1025 syf.
·
Not rated
·
Read in 45 days
Yine yaptın yapacağını Dostoyevski... Kitaplığımda uzun süredir okunmayı bekleyen bir eserdi, Karamazov Kardeşler. her daim, şimdi değil daha sonra okurum, müsait bir zaman da başlayayım ki kısa sürede kitabı bitireyim, yoksa gereken lezzeti alamam diye... Ama kaliteli ve lezzet veren bir kitap ne kadar okuma süresi uzun da sürse, vakit darlığından dolayı, yazar o usta kalemiyle yine o tadı, lezzeti ve hazzı okura vermeyi başarıyor. Yani bir nevi okurun açığını da kapatan üstat bir yazar Fyodor Dostoyevski. Ondan dolayı sevgili okur arkadaşım ( Arkadaşım diyorum çünkü şuan sende bu kitaba başladığın anda ben gibi Karamazov ailesine misafir olacaksın, aramızda ortak bir payda oluşmuş olacak...) bence ertelemeden sonraya bırakmadan bu mükemmel eseri okuyup o tadı sende almalısın diye düşünüyorum. Kitap içeriği hakkında konuşursak, birbirinden ayrı düşen baba Karamazov ve kardeşlerin serüvenini muhteşem bir şekilde ele alınışını konu ediniyor. Bie babanın nasıl olmaması gerektiğini, aşkın gözünün kör olduğunu, merhamet dolu bir yüreğe sahipliğin ne türlü fedakarlıklar yaptığını bir bir okuyup idrak ediyorsunuz. Biyolojik olarak baba olmak, gerçekten bir insanı baba yapar mı? Aşk merhamet barındırmalı mı? İçinde kötülük barındıran aşk nasıl sonuçlar doğurur? Yüreği iyilik ve merhametle dolup taşmış insan nasıl olur? İşte her kahraman ayrı değerleri bizlere sunuyor. Pavloviç Karamazov Dmitri Karamazov Aleksey Karamazov... Ve daha diğer kahramanlar ve bize anlatmak istedikleri birçok değer var kitapta. Kitapla kalın her daim vesseselam...
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202335.1k okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
Bir lise öğrencisi iken okuyup çok beğendiğim ve her on yılda bir tekrar okuduğum bir kitap. Coelho'nun üçüncü romanıdır. Özgür kalmak ve dünyayı gezmek için papazlık eğitimini yarıda bırakıp çoban olmayı seçen Endülüslü çoban Santiago'nun hikayesi. Üst üste iki kez gördüğü bir düşten ilham alan çoban Santiago, hazinesini bulmak için Mısır'a doğru yola çıkar. Yolculuk için elindeki her şeyden vazgeçer: Tanıdık bir coğrafya, koyunları, tüccarın kızı... Tüm parasını Tanca limanındaki bir hırsıza kaptırır. Bir billurcunun yanında bir yıl çalışır ve kendisini Mısır'a götürecek bir kervana katılır. Yolculukta ilginç tipler ile karşılaşır: Bilge kervan rehberi, Simyacı'nın peşine düşmüş İngiliz, vahanın reisleri... Ama her şeyden önemlisi de aşk yani Fatima. Yolculuğunu Simyacı'nın rehberliğinde devam ettiren Santiago, hayata dair sırları da öğrenmeye başlar. Bir nevi Simyacı üstad, Santiago ise hevesli bir öğrencidir. Maddi yolculuk bu noktadan sonra bir manevi yolculuğa, bir kendine dönük, bir içsel yolculuğa dönüşür. Santiago hazineyi ararken hem kendini hem hakikati hem de aşkı bulur. Her okumada ayrı bir lezzet aldığım çok güzel bir kitap. Okumayan herkese tavsiye ederim.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 202397 okunma
Reklam
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Ezilenler. Necib Mahfuz'un Mısır'da yoksul halkın ekmek isyanlarına kalkıştığı 1977 yılında tamamladığı bir eserdir. Yazar belli bir konuya bağlı kalıyor aslında. Vermek istediği mesaji kitabın ilk bölümünde okuyucuya iletmek istiyor. Bu mesaj üzerinden kitabı devam ettiriyor. Kitapta çok fazla karakter değişimi oluyor. Bu aklınızı karıştıracak gibi olmasın karakterlerin çoğu kısa ömürlü. Kitapta; isyan, iktidar savaşları, iyilik- kötülük ve aşk kavramlarından bolca bahsedilmiş. Yazar aslında yaşadığı dönemden fazlaca esinlenmiş. Yaşadığı dönemi bir nevi kitapta anlattı. Kitabın çevirisi çok güzel. Arapçadan çevrilmiş olduğu için çok fazla devrik cümle, anlamını bilmediğimiz kelime bulunmuyor. Okuyucundan okuyucuya değişebilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ben kitabı beğendim. Altını çizdiğim çok fazla satır var. Kitabın okuyucuya vermek istediği bir mesaj bulunuyor. Kitabı okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim :)
Ezilenler
EzilenlerNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2013180 okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Kitabın konusu aşk ama imkansızlaştırılan bir aşk ve dolayısıyla çokça acı. Kitabı okurken gecirdiğimiz bunalım ve kapatma isteğinin tek nedeni kadının nedensiz bir şekilde(kendine göre nedenleri var tabi) aşkını imkansız bir hale dönüştürmesi ve ruh hali, düşünme şekli. Sevdiği adamdan kendini hem saklayan hemde gösterme çabası içinde olan genç ve güzel bir kızın aşkını ve hatta hayatını kendi elleriyle mahvedişini okuyoruz. Okuyanın içinde keşkeler dolu bir diyar yaratıyor. Aşkın kavuşma isteğinden ibaret olmadığını hatta aşkın verdiği acıya bile aşık olmak olduğunu iyice öğreniyor. Ferhat ve şirinin, aslı ve keremin, Leyla ile Mecnunun aşkı kadar güçlü bir aşk ama tek fark platonik olması. Kitap vadideki Zambaktan daha yorucu çünkü aşk karşılıklı değil. Adamın kadını fark ettiği her anda okuyucu umutlanıyor ama her defasında arkasından hayal kırıklığına uğruyor. Sanki kadın sadece aşk acısı çekmek için yaşıyor. En kızdıran ve bunaltan yanı ise her şeyi ölürken bir mektupla açıklıyor olması ve adamın o zamana kadar her şeyden habersiz yaşaması, öğrendiğinde her şeyin çok geç olması. İnsan, adamın mektubu okurken ki hislerini merak etmiyor değil ama sanırım o adamda her okur ne hissettiyse aynısını hissetmiştir çünkü biz kadının ağzından dinlediklerimizi adamla beraber okuduk bir nevi. Belkide her şey olup bittiği ve müdahale edilemeyecek olduğu için yani yakın bir geçmişte olduğu için bu kadar üzücü ama.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.9k okunma
Parmaklarının ucunda atıyor hayatın nabzı.Gözlerinde ışıyor yaşam.Güneş senin içinde doğup batıyor. Kar hislerinin üzerine yağıp eriyor.Karla birlikte sen de eriyorsun, güneşle birlikte her gün battığın gibi.Ağaçların dallarının ucunda patlayan tomurcuklar kalbinin içinde çiçekleniyor. Yine kalbinde sararıp soluyor çiçekler.Bulutlar kalbinin
59 syf.
8/10 puan verdi
Kitap güzel betimlemeler ve kişileştirme temaları mevcut. Kitabın kahramanı müzeyyen e duyduğu aşk ve bu aşka dışarıdan bakışı anlatılıyor. Kitap kısa bi hikaye tadında ama güçlü anlatım ön planda. Eşyalar ile konuşup kendi kendini sorgulama durumları var bir nevi hesaplaşma durumları. Kitabın ana fikri aslında arka kapakta yazdığı kısacık kısımdan da belli; - fakat müzeyyen bu derin bir tutku -evet, tek taraflı ve sapıkça bir tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201414 okunma
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.