Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uyumak mümkün değildi, umutsuzluk içinde sersem gibi dolandım, yaşamı kendime zehir ettim. Bütün bunlar zihinsel yatkınlığımı apaçık belli ediyor. Bunun nedeni miskinliğime ve titizliğime uygun olarak sonu gelmeyen endişelerim değildi. Fakat bunlar berirleyici değiller; tıpkı bir ceset üzerindeki solucanlar gibiler . “Cesedi yiyib bitiren onlar belki, ama asıl öldürücü darbe başka bir yerden geliyor.”Benim için bu darbe korku, zayıflık ve kendimi küçümsememin getirdiği genel baskıdan kaynaklanıyor.
68 syf.
9/10 puan verdi
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
kitap güzeldi lakin çok abartıldı. Zira sadece 50 sayfada bir kadının takıntılı aşkını okuduk. lakin kitap güzeldi ve üzücüydü. ben kitaplar üzdüğünde güzel diyen bir insanım zira kitap ağlatıyor, demek ki o duyguyu yaşatabilior hakkını verebiliyor. Bence şu konular üzücüydü. Adamın 3 kez seviştiği kadını unutması... Ve de bir keresinde seni untmayacağım felan deyip unutması... Ama biraz da kadın hak etmiş zira adam onu istemiyor lakin kadın üzüleceğini bile bile adamın peşinden koşuyır. Ben olsam yapmazdım lakin kadını anlıyorum gayet üzücü bir mesele. Kadının ki zaten çocukluk aşkı. Çocukluğunda çok masum sevmiş. Ve de adam için onun evine gidip adamı görememesi lakin adamı gecelere kadar beklemesi beni kurtarsın diye lakin adamın başka bir kişiyle bir kadınla gelmesi... Yani gerçekten üzücü bir hikayeydi hakkını verdi. lakin dediğim gibi benim şahsi fikrim biraz abartıldı zira 50 sayfacıktı. mesela diğer kitaplar daha da değer görmeli. Sonu tahmin ediyordum ve sonu kendime hazırladım. zaten ben mektup olan kitapları gerçekten çok seviyorum. Bence insanı sarıyor. Kitabı tavsiye ediyorum gayet güzeldi. Modern klasiklerinde aşk sevenler okusun. Direkt tek oturuşta bir kitabın bitmesini isteyenler de okuyabilir. Herkesin aşk konusunda bahtı açık olsun, istemeyenlerin ise istediği konuda bahtı açık olması dileğiyle...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,7bin okunma
Reklam
Savaşta kan dökmek
Gordon 1991 senesinin Aralık ayında Gulfport'tayken Sun Herald gazetesinde bir haber gördü. Haber, Eindhoven Belediye Başkanı Jan Ritsema'nın, Körfez Savaşı'nda BM kuvvetlerine komutanlık eden General H. Norman Scwarzkopf'la görüşmeyi, generalin "ellerinde çok fazla kan olması" nedeniyle reddettiğini aktarıyordu.
Sayfa 379Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Leylim Leylim, Milena'ya Mektuplar ile On Üç Günün Mektupları'nı ve başka kitaplaşmış mektupları okurum. Belge niteliğinde yazılar, duyguların ete kemiğe büründüğü, her an kanayacakmış gibi derin yara tanımları, mektubun içine girdiğinde yazanın çığlıklarının kulaklarını sağır edecekmiş gibi bir empati kurduran yazılar. Ayrılığı, kavuşamamayı, özlemi, sevdayı ne de güzel anlatmışlar. Her bir mektup hem yazanın hem de hitap edilenin çevreleri tarafından önemsenen kişiler olmasına rağmen aslında mevcut şartlarda birbirlerinin eksikliğinde ne kadar aciz duruma düştüklerini de gösteriyor. Aşk ve beraberinde zaman içinde insanın yüreğine işlediği vuslat ve ayrılık duygusu ile hasreti ifade eden cümleler bu duygulara yabancı olanlar tarafından irite edici bulunup sıkça hem eleştiriye maruz bırakılmışlar hem de psikolojik bir rahatsızlıkla itham edilmişlerdir. Tarihte yeryüzüne iz bırakmış her kişi (edebiyattan bilime, siyasetten spora) kamuya mal olmuş kişiliklerinin esiri olmadan ve bir meydan okurcasına duygularını belgeleyerek de büyük karakterler olduğunu kanıtlamışlardır. Varsın, çağın akıllı! insanları bu mektuplardan psikolojik tahlil yapsın, hastalık teşhisi koysun. Ancak unutmasınlar ki dünyayı öfke, hırs, kin, nefret değil, güzellik ve sevgi kurtaracaktır. Sonu hüsran bile olsa bir aşk, yaşanmaya değerdir. Hüsran denilen şey de zaten istenerek inşa edilmez. Çaba, sevginin büyütülmesi için harcanmalıdır. Hedef, ne Leyla olsun ne Kerem ne de Ferhat. Kendimize şans tanımak, içimizdeki aşkın büyüklüğüne, özel olduğuna, benzersiz olduğuna inanmak olsun. İnsan kendi hislerinden şüphe etmemeli...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,5bin okunma
Ayrılık değil,özlemek hiç değil;en büyük acı,bu giderek büyüyen boşlukmuş...En büyük dert kimi özlediğini,kimi sevdiğini bilememekmiş...En büyük kayboluş sevip sevip sonunda kimi sevdiğini bilememekmiş...İçimde bir ses durmadan,dünyanın sonu geldi, diyor.Dünyanın sonu bu halime öyle çok uyuyor ki,hiç üzülmeden,hiç korkmadan kabulleniyorum onu.Öylesine bencilim ki,dünyanın sonunu kendim gibi çok seviyorum..''
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,975 okunma
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
2021 Booker Ödülü adayı “Sonbaharın Sonu (A Town Called Solace)” kitabı Kanadalı yazar Mary Lawson tarafından 2021 yılında kaleme alınmış. İki yüz altmış beş sayfalık bu kitapta okur, üç karakter üzerinden olayları görüyor: Clara, Liam ve Elizabeth. Yedi yaşındaki Clara’nın ablası Rose, annesiyle tartıştıktan sonra evden ayrılır ve ardından aile kayıp ilanı verir. Bu süreçte okuyucu Clara’nın ablası, ailesi, komşusu Elizabet ve sonradan kasabaya gelen Liam ile olan ilişkisine tanıklık eder. Elizabeth hayatının son günlerini hastanede geçiren ve çocuğu olmadığı için yıllar önce komşusunun oğlu Liam’ı kendi oğlu gibi benimsemiş biri. Arada sırada mektuplaşan Liam ve Elizabeth neredeyse otuz senedir görüşmez ve Elizabeth, Liam’a yazdığı bir mektup ile evi ona bıraktığını haber verir. Mutsuz giden sekiz yıllık evliliğini sonlandıran Liam ise gelen mektup ile Elizabeth’in evine kısa süreliğine taşınmaya karar verir ve olaylar başlar. Clara’nın ablasının dönmesi umuduyla yaptığı şeyler çok etkiledi beni. Ne gibi mi? Ablasının eve geri dönmesi umuduyla pencerenin önünde beklemesi, dişlerini belli sıraya göre fırçalaması gibi. Mary Lawson, her detayı özenle işleyerek okuyucuya derin ve gerçekçi bir deneyim sunmuş diyebilirim. Yazarın Clara'nın, Liam'ın ve Elizabeth'in duygularını da ustalıkla aktarması, okuma deneyimini zenginleştirdi benim için. Abla-kardeş, çocuk-anne/baba ilişkisine dair okuma yapmak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Sonbaharın Sonu
Sonbaharın SonuMary Lawson · Domingo Yayınevi · 202381 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı aldığımda bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Hani derler ya kısacık bir hikayeydi ama etkisi fazlaydı diye, tam olarak öyle bir kitaptı. Canan, tek başına yaşayan biri. Bir gün Telefonu çalıyor ve arayan kişi ona bir kargo geleceğini söylüyor. Canan başta umursamasa da daha sonradan kargoyu açtığında şok'a uğruyor. Kardeşi, ondan uzak olan Can'ın çizimleri karşısında duruyor. Bir sonraki gün arayan kişi tekrar arıyor ve onunla buluşmayı teklif ediyor. Içindeki tuhaf hisle beraber buluşmaya giden Canan eski komşularını orada görünce direkt olarak tanıyor ancak bir anlam veremiyor. Ta ki İrem, kardeşinden kalan mektupları ona verene kadar. Kardeşi Can, otizmli bir çocuk. Bu yüzden konuşmayı ve birçok şeyi sevmiyor. Ancak ilk defa bir insanla gizli bir arkadaşlık kurup ona mektuplar yazıyor ve resimler çiziyor. Canan İrem'den o mektupları aldıktan sonra tek tek okuyor ve okudukça şoka uğruyor. Kardeşinin yaptığı ve yapmadığı şeylerin sebebini Bu mektup sayesinde öğreniyor. Gerçekten Kalbe dokunan bir hikayeydi. Otizme sahip olan insanların nelerden mahrum kaldığı ve nasıl yargılara sahip olduğunu bir kez daha gördüm. Peki sizce Can nerede, kardeşinin sonu derken neyi anlatmak istediler? Kesinlikle okumanızı tavsiye edebileceğim bir eser. Yazara teşekkür ederim.
Bir İz Bırak Bana
Bir İz Bırak BanaNihal Yormaz · Epsilon Yayınları · 201749 okunma
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervâne olan kendini gizler mi alevden; Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse... ... Gözler ki birer parçasıdır sende İlâh'ın, Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın, Vur şânlı silâhınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! ...
Sayfa 115Kitabı okudu
Her sabah dünya yeniden kurulur!..
"Her zaman yüreğimdeki saflığı, temizliği özenle korumayı başardım, Hıncal Ağbi, ama artık örselendiğimi, sevgiye olan inancımı kaybetmeye başladığımı düşünüyorum, en önemlisi de kendime olan inancımı.." diyor Sezin.. "Lütfen öyle bir yazı yaz ki içinde sevmek, umut taşımak ve inancını kaybetmemek olsun.. Beni kötü zamanlarımda hep
Reklam
52 syf.
·
Puan vermedi
GEÇMİŞE YOLCULUK / STEFAN ZWEIG Gene dersler, ağır kitaplar, düzenli gurup okumaları arasında sıkışmışken bir kaçamak yaptım. Kendime, kafa dağıtmaya, dinlenmek için araya bir Zweig kitabı sıkıştırıverdim. Bu seferki kitabın adı 'Geçmişe Yolculuk'. Geçmişe Yolculuk, yazar yaşarken basılmamış. Zweig'in 1942 yılındaki
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,4bin okunma
Eğer geçmişe dönük bir mektup gönderebilseydik neler derdik;hiç sorduk mu kendimize?Üzülme derdim başta!Önü sonu belli olan şu dünyada asla üzülme!Herkese hakettiği değeri ver;kimseyi kendin gibi görme.Seni yaralayana, yaranı tekrar kanattırma.Sar,sev,tedavi et ve unutma.Kendini hep haklı sanan insandan ya bedenen ya da ruhen uzak dur!Senin acını,duygunu, yorgunluğunu, hâlini bilmeyen,anlamayan insana sevdiğim deme!Bazen haketmediğin yerde olabilirsin bunlar hakettiğin yerler içindir umutsuzluğa kapılma.Evet belki istediklerini yapamadın ama hala yaşıyorsun pes etme!Sen Allah'ın kulusun yalnız O'na muhtaçsın. Kimseye mihnet etme!Üzerinde hakkı olanları bil ama hakkını vermesi gerekenlere boyun eğme! Çok değerlisin.İyi ki varsın.Bu dünya denen kervanın yapı taşlarından birisin.Ona göre yaşa.Gönül nedir?Sevgi nedir?Değer nedir?Bil;unutma.Rahmanın mayasıyla mayalanan insanoğlunda bu değerleri unutanlar var.Hatta en yakınında da olabilirler.Seni hezimete uğratmalarına izin verme.Son nefesine dek asla Hakkı susma.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.