılırdı , bilmiyordum. Bırakıp çıktım. Peşimden yedi sekiz kişi çıktı. Harap sokaklarda bir şey aradım. Ne kadar uzaklaşmak istesem de o çok birimli yapıya çıkıyordu yollar. Geriye çekilip bir baktım. Öyle görkemli ve hüzünlüydü ki. Onu terk etmenin acısı ve hazzı aynı derecede büyüktü. Servi ağacının ardından olanca dik duruşunu defalarca fotoğraflaýıp belgelerken rüyada olduğumu fark ettim. Fotoğrafları bu âleme getiremeyeceğim ânın acısı ile uyandım. O tozlu odaların belli belirsiz sarı ışığına özlemle.
Yüzümü istiyorum bir süvari alayından Bir kişi bile değilim yalnızlıktan Ağaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan edip cansever
Edip Cansever
Edip Cansever
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.