Aşk mevsimlerin de başkentidir, çekip gitmelerin de... Çekip gitmemeleri için mücadelenin de... Kırık dökük hatıraların ardından,derin bir nefes alıp yeni bir güne saçlarını vermelerin de... Eski zaman hurdacılarının gözden kaçırdığı birkaç eskimizle köşe başında beklemeye devam etmenin son trenidir aşk. Aşk,trenlerin de başkentidir, el sallamaların da... Dünyanın bütün dillerindeki "ya dönerse"lerin de...
Hasılıkelam yaşadım ben kaybolduğum yıllar boyunca. Şimdi bana kaybolan yıllarım boyunca ne yaptığımı sorsanız, size yaşadığımdan fazlasını söylemek de boynumun borcu tabii. Yaşamaktan başka, yaşamak için gerekli şeyleri yapmanın da bir nevi haricinde, kitap okudum diyebilirim. Yokluğumda çok kitap okudum. Bir yazar olduğum için daha önce pek kitap okumuşluğum yoktu, nasıl derler, biz yazarlar yazardık. Yani yazarsanız yazarsınız değil mi, yazmak yerine okuyacak değilsiniz. Bu nedenle okumamış olduğum kitapları okumaya başladım. Artık bir şey yayınlamayacağım ve hatta söz vermiş olmasam da yazmayacağıma göre okuyabilirdim, vaktimi bu değerli uğraş ile değerli kılabilirdim. Okudum efendim, epeyce ve bolca okudum. Ve okudukça gördüm ki insan kendisinde gizliymiş. İnsanın sırrı kendisiymiş. İnsanın en değerli hazinesi denizler aşıp kaf dağının ardına bile dolansa,kendi evinin bahçesinde gömülü; insanın cenneti kendi kalbine doğrulttuğu gözlerindeymiş… Huzur dünyada bir yerde değil, insanda bir halde imiş. Fizan’a gitsem neye yarar, kendime gelmedikten sonra. O zamanlar tabii artık Ulrich vardı. Neyse. Ben de döndüm.
Reklam
Ben sana mecburum bilemezsin..
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
400 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle yorumum bazı yerleri spoilerli olacak o yüzden kitabı okumamış olan arkadaşım yorumumu okumamanı öneririm kitap uzun zamandır listemde olup okumak istediğim bir kitaptı daha önceki kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da Ahmet ÜMİT'in dili çok akıcıydı olaylar heyecanlı başlıyor daha ilk sayfasından sizi etkisi altına alıyor
Patasana
PatasanaAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201223,9bin okunma
Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor Eski zamanlardan bir cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun
Sayfa 75 - Ataç Yayınları
Huzur dünyada bir yerde değil, insanda bir halde imiş. Fizan'a gitsem neye yarar, kendime gelmedikten sonra.
Sayfa 66 - Dedalus kitapKitabı okudu
Reklam
Körün cenneti, mutlu olabileceği bir karanlıktır.
Sayfa 57 - Dedalus kitapKitabı okudu
Kitap okumayanların içinde kitap okuyan birisi olarak kitap okuduğu için kendisini salak hissetmek herkesin harcı olmasa gerek. Oysa bilinir ki kitap okumak iyi ve değerli bir seydir. Bundan bile zayıflık çıkarmak...
Sayfa 39 - Dedalus kitapKitabı okudu
Serseri yürüyüşlere bırakırsınız bazen kendinizi. Ahenkli adımlarla başlar kaçışlarınız. Hangi sokağa girseniz bitti dediğiniz eski bir sayfanın satırlarında bulursunuz kendinizi. Dünde kaldı dediğiniz ne varsa, döndüğünüz her köşe başında karşınıza çıkar. Şehri küçültür serseri yürüyüşler. Unuttum dediğiniz ne kadar yüz varsa, kalabalığın içinde size bakar. sokak satıcılarının seslerine bırakırsınız kendinizi, vitrinlere yahut. Bir bulvar gazetesinin üçüncü sayfasına düşer yaşamınız.
Sadece o an yaşanan zaman vardır ya da şimdi. Zaman 2 nokta arasındaki mesafe gibi ölçülemez zaman geçmez İnsanoğlu dikkatini şimdiki zamana vermekte müthiş zorlanır hep ne yaptın daha iyisini nasıl yapabilirdim diye düşünür yaptıklarının sonuçlarını niye yanlış davrandığına kafa yorar ya da Gelecekle uğraşır yarın ne yapacaktır ne gibi tedbirler almalıdır köşe başında onu nasıl Bir tehlike beklemektedir istemekle nasıl engeller hayallerine nasıl ulaşabilir
Reklam
ve sen o kadar güzeldin ki, bir köşe başında dayanamayıp dudaklarından öpmüştüm seni.
Sayfa 27
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“YARIM KALANLAR”
-Şahin nasıl bir mıknatısın kardeşlik tüm belaları çekiyorsun. Ben talihsizim her şey beni buluyor diyen birde Şahin’nin hikayesini okusun. Kitabın isminide bu hikaye oluşturdu. -Çulcuoğlu kardeşlerden , Müjdat’ın kavuşulamayan aşkı, -Hacı Salih hikayesi hiç beklenmedik hikayesi nasılda ters köşe yaptı. -Ah be Muazzez ah ne hikayeyi ama bayıldım.. kitaba adını bu hikayede verilebilirdi. Geride kalan aşığın nasıl naif haykırışı o. -Aşk dolu evliliği olan aileye böyle gelin mi alınır … Filiz -Hep gülümse baba Nevzat ; bu hikaye nasıl işlenmiş ilmek ilmek… -Bir insan tüh der sonra neler mi olur… ah ah hemde neler olur… - Sen gene iyisindir ; bu incelemeyi okudun daha hiç haberi olmayanlar var. -Uyuyan Mustafa seyfi’yi nasılda uyandırdı Figen… Bende bu inceleme ile sizleri uyandırdım Figen gibi değil. Hikayelerden bazıları… Muhteşem öyküler var, müthiş mizah ile toplumumuz insanını ve ailelerinin röntgenini çekmiş
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
. Tüm öykülerin Altında yatan yarım kalmışlıklar, kavuşamamak, yaşayamamak var.
Peyami Safa
Peyami Safa
ülkemizde insan psikolojisini çok iyi tahlil eden yazarların başında sayılır, benim için yanına rahatlıkla
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
yazılır. Öykü sevmeyenler daha
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
ile tanışmamışlardır. Keyifli okumalar dilerim.
Gelirken Ekmek Al
Gelirken Ekmek AlŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20196,5bin okunma
Varsın bir kaç keşke'yi daha lâyık görsün hayat, bize. Varsın hep hayatın yalnız tarafında olalım. Varsın herkes değişsin, herkesleşsin, biz yine de aynı kalalım. Yanlış olmaktansa yalnız olalım bir köşe başında. Edip CANSEVER
Bir şarkının notasına takılı kalacaksın ruhundaki sızı ile bir günbatımında. Hep yanlış melodilerde dans edeceksin ve ömrün bir yanlış anlaşılmalar seremonisine dönecek. Her köşe başında, içini acıtan o sesi duyacaksın, korkma. Acıdan geçmeyen her şarkı biraz eksiktir, bilirsin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.