— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs
Sana bugün bir mektup yazdım:
En çok
En çok güllerden sözettim
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Senden sonra deprem oldu, savaş çıktı, saçlarıma beyazlar doldu sen yokken, her köşe başında yokluğun çıktı karşıma, siren seslerinde bile seni aradım, mevsimler değişti, iklimlere bir haller oldu, her yağmurda sana ait kokular süründüm, ayak izlerinde aradım kendimi, sen hala yoksun...
Delikanlım!
Sen ki, ya köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...
Nazım Hikmet
Sayfa 7 - Karakarga Yayınları - 14. Baskı - Mart 2021Kitabı okudu
Aslında daha önceki yazılarımda da spoiler vardı ancak belirtmenin bu denli önemli olduğunu yeni fark edebildim kusura bakmayınız. Bazı okur arkadaşlarımız bu konuda hassas sanırsam. Artık ben de bu ibareyi koymaya karar verdim.
Bir inceleme yazmadan önce diğer incelmelerini okumaya çalıştım ve yazı dilinin basit olmasının çok eleştirildiğini
___________Spoiler içerir._____________
Not:
Kitabı okumadıysanız bu inecelemeyi okumayın. Okuduktan sonra detayları kafanızda oturtmak için okuyunuz.
Şimdi diyeceksiniz ki siyah ve beyaz ne alaka?
Renklerin bir anlamı vardır. İyinin, saflığın sembolü beyaz, kötülüğün siyah, neşe ve mutluluk simgesi sarı, kararsızlık ve dengenin
Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına
Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi.
“Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde.
Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
Karanlık odalarda var olmayan umudumu arıyorum uzun zamandır
Elimde ışık kaynağım yok, düşüncelerim karanlık
Korku içindeyim sanki bu belirsizlik içinde, çıkışı olmayan labirentte dolanıyorum yorgun şekilde
Duvarı yoklayarak ve yalpayarak yürümek istesem de tuttuğum her yer, her kişi elimi kanatıyor sanki
Ve birgün yorgun bir şekilde çökeceğim bir köşe başında, artık çıkışı aramaktan vazgeçen bir kişi olarak
Başımı dizlerimin arasına alıp ömrün bitmesini bekleyeceğim
Bir ışık bulursam beklediğim yerde artık karanlığa alışmış gözlerimle onu da def edebilirim
Bu da uzun zaman sonra gelen umudun bırakacağı bir acı olacak
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur