Kitabı okuduğum zaman 70'lere yolculuğa çıktım adeta. Okul yılları, radyo, tv, televizyon programları, sinemalar, evlilikler, misafirlikler, yiyecekler ve temizlik ürünleri, markalar, otomobiller son olarak siyaset.
Okul yıllarında andımızı okuduğumuzu hatırladım. Kara tahtaları, renkli tebeşirleri...
Televizyon hayatımıza nasıl girmiş, televizyon izlemek için gelen yerli yersiz misafirler, televizyon programları, dizileri, eurovision'a katılmamız Semiha Yankıyla, unutulup giden veya hala hatırlanan sanatçılar.
Evliliklerde görücü usulünün yaygınlığı, kadın ve erkeklerin sevgililiklerine ailelerin karşı çıkması, çeyiz alışverişinde ailelerin katılmasıyla ayrılıkların dahi yaşanması...
Misafirlerin o günlerde el üstünde tutulması ve misafirlerin yatıya kalması, sıkıcı ailelere şenlik gelmesi, nisafir odaların açılması, misafir yoksa asla çocukların o odalara sokulmaması, misafirlerin bazen bir hafta bazen bir ay kalabilmesi şaşırtmıştı beni.
Pazarlara poşet değil filelerle gidilmesi, bakırların yerini alüminyumların alması, mutfakların şehirleşmeyle beraber küçülmesi, daha doğal deterjanlar ve temizlik ürünleri günümüze göre.
Kitap Kıbrıs Barış Harekatı ve 61 anayasası ile bitirerek son sözü 70li yıllar çok acılı bitti sözüyle kapatıyor.
En sevdiğim kısım televizyon programlarının dizilerinin tek tek açıklanmasıydı ve o günkü okulla bugünkü okul arasındaki farkı görmekti. Nostlajiyi en çok bu bölümde yaşadım.
Sevmediğim kısım yoktu 70'ler çok güzel tanıtılmış günümüze baktığımızda hayat ne kadar değişmiş bir kere daha görüyoruz bu kitabı okuduğumuzda.