Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirirdi Lekh in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir
Kalbinin, tüfek ateşiyle vurulmuş, ölmekte olan minik bir kuşun kalbi gibi çarptığını hissediyordum.
Parıltı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kalbinin, tüfek ateşiyle vurulmuş, ölmekte olan minik bir kuşun kalbi gibi çarptığını hissediyordum.
Parıltı YayıncılıkKitabı okudu
Jerzy Kosiński (14 Haziran 1933 – 3 Mayıs 1991)
''Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirir Lekh'in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir boya elde eder, değişik renklerde, kutu kutu hazırlardı bu boyadan. Sonra kuşun başını, kanatlarını, boynunu ebemkuşağı renkleriyle bezer, tüylerine bir demet yabani çiçeğin göz kamaştırıcı parlaklığını verirdi. Sonra ormanın içlerine yürürdük birlikte.Epey ilerledikten sonra Lekh durur, kuşu bileğinden çözüp bana verir ve ayaklarından tutarak sallamamı isterdi. Boyalı kuş söylenir durur, bağırışına gelen bir sürü kuş tepemizde dönmeye başlardı.Onlara ulaşmak isteyen tutsak debelenir, bütün gücüyle öter, boyalı boynunun içinde kalbi delice atardı. Tepemizde yeteri kadar kuş toplandığına inanırsa, Lekh, bir işaretle tutsağı bırakmamı isterdi. Bulutların üstündeki küçük ebemkuşağı, mutlu ve özgür yükselip kardeşlerinin gürültücü sürüsüne katılırdı. Diğerleri bir süre şaşkın bakarken benzerini görmedikleri kuş, boşu boşuna kendilerinden biri olduğuna onları inandırmaya çalışırdı. Parlak renklerin iyice şaşırttığı kuşlar onu kuşkuyla inceler, sonra birbiri ardından saldırıp boyalı tüylerini gagalayıp yolmaya koyulurlardı. Tüysüz ve kan içindeki zavallı kuş havada duramaz düşerdi. Aynı sahne sık sık tekrarlanır, kurbanlarımızı hep ölü bulurduk.''
Hiçbir şey incitmez bir kuşun ölümü kadar. Çünkü kuşların kalbi uçarken duyulmaz. Ve kuşlar uyurken uçamaz…
İthaki Yayınları
''Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirirdi Lekh'in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir boya elde eder, değişik renklerde, kutu kutu hazırlardı bu boyadan. Sonra kuşun başını, kanatlarını, boynunu ebemkuşağı renkleriyle bezer, tüylerine bir demet yabani çiçeğin göz kamaştırıcı parlaklığını verirdi. Sonra ormanın içlerine yürürdük birlikte. Epey ilerledikten sonra Lekh durur, kuşu bileğinden çözüp bana verir ve ayaklarından tutarak sallamamı isterdi. Boyalı kuş söylenir durur, bağırışına gelen bir sürü kuş tepemizde dönmeye başlardı. Onlara ulaşmak isteyen tutsak debelenir, bütün gücüyle öter, boyalı boynunun içinde kalbi delice atardı. Tepemizde yeteri kadar kuş toplandığına inanırsa, Lekh, bir işaretle tutsağı koyvermemi isterdi. Bulutların üstündeki küçük ebemkuşağı, mutlu ve özgür yükselip kardeşlerinin gürültücü sürüsüne katılırdı.Diğerleri bir süre şaşkın bakarken benzerini görmedikleri kuş, boşu boşuna kendilerinden biri olduğuna onları inandırmaya çalışırdı. Parlak renklerin iyice şaşırttığı kuşlar onu kuşkuyla inceler, sonra birbiri ardından saldırıp boyalı tüylerini gagalayıp yolmaya koyulurlardı. Tüysüz ve kan içindeki zavallı kuş havada duramaz düşerdi. Aynı sahne sık sık tekrarlanır, kurbanlarımızı hep ölü bulurduk.''
Sayfa 57 - E yayınevi
Reklam
Kendine Itiraf
Merhaba sayın okurlar ve okumaya çalışanlar. Sizlere en derin duygularla sesleniyorum, Sevin. Sevmek olsun diye değil, gönülden hissederek sevin. Gönlü olmayanlara değil, hala gönlü olan ve kalbi atanlara bu laflarım. Dışarıya kustuğunuz kin, nefret, kibir, küfür olmasın sadece, Bunları yapmayın demiyorum, yapın hak edene Ama hak edeni de sevin, sevginizi kusun. Her şeye cesuruz, tanka yumruk atmaya, mermiye kafa atmaya ama Sevmek gelince sıraya korkarız, bırak karşındakine söylemeyi veya belli etmeyi, kendimize bile itiraf edemeyiz çoğu zaman. Zaman dedim de, zaman aleyhimize işliyor, ömrümüz bir geri sayım, Başlama tarihini biliyoruz ama bitişi bilmiyoruz. Geç olmadan sevin ve sevdiğinizi söyleyin. Sevmekten korkmayın. E.Ö.
Bir kuşun özgürlüğü
Kuşların uçmak zorunda olduğunu biliyordum. Uçmazlarsa ölürler. Ama yüreklerinin bir bağ ile yeryüzüne bağlı olduğunu yeni öğrendim. Ne kadar yukarı uçmak istese de aklı, kalbi ona bir noktada dur diyor. Benim yüreğim nereye bağlı onu bulmaya çalışıyorum. Başımın içini solmaya başlamış bir bahçe gibi hissediyorum.
Bir kuşun özgürlüğü
"Kuşların uçmak zorunda olduğunu biliyordum. Uçmazlarsa ölürler. Ama yüreklerini bir bağ ile yeryüzüne bağlı olduğunu yeni öğrendim. Ne kadar yukarı uçmak istese de aklı, kalbi ona bir noktada dur diyor. Şimdi ben, gitmek istiyorum da, kalbim bana dur diyor. Benim yüreğim nereye bağlı onu bulmaya çalışıyorum. Başımın içini solmaya başlamış bir bahçe gibi hissediyorum." Atılay Aşkaroğlu
583 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.