Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 days
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.8k okunma
Reklam
Bahaeddin! Eğer dâimâ Cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kînini yüreğinde tutma! Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma! Eğer hiç kimseden sana fenâlık gelmesini istemezsen fenâ söyleyici, fenâ öğretici, fenâ düşünceli olma! Bir adamı dostlukla anarsan dâimâ sevinç içinde olursun. İşte o sevinç Cennetin tâ kendisidir. Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, dâimâ üzüntü içinde olursun. İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir. Dostlarını andığın vakit, içinin bahçesi çiçeklenir. Düşmanları andığın vakit yüreğine dikenler ve yılanlar dolar. Peygamberler ve velîler yüreklerini hoş tuttular, karakter ve huylarını güzelleştirdiler. Halk onların bu güzel karakterine vuruldu,tutuldu. Onların hepsi gönül hoşluğu ile peygambere ümmet, velilere mürid oldular." "Ey Bahâeddin! Senin düşmanını sevmeni, düşmanınn da seni sevmesini istersen, 40 gün onun hayrını ve iyiliğini iste. O düşman senin dostun olur; çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır."
Sayfa 244Kitabı okudu
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Tarihin bizi içinde yetiştirdiği âdet üzere aydınlıktan, özgürlükten, topluluktan, nurdan, güneşlenmekten, güneşin altında durmaktan kaçınma... Ey zulmün gölgesinde yetiştirdiği! Cehaletin uzlette tuttuğu! Güvenlik ve huzur göletlerinin yosunu, ey .... "ben"! Çadırından çık, bu derin halklar okyanusunun derinliklerinde kaybol, bırak da Arafat'ın kavurucu güneşi seni yaksın. Bırak, birgün böyle, ey..... bal mumu! Topluluğun kalbinde parlayan bir mum! Sakın düşmanın elinde eriyen; oyuncunun parmaklarının arasında oynattığı itaatkar bir oyuncak olma! Her halükarda özgürsün. Günü istediğin gibi geçirebilirsin, uyuyarak bile: her zamanki gibi! Burada senden istenen "Vakfe"dir, durmaktır!
Birikimli ve aydın kişiler olmanız sizin için bir imtiyaz sahibi ve ayrıcalık gerekçesi olamaz.Hakimiyet,şan,şöhret ve kaygısız,refah dolu bir hayata sahip olma hakkı da vermez.Aydın olmak sizler için bir vazife,ifa etmeniz gereken bir hizmettir.Sizin göreviniz bir mum gibi yanarak,halkı aydınlatmaktır.Mumu yaktıktan sonra fanus altında tutmazlar,etrafa daha fazla ışık saçması için yüksek bir şamdana yerleştirirler.
Sayfa 148 - undefinedKitabı okudu
Reklam
241 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.