"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
“İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor. Öyleyse bizim yalnızlık dediğimiz şey, bir kendini ayırmadan (tecrit etmeden) çok, kendine yönelme, kendini daha yakından inceleme yetisi olmalı.”
Bazı yazılar vardır. Okumaya başladığınız zaman kelimeler yavaşça kıpırdaşıp canlanmaya,
Bilmem…
Kim bilir kaç kişi, kendi gibi olamadı bu hayatta. Bilmem kaç kişi bir başkası gibi âşık oldu. Bir başkası gibi güldü, onun gibi sevdi. Bir başkasının acısını acı bildi, onun gözlerinden izledi dünyayı. Kendini hep bir başkasının hikâyesinde anlattı hep onun hikâyesinde dinledi.
Söyleyemediklerimiz bir başkasının dilinden
Selam olsun okuduğu kitabı yaşayanlara! (İnsanın tarihi yalnızlık!)
Okumak,
Okuduğun kitabın etkisinde kalmak,
Bir adım daha ötesi, okuduğun kitabı anbean yaşamak!
Bu duyguyu en güzel şiir kitapları tattırıyor sanırım. Zira oradaki acılarla acılara bürünüyor, en kalabalık insan bile olsanız oradaki yalnızlıkla yalnızlık çekiyor, hayata sımsıkı bağlı olsanız da oradaki dizelerle ölüyorsunuz. Bu yüzden her ruhun
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.