Hicran, gün ortasında öten bir horoz gibi,
Seslendi pek vakitsiz... İçim yandı ansızın.
Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi,
Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.
Hicran gün ortasında neden böyle seslenir,
Birden hatırlatır unutan kalbe sevgiyi?
Keskin bir özleyişle hayal ettiren nedir,
Bir devre varsa insanın ömründe en iyi?
Ey sevgi anladım bu uzaktan sada ile,
Ömrün yegane lezzetidir hatıran bile.
Sayfa 84 - İstanbul Fetih Cemiyeti - 43. Baskı, Aralık 2016Kitabı okudu
Hatunun mezarını ziyaret ettik. Taşını ısmarlamışlar.
Taş dediğin nedir ki; ben onu içimde gezdiriyorum; ve elbette köye de benimle beraber gelecek. Yine Ocak başında söyleşeceğiz, yine benim aniden sesimi yükseltip bağırmama bir şey demeyip susacak, sonra öfkemin süt köpüğü gibi kabarıp dinmesi beklenecek, ardından her ne diyorsa yine hatunun dediği olacak. Gülüşecek ve birlikte tiridin suyuna ekmek banacağız. Kendini kaybettim ama hayalini kaybetmem merak etmeyin.