Uzun zamandır ne kitap okuma ne de siteye girebilme imkanım oldu. Yaşadığım sağlık sorunları sırasında anladığım tek şey ise hayatımızdaki mucizenin ne olduğu idi.
Neydi mucize?
Kimine göre bir parça ekmek
Kimine göre bir tutam hayal
Kimine göre son model bir araba
Kimine göre bir koltuk kapıp bırakmamak
Benim için ise derin derin alabildiğim
Günümüzde de pek çok örneğine rastladığımız ''Erki ele geçirme arzusu'' kendinden olmayanı sapkınlıkla yaftalar. Dışlanmışlık hissi vererek karşıdakinin fikrini doğru ya da yanlış köreltmek ister. Taraftarlarından eyyam, veryansın, karalama kampanyaları sipariş edilir ve tarih boyunca hiç şaşmayan döngü de şudur ki: Taraftarlar, taraflardan önce
Hiçbir şeyi erteleme ,hadi dün erteledin ama bugün erteleme .
Hiçbir sorunu çaresiz olarak görme ! Hadi dün gördün ama bugün görme !
Genç yaşlarda karamsarlığa kapılırsan önünü göremezsin!
Işık sensin ,yak ışığı ...
Neye geç kaldıysan ,neye pişmanlık duyuyorsan bir adım at; yenmek için ne kadar geç olursa olsun,ne kadar yaşın geçmiş olursa olsun,hala nefes alıyorsun,hala geç değil!
Nefes aldığın sürece geç değil!
Kendine inandığın sürece geç değil?
Onlar en güçlü yeminleriyle Allâh’a and verdiler ki: “Kendilerine (istedikleri) bir (mucize ve) âyet gelecek olursa, kasem olsun ki elbette ona inanacaklar!” (Habîbim!) De ki: “Tüm âyet (ve mucize)ler Allâh nezdindedir. (Dilediği mucizeyi göstermeye Kâdir olan ancak O’dur. Mûcizelerden hiçbiri benim elim de değildir ki, isteğinizi yerine getirebileyim.)” (Ey Müslümanlar! İman etmeleri için onlara istedikleri mûcizenin gösterilmesine düşkün olmayın.) O (istedikleri mûcize) gerçekten geldiğinde, onların (yine de) inanmayacaklarını (Ben bilmekteyim, ama bunu) size bildirmekte olan şey nedir/onların inanacaklarını size ne bildirmiştir (ki böyle bir şey istiyorsunuz)/? (Ezelî ilmime vâkıf olmadığınızdan bu temenninizin elbette haklı bir nedeni bulunmaktadır, ancak şimdi Ben size olacağı bildirmekteyim.)