Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Karşıyakalıların M. Kemal Paşa için hazırladıkları evin önü, bahçesi, beyaz başörtülü, maşlahlı her yaştan kadınlar ve fesi atıp kalpak giymiş erkeklerle doluydu. Paşa'yı görenler ağlamaya başladılar. Birkaç basamakla çıkılan mermer girişin üzerine bir Yunan bayrağı serilmişti. Paşa sordu: "Bu niçin?" Heyecan içinde açıkladılar: "Kral kalacağı eve, bizim bayrağımızı çiğneyerek girmişti." "Ne olur Paşam, siz de onun gibi yapın!" "Öcümüzü alın!" Bir kadın gözlerinden yaş inerek, "Lütfen" diye yalvardı. Kral'ın kaba davranışı kadınları çok kırmış olmalıydı. M. Kemal Paşa, "Sizi anlıyorum.." dedi, "..ama o bir milletin timsalini çiğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem." Muzaffer'e döndü: "Kaldır çocuk." Muzaffer bayrağı topladı. Bu görgü farkı zarif Karşıyaka hanımlarını büsbütün ağlattı..
Sayfa 666 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Hilafeti Osmanlı Meclisi'nden almış olduğu halde, birdenbire "3-5 milyon Türk'ün kararıyla bu olmaz" gibi tam aksi tezi ileri sürmesi. Hele "dini ve milli inançları şüpheli, kimi asker kimi değişik sosyal tabakalardan ve çeşitli soydan gelenler" deyimi bir Sultan/Halife'ye hiç yakışmıyor. Özellikle ki o sırada bütün İslam dünyası o insanlara sonsuz hayranlık belirtmekte hatta M. Kemal'e Halifelik önermektedir. Burada Vahdettin'le M. Kemal arasındaki Türk'e bakış farkı hemen ortaya çıkıyor. Birincisi onu cahil olarak niteliyor, Osmanlı toplumundaki geleneğe uygun olarak. İkincisi 1922 başında "Köylü Efendimizdir" sloganını ortaya atmış ama başta Aydede olmak üzere anti-Kemalistler tarafından alaya alınmıştı.
Sayfa 318 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bolşeviklerin M. Kemal ile ilk teması 1919 Haziran'ında Budiyenni'nin Amasya'da yaptığı görüşme ile başlar. Doğu hududunun bir an önce kesinleşmesi ve burada savaşın sona erdirilmesi çabalarıyla devam eder. Aslında bu Bolşeviklerin de işine geliyordu ve Milli Mücadele bu sayede batı ve güney cepheleriyle meşgul olabilmiştir. Ankara-Moskova ilişkileri Sakarya Zaferi sağlanıncaya kadar itimatsızlık çerçevesinde yürüdü. Anadolu'da sosyalist eğilimli hareketlere ve yayınlara izin verilirken kontrol altında bir Komünist Fırkası kurdurulması iplerin asla elden bırakılmak istenmediğini gösterir. Mustafa Kemal'in gerek Meclis'teki konuşmaları gerekse gazetecilere demeçleri ve Hakimiyeti Milliye'de çıkan yazılarda, Bolşevizmin bağımsızlık ilkesi ve anti-emperyalist tutumu hep vurgulanmış, ancak doğulu yapıların ileri sanayileşmiş ülkelerden farkı da hep hatırlatılmıştır. 16 Mart 1921'de Moskova'da Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması imzalanırken, Bolşevikler İngilizlerle de ekonomilerini rahatlatacak Krasin pazarlıklarını sürdürüyorlardı. Bunun karşılığında "Doğu ve Müslüman ülkelerinde İngiliz aleyhtarı propagandayı kesmeyi" kabul ettiler. Ankara'nın başarısı, bu ikili oyunların farkında olup kimsenin çizgisini izlememesindedir.
Sayfa 165 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
"Cumhuriyet nedir ve sultanlıktan farkı nedir? "Cumhuriyet fazilet-i ahlâkiyeye, (ahlâki fazilete) müstenit (dayanan) bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir." "Sultanlık korku ve tehdide müstenit bir idaredir. Cumhuriyet idaresi fazinamuskâr insanlar yetiştirir. (M. Kemal 1881'de doğdu. Cumhuriyet ilân edildiğinde 43 yaşındaydı.) Sultanlık korkuya, tehdide müstenit olduğu için korkak, zelil, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bundan ibarettir." ("Cumhuriyet rejiminin kurulmasına rağmen herkes Atatürk'e "Paşam" diye hitap ederdi. Beylik, paşalık, kalktığı halde bu "paşa'lık, Atatürk için kalkmadı. Bu ölünceye dek sürdü". (C. Granda, a.g.e., sf. 20).) (İzmir Kız Öğretmen Okulu'nda bir konuşma, 14.X. 1925) A.S.D. II, sf. 231; Hâkimiyeti Milliye, 15.X. 1925
Arap dünya görüşü, insanımızı kendi milli kurtuluşuna bile düşman yaptı. 57 yılık hayatının 25 yıldan fazlası cephelerde geçmiş adamı, bu görüş İngiliz ajanı yaptı. Osmanlı 200 yıldan fazladır zaten batılılaşmaya çalışıyordu. Osmanlıdan en az 100 yıl önce bunu Ruslar Büyük Petro ile yaptılar. Ruslar ile bizim aramızdaki şu an gelişim farkı büyük ölçüde, onların daha önce, daha doğru bir şekilde bu geri kalmışlığı çözme işine girişmiş, Arap dünya görüşü gibi bir şeye de devlet politikası anlamında saplanmamış olmalarıdır. Din bu yüzden kendi özel alanında değerli. Başka şeylere alet olmasının bedelini en ağır ödemiş milletlerden biri biziz. Bugün Filistin'in başına gelen katliam bizim ülkemizde olmuyor ise bunu en çok Milli Mücadele vermiş olmamıza borçluyuz. Elimizde olan şeyin kıymetini bilmek zorundayız. Yoksa atamızın dediği duruma düşmek çok kolay iş. "Uyuyan milletler köle olarak uyanırlar." M. Kemal Atatürk.
Reklam
_Prens Said Halim Paşa, Mısır eski valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve 1913-1916 arası Osmanlı Sadrazamı olarak hükümetin başıdır. İttihat Terakki üyesi, Meşrutiyetçi ve muhafazakar islamcılığın en öndeki temsilcilerindendir. Meseleleri İslamcılık açısından ele almıştır. Devletin kurtuluşu için batı kanunlarını değil, şeriatın
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_ _Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
400 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bu, var olmanın zaferiydi...
*"Bu, var olmanın zaferiydi..." Eserin son cümlesi bu. Adeta bütün bir hikayenin de özeti. Türkçe öğretmenim şöyle derdi: "Paragrafın yani bütün bir konuşmanın özü en sonundadır. Velhasıl kelam, sondaki bu özün başlangıcında söylenir. Böylece paragraf bir kez daha dimağa gelir ve sonra öz olan bu sözün yanında anlamsızlaşarak yok
Gece Yarısı İşgâl Altında İstanbul
Gece Yarısı İşgâl Altında İstanbulBekir Büyükarkın · Ötüken Neşriyat · 019 okunma
Bilgi bütün hayatın ruhudur. İnsanlara saadet getiren bütün medeniyet, bilginin eseridir. Bilgisiz insanların hayvandan farkı yoktur. Hattâ insanda yaradılışın eseri olan zekâ, bilgi ile açılıp işlenmezse ters kesen ve zarar veren bir silâh gibi fena ve zararlı tesirler yapar. Bilgi, tecrübelerle beraber yürüyünce yaratıcı bir vasıf alır. Yurt bilgileri bu itibarla tahsilin yüksek kademelerini yapmıya fırsat bulamıyanlar için çok kıymetlidir. Normal tahsil yapanlar bunu tedricen ve daha esaslı olarak öğrenirler.
Sayfa 293Kitabı okudu
Reklam
... Birkaç basamakla çıkılan mermer girişin üzerine bir Yunan bayrağı serilmişti. Paşa sordu: "Bu niçin? " Heyecan içinde açıkladılar: "Kral kalacağı eve, bizim bayrağımızı çiğneyerek girmişti." "Ne olur Paşam, siz de onun gibi yapın! " "Öcümüzü alın!" Bir kadın gözlerinden yaş inerek, "Lütfen" diye yalvardı. Kral'ın kaba davranışı kadınları çok kırmış olmalıydı. M. Kemal Paşa, "Sizi anlıyorum... " dedi, "... ama o bir milletin timsalini çiğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem. " Muzaffer'e döndü: "Kaldır çocuk. " Muzaffer bayrağı topladı. Bu görgü farkı zarif Karşıyaka hanımlarını büsbütün ağlattı.
Sayfa 666Kitabı okudu
204 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Türkosporos !
Boğazönü Adaları ve Balkanlar üzerine derin araştırmalar yapan yazar, asırlar boyu aynı topraklarda birlikte yaşamış iki millete ait savaşların getirdiği göçlerin geride bıraktığı acı hatıraları gözler önüne seriyor. Kitabı okuyunca düşman diye tanıdığımız komşumuz ile birbirimizi kavuşturan noktaların ayrıştıran noktalardan çok daha fazla
Karşıdaki Komşularımız-Türkosporoslar
Karşıdaki Komşularımız-TürkosporoslarMelih Asaroğlu · Paradigma Akademi Yayınları · 20196 okunma
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.