Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
YARATMAK NEYMİŞ!..
Tedaîler içinde beynim zerre zerre dağılıyor gibiydi. Hayat, kadın, erkek, sanat, ölüm, varolmak, varoluş, daha ne ve neler!.. İşte dostumun bir piyesindeki cümlesi: "Yaratmak neymiş, yaratmaya kalkınca anladım!.." İşte yine dostumun bir şiirinden iki mısra: - "Ver cüceye onun olsun şairlik / Şimdi gözüm büyük sanatkârlıkta!"
Sayfa 95 - 5.Levha, Bir Adam Yaratmak, -Hayat-Sanat-Ölüm- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben Orhan Veli, «Yazık oldu Süleyman Efendiye» Mısra-ı meşhurunun mübdii.. Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Hususi hayatımı, Anlatayım: Evvelâ adamım, yani Sirk hayvanı filân değilim.
Hava rüzgârlı, içim de öyle. Yanımdan geçiyor aşinası olmadığım silüetler. Elektrik faturasının son günü; bunu hatırlıyorum, “Hay aksi!” diyorum kendi kendime. Sağa dönüp caddeye sapıyorum. Dünyadayım bunu anlıyorum ve fark ediyorum dünya varmış ama sen hâlâ yoksun. O gariplik bir kez daha yokluyor ta derunumdan beni. Rüzgâr hafifçe esmeye devam ediyor, içim dalgalanır gibi oluyor. Bir mısra mırıldanıyorum, kıpırdıyor dudaklarımın ucu: İstanbul'un orta yeri sinema...
‘Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar’
Cemal Süreya'nın, "Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek" dediği gibi...
Reklam
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Cemal Süreya'nın "Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek" dediği gibi, dua da müminin elinde her zorluğu çözebilecek potansiyele sahiptir.
SÜT Senelerden beri yapmadığım şeyi yaptım: Süt içtim. Dükkânın içinde su buharı, süt kokusu, insanı ağlatıp uyutacak, kırk sene evvelki bir beşik hatırasına kadar sürüklüyordu... Evet, senelerden beri ne erken uyanmış, ne de süt içmiştim. İşe sütle başlıyorduk. Ne haristi parmaklarımız anamızın göğsünde. O ne dişsiz bir canavar ağzı idi
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Reklam
Ama son vermek, yeni bir mısra yazmaktan çok daha yüreklilik ister: Bütün hekimler ve ozanlar bilir bunu.
Sayfa 222
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Bir Garip Orhan Veli
Ben Orhan Veli 1914'te doğdum 1 yaşında kurbağadan korktum 2 yaşında gurbete çıktım 7'sinde mektebe başladım 9 yaşında okumaya 10 yaşında yazmaya merak saldım 13'te Oktay Rıfat'ı 16'da Melih Cevdet'i tanıdım 17 yaşında bara gittim 18'de rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim 19'dan sonra avarelik
Ezan, bir simge, bir mazmun, bir motif ve bir kavram olarak Klasik Türk şiiri örneklerinden beri şiirimize dâhil olmuştur. Başlı başına bir manzumeye konu oluşu modern dönemin örneklerinde görülür. Tevfik Fikret, gençlik yıllarında "Sabah Ezanında" manzumesini yazmış, ulvi bir sessizliğin ortasında yükseliveren bu büyüleyici çağrının ruhundaki izlenimlerini dile getirmiştir. Ahmet Haşim'in “Allahuekber" manzumesi de benzer bir duyarlıkla yazılmıştır. Haşim, ezanı, sabahın sessizliğinde "asumanı titreten" bir seda olarak tavsif eder. Yahya Kemal'in anne yadigarı topraklara bir armağan olmak üzere söylediği "Ezan-ı Muhammedî" şiiri, şairin o çağlarında ruhunda deveran eden imanın en parlak şulesidir. Yahya Kemal, şiirinin en parıltılı yerinde, nice yüz bin minareden ezan kanatlanınca gök nura gark olur mealinde ölmez bir mısraa ruh vermiştir. Şair bir "kıta"sında da, Yüce Yaratıcı'yı "Tâ ki yükselsin zanlarla müeyyed nâmın" gibi şahane bir mısra ile tebcil edecektir. Daha sonraki yıllarda Mithat Cemal'in, Aka Gündüz'ün, Ziya Gökalp'in, Halide Nusret'in ezan konusunda manzumelerine şahit olmaktayız.
Sayfa 112
Kitabın ve Orhan Veli'nin hayatının özeti gibi bir şiir :)
Ben Orhan Veli, "Yazık oldu Süleyman Efendiye" Mısra-i meşhurunun mübdii.. Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Hususi hayatımı, Anlatayım: Evvela adamım, yani Sirk hayvanı falan değilim.
Sayfa 230Kitabı okudu