söylemeliyim ki son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı.
Hepimizin hayatta umutsuzluğa kapıldığı, kaçırdığı fırsatlara dönüp bakarak üzüldüğü ya da yaptığına pişman olduğu o kadar konu var ki.
Hayatlarımızı mükemmel göstermeye, insanlara sürekli iyi olduğumuzu kanıtlamaya çalıştığımız, olmadığımız kişilere dönüşmek için kendimizi fazlasıyla yıprattığımız bir dönemin içindeyiz. Daha bilgili olmak, daha fazla sevilmek, kendimizi kabul ettirmek, daha fazla para kazanmak, daha popüler olmak vesaire. Bütün bu kargaşanın içinde durup dinlenmek, soluk almak aslında ne hissettiğimizi düşünecek zamanımız kalmıyor, en azından benim için öyle...
Vazgeçmek, her şeyi kenara bırakmak, yaptıklarımı değiştirmek, acılarımın, yaşadıklarımın beni tüketmesine izin vermek, her şeyin en kötüsünün benim başıma geldiğine kendimi inandırmak gibi durumlarla sürekli boğuşurken, bu kitapla karşılaşmak durup bir nefes almamı sağladı. hayattaki her şey bizim seçimlerimizin sonucu olduğuna göre her şeyi daha iyi ya da daha kötü yapmak sadece bizim elimizdeyse neden hep aynı yolda gidelim ki?
saçma ya da sürekli duyulan kalıplaşmış bir cümle olduğunu biliyorum ama bazen insan içindeki duruma dışardan bakmayı başaramıyor. pişmanlıklar ve kaybedilen fırsatlar, arkadaşlıklar, işler insanı uçurumun kenarına sürüklüyor. Sanırım kitabın bu kadar çok okunmasının ve beğenilmesinin nedeni de tam olarak bu. bu kitap bir çok okuyucuya çok tanıdık geliyor yani bana öyle geldi. uzunca bir süre başucu kitabım olmaya hak kazanmasının sebebi de bu sanırım. nefes almak istiyorsanız kesinlikle okuyun derim...
herkese huzurlu ve keyifli okumlar diliyorum...