Kitap iki kişinin konuşması olarak başlayıp devam ediyor. Yaşlı adam ve genç adam diye.. Twain, kitabın kapağından da anlaşılacağı gibi insanı bir makine olarak yansıtıyor. Hatta tam otomatik bir makine... İnsanı şekillendirenin yön verenin dış etkenler, dış dünya olduğunu savunuyor. İnsanın tek dürtüsünün kendi onayını güvence altına almak olduğunu söylüyor. Kısmen katılıyorum insan çoğu davranışı mutlu olmak için, vicdan azabı duymamak için yapıyor. Biraz kafam karıştı kitabı okurken itiraf edeyim. Bu tarz bir kitap okumamıştım daha önce fakat faydalı bir kitap. İnsanların eğitimle davranışlarının düzelebileceğini savunuyor. Bence de doğru bir tez okudukça, gözlemedikçe.. değişebilir. Dış etkenler burada devreye giriyor. Mizaçtan bahsetmiş. Mizaç doğuştandır tıpkı cesaret, zeka, bedensel özellikler gibi. Evet mizaç konusu insanlarda törpülenebilir fakat tamamen değiştirilemez diye düşünüyorum bende. Konuşmayı seven biri ileri ki yaşantısında da sessiz biri olmuyor. Beynimize hükmedemediğimizden bahsetmiş. Hatta yaşlı adam genç adama gece yatarken beynine sabah kalktığında şunu düşünmesi için emir ver dediğinde, genç adamın beyni onu reddetti. Bende gece yatarken denedim ama olmadı Yaratıcıdan bahsetmeyeceğini düşünüyordum ki kitabın sonunda bahsetti şükür. İnsanı otomatik bir şekilde Allah'ın yarattığını düşünüyor yazar.